Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtay’ca incelenmesi davacı idare vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan muhdesat kamulaştırma bedelinin tespiti ve muhdesatın davacı idareye aidiyeti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı, taraf vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce kabulü ile yeniden esas hakkında karar verilmesine ilişkin verilen hüküm, davacı idare vekilince temyiz edilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ve Muhdesat Bedelinin Ödenmesi KARAR Dava; Muhdesat Tespiti ve Muhdesat bedelinin tespit edilerek davalılardan tahsili talebine ilişkin olup mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine, muhdesatın davacılar murisi Mülkü Kalkan tarafından meydana getirildiğinin tespitine muhdesat bedelinin tahsiline yönelik talebin ise reddine karar verilmiştir....

      Arazi üzerindeki mülkiyet,kullanılmasında yarar olduğu ölçüde üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyetin kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak kaydıyla yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK.718). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22/12/1995 tarih ve 1/3 sayılı kararında belirtildiği üzere, muhdesattan bir arazi üzerindeki yapı, tesisler ve bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak sağlamaz. Muhdesat sahibinin hakkı, şahsi bir haktır(4721 Sayılı TMK.m.722,724 ve729. Maddeleri).Taşınmaz üzerindeki ağaç,bina gibi tamamlayıcı parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Bu ilke gereğince kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez....

      Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanlarının tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalı ...’a muhdesatın aidiyeti konusunda dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalı ...’a aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuşcasına davaya devam edilmesi gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti ve muhdesat bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R – Dava, muhdesat aidiyetinin tespiti ve muhdesat bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelere ve özellikle tanık beyanlarına göre, 1661 ve 1658 nolu parseller üzerinde bulunan dava konusu ağaçların davacı tarafça dikildiği söz konusu parsel maliklerinin ağaç bedellerini almadan taşınmazları DSİ’ye devrettikleri anlaşılmıştır....

          Köyü, 1952, 2255 ve 2262 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, dava konusu... Köyü 2262 parsel sayılı taşınmaz üzerinde yapılan boyasız iki katlı betonarme binanın satış bedelinin davalı ...'na verilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... ve ... vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur....

            Somut olaya gelince; davaya konu taşınmaza ait tapu kaydında taşınmaz üzerinde bulunduğu bildirilen yapılara ait muhdesat şerhinin bulunmadığı, yargılama aşamasında davacı ve davalıların da yapı ve ağaçların davalı T4'a ait olduğu yönünde beyan ve kabulde bulunmadıkları anlaşılmaktadır. Yukarıda yer alan ilkeler çerçevesinde mahkemece davalı T4'ın muhdesat iddiasına karşı tarafların tamamının beyanları alınmalı, muhsedatların davalıya ait olduğunun kabul edilmesi halinde muhdesat oranlaması yapılmalı, tarafların itiraz etmesi durumunda ise davalıya HMK'nın 165. maddesi uyarınca muhdesatın aidiyeti davası açması için süre verilmeli, dava açıldığı takdirde sonucuna göre bir hüküm kurulmalı, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmelidir. İlk derece mahkemesince bu yönler üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle kaldırılması gerekmiştir....

            Dava;muhdesat tespiti isteğine ilişkindir.Dava konusu taşınmaz paylı mülkiyet şeklinde taraflar adına kayıtlı bulunmaktadır. 1-Dosya içeriğine toplanan delillere göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukuku'nda, muhdesattan,bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler)....

              Mahkemece, paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının, satış bedelinin nasıl dağıtılacağının hüküm sonucunda gösterilmesi gerekir. Satış yolu ile ortaklığın giderilmesi istenen taşınmaz üzerinde ağaç, bina vs. muhtesat var ise arzın mütemmim cüz-i sayıldığından arz ile birlikte satışına ilişkin karar verilir, ancak bunların bir kısım paydaşlara aidiyetine ilişkin tapuda şerh var ise veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyor ise o takdirde değerlere göre oran kurulması ve satış parasının bu oran esas alınarak dağıtılması gerekir. Mahkemece kurulacak hükümde satış bedelinin paylaştırılmasına yönelik muhdesat oranlarının infazda tereddüde yol açmayacak şekilde açık ve eksiksiz olarak gösterilmesi ve muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılması yönünde hüküm kurulması bilirkişi raporuna atıfla yetinilmemesi gerekmektedir....

              Ancak, davalı T5 vekilinin 11/03/2016 tarihli keşifte dava konusu taşınmaz üzerindeki inşai yapının müvekkilinin babası tarafından inşa edildiğini bildirerek muhdesat iddiasında bulunduğu, davacı vekilinin ise 10/03/2016 tarihli dilekçesi ile müvekkilinin muhdesatın aidiyeti iddiasının bulunmadığını, davalıların iddiasını kabul ettiklerini bildirdiği görülmüştür. Mahkemece muhdesat iddiasında bulunan davalı vekiline muhdesat iddiaları ile ilgili olarak muhdesatın aidiyeti davası açmak üzere süre verilmiş, davacı vekili bir sonraki celsede müvekkilinden talimat alamadığı için muhdesat iddiası ile ilgili dava açmadıklarını beyan etmiş, bunun üzerine mahkemece davanın muhdesat iddiası yokmuş gibi kabulüne karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu