Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/10/2021 NUMARASI : 2021/191 ESAS, 2021/491 KARAR DAVA KONUSU : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK' nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Olayımıza gelince Dava konusu ... ve ... parsel sayılı taşınmazlar ile ilgili davacı ve davalı ... tarafından açılan mülkiyetin tespiti davası sonucu bir kısım ağaçların ve artezyen kuyusunun aidiyeti hakkında hüküm kurulmuş ve karar kesinleşmiştir. Hükme dayanak yapılan 19.3.2009 tarihli ziraat mühendisi bilirkişi raporunda belirlenen ağaçlar ile bu mülkiyetin tespiti kararında belirtilen muhtesatların farklı sayıda olduğu görülmektedir. Üstelik raporda belirtilen ağaçların sadece değeri toplam olarak bildirilmiş tek tek ağaç değerleri belirtilmediği gibi yukarıda belirtildiği şekilde bir oranlama da yapılmamıştır....

    Bir kısım davalı, dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın aynen taksim, mümkün olmaması halinde satış yoluyla giderilmesini istemiş; davalı ... davanın reddini savunmuş; davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... dava konusu taşınmaz üzerinde kendilerine ait daire ve dükkan olduğunu beyan ederek muhdesat iddiasında bulunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ... ve ... temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir....

      Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri ve öncelikle bu uyuşmazlığın giderilmesini istemeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir. Somut olayda; davalı ... tarafından, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan kavak ağaçları yönünden muhdesat iddiasında bulunulmuştur....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf eden davalı vekili sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece dosya kapsamında müvekkillerine karşı ikame edilen izale-i şuyu davası devam ederken muhdesat aidiyetinin tespiti davası için kendilerine kesin süre verildiği, bu süreçte karşı taraf ile anlaşma durumu söz konusu olup mahkeme tarafından verilen sürenin bitmesi akabinde anlaşma zemininin de ortadan kalktığı, taraflarınca sulh olma ihtimaline binaen verilen sürede davanın ikame edilmediği, dosya kapsamında muhdesat aidiyetinin tespiti davası açıldığı, açılan muhdesat aidiyetinin tespiti davasının mahkeme tarafından bekletici mesele olarak dikkate alınmadığı ve müvekkilleri açısından hak kaybına neden olduğu gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nun "İncelemenin Kapsamı" başlıklı 355. maddesinde "İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

        Ancak satışına karar verilen taşınmazın üzerinde muhdesat bulunması ve muhdesatın aidiyeti hususunda taraflar arasında ittifak bulunması halinde muhdesatın toplam değerine oranının muhdesat sahibine geri kalan ve arza isabet eden kısmın ise tapu paydaşlarına payları oranında dağıtılmasına karar verilmesi gerekirken hükmün 2. fıkrasında “87 nolu binanın bedelinin ...’a bilirkişi raporunda belirtilen arsanın binaya orantısı olan %06,93 oranında, 8 nolu binanın bedelinin ise ... mirasçılarına dosyada bulunan ...’ün mirasçılık belgesindeki payları oranında, bilirkişi raporunda belirtilen %16,62 oranında ödenmesine” karar verildikten sonra hükmün 5. fıkrasında “taşınmazın arsa ve bina olarak satışından elde edilecek paranın taraflara payları oranında bölüştürülmesine” karar verilmesi ve ayrıca 492 Sayılı Harçlar Yasasının mükerrer 138.maddesinin sonuna eklenen fıkra gereğince 31.12.2009 günlü Resmi gazetede yayımlanan Harçlar Yasasının Genel Tebliğinin 1 sayılı tarifesinin karar ve ilam harcı...

          Mahkemece hükme esas alınan 20.10.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda muhdesat oranlaması yapılmış ise de; dairemizin bozma ilamında yapılması gereken muhdesat oranlamasının hangi yöntemle hesaplanacağı belirtilmesine rağmen; bilirkişiler tarafından oranlamanın muhdesat sahibi olmayan taraflara da muhdesattan pay verilecek şekilde hesaplandığı anlaşılmakla, söz konusu raporun bozma ilamındaki belirtilen ilkelere uygun olup olmadığı denetlenmeden hükme esas alınması doğru görülmemiştir. Mahkemece, uzman bilirkişilerden yukarıda açıklanan yönteme uygun şekilde muhdesat oranlaması yapılması istenerek açık, denetime uygun rapor alınması, satıştan elde edilecek gelirin bu oranlara göre paylaştırılması ve bu hususun açıkça hükümde gösterilmesi ve satış bedelinin tarafların ortak murisi ... ait mirasçılık belgesine göre dağıtılması gerekir....

            Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....

              Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır. Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir....

                Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanların tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalılara muhdesatın aidiyeti konusunda dava açmak için HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi, açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalılara aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı...

                  UYAP Entegrasyonu