Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda mahkemece, öncelikle tüm tarafların muhdesat iddasını kabul edip etmediklerine dair beyanların tespit edilmesi, muhdesat konusunda ihtilaf bulunduğunda muhdesat iddiasında bulunan davalıya muhdesatın aidiyeti konusunda dava açmak için HMK'nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmesi; açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, tüm tarafların muhdesat iddiasını kabul etmesi veya muhdesatın aidiyeti davası açılıp da muhdesatın davalıya aidiyetine karar verilmesi halinde; yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek bilirkişiden rapor alınmak suretiyle satış bedelinden ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenerek, muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin payları oranında paydaşlara dağıtılması ve dağıtım oranlarının hükümde açıkça gösterilmesi; mahkemece verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı şekilde...

    , bina ile ilgili muhdesat aidiyeti taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davalıların paylı mülkiyetin devamı noktasında açık rızalarının bulunduğunu zira davacılardan T1 ve T6 paylarını 19.02.2021 tarihinde diğer davacı şirkete devrettiklerini, ortaklığın giderilmesi ile ilgili paydaşlar arasında satım yapılması taleplerinin dikkate alınmadığını, muhdesatın tespiti ve aidiyeti ile ilgili dava açmak üzere taraflarına süre verilmediğini, taşınmaz üzerindeki sabit yapı ve tesislerin değerinin hesaplanmadığını, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını, tarafların beyanlarının alınmadığını ve eksik inceleme yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dairemizce HMK'nin 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir....

    Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; davalı ..., taşınmaz üzerinde bulunan 2 adet seranın kendisine ait olduğunu belirterek muhdesat iddiasında bulunmuş; 03.05.2016 tarihli bilirkişi ek raporunda da taşınmaz üzerinde A, B, C ve D harfleriyle gösterilmek suretiyle 4 adet sera bulunduğu tespit edilmiş ise de mahkemece, bu muhdesatların aidiyeti hususunda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece, davalı ...'...

      Mahkemece, A... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/71 Es. ile dava konusu taşınmazlar üzerinde bulunan ağaç ve duvarın aidiyeti hususunda davalılar tarafından açılan davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmiş ise de anılan ara kararından dönülerek dava konusu taşınmazın üzerindeki muhdesatlar ile birlikte satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur....

        Hükmü, davalılar ..., ... ve ... temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır....

          Somut olaya gelince; mahkemece, tarafların muhdesat iddiası hakkında beyanları alınarak, dava konusu taşınmaz üzerindeki bu muhdesatın aidiyeti hususunda tarafların ittifak edip etmedikleri üzerinde durulması, ittifak etmiyorlarsa muhdesat iddiasında bulunan tarafa bu konuda muhdesat aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre verilmesi ve dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılacak davanın niteliği ve sonucuna göre de gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak dava konusu taşınmazın tespit edilen toplam değerinin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiğinin yüzdelik oran kurulmak suretiyle belirlenmesi ve muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedelin ise tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki payları oranında tüm paydaşlara dağıtılması, verilen süre içerisinde dava açılmadığı takdirde ise o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi karar verilmesi gerekirken, davacılar vekiline muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açmak üzere süre vermeden yazılı şekilde...

            Somut olaya gelince; davalı muhdesat iddiasında bulunduğuna göre taşınmaz üzerindeki baraka, kuyu ve evin aidiyeti yönünden davacının beyanının alınması, bu muhdesatların davalıya ait olduğunu kabul ettiği takdirde yukarıda değinilen ilkelere göre oran kurulmak suretiyle hüküm kurulması, kabul etmediği takdirde davalıya HMK 165. maddesi uyarınca muhdesatın aidiyetinin tespiti davası açması için süre verilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken belirtilen bu hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

              Somut olaya gelince; hüküm sonucunda “davaya konu 108 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ev, samanlık ve ambarın bedelinin davalılardan ..., ... ve ... aidiyetine ve bedelinin eşit olarak bu kişilere ödenmesine” ifadeleri yer almakta ise de; yukarıda anılan ilkeler ışığında bilirkişi raporu alınmaksızın ve muhdesat oranlaması yapılmaksızın infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş ve anılan parsel yönünden hükmün bozulması gerekmiştir....

                Davalı ... 110 ada 2 parsel sayılı taşınmazda bulunan ev ve ağaçlar için muhdesat iddiasında bulunarak muhdesatın aidiyeti davası açmış, Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/136 Esas 2013/358 sayılı Kararı ile belirlenen muhdesatların davalı ...’a aidiyetine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu