Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

edilmediği gerekçesi ile 5.3.5 maddesine istinaden uyarı ve 3.165,20 TL cezai şart ve son olarak da 5.3.2, 5.3.5 ve 5.3.14 maddelerine istinaden protokolün 4.3.6 maddesi gereği 31.459,55 TL reçete bedeli olarak cezai işlem uyguladığını,tarafına uygulanan bu cezai işlemlerin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek,davalı Kurum tarafından uygulanan uyarı, 3 ay süreli fesih, 3.163,20 TL cezai şart ile 31.459,55 TL reçete bedeline ilişkin işlemlerin haksız olduğunun tespiti ile önlenmesi ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21/06/2021 tarih ve 2021/100 Esas sayılı ara kararı ile kurulan hüküm nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili yapılan incelemede; DAVACI VEKİLİ DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacının Erdoğan Eczanesi adı altında Adana ilinde uzun yıllardan bu yana davalı kurum ile imzaladığı sözleşme uyarınca eczacı olarak faliyet sürdürdüğünü davalı kurum tarafından 1 adet reçetenin sahte raporlara istinaden hastaların bilgileri dışında düzenlendiğinden bahisle 2020 yılı eczane protokolünün 5.3.10 ve 4.3.6 maddeleri uyarınca 11/03/2021 tarih ve E.19966705- 663.08- 21813268 sayılı uyarı ve para cezası konulu yazısına konu borç tahakkuku ve uyarı işleminin hukuka aykırı olduğundan bahisle, toplam 3.076,27- TL haksız borç tahakkuku ve uyarı işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Adana 8....

    konulu işlem ile tesis edilen 2016 yılı protokolünün 5.3.5 maddesi gereği 8.158,80 TL cezaî şart ve bir kez yazılı uyarı işleminin iptaline karar verilmiştir....

    konulu işlem ile tesis edilen 2016 yılı protokolünün 5.3.5 maddesi gereği 8.158,80 TL cezaî şart ve bir kez yazılı uyarı işleminin iptaline karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Muarazaanın Önlenmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 29,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 25,20 TL'nin temyiz eden davacıdan alınmasına, 12.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muarazaanın Men'i Ve Ecrimisil Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 29,20 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 25,20 TL'nin temyiz eden davacılardan alınmasına, 27.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 08.05.1991 ve 07.06.1991 gününde verilen dilekçeler ile meraya elatmanın önlenmesi ve muarazaanın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın 1 numaralı parsel yönünden kabulüne, diğer parseller yönünden reddine dair verilen 03.06.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra davacılar vekilinin duruşma isteminin pul yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulmuş olmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 15.02.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi _ K A R A R _ Dava, tapu kaydı üzerindeki irtifak hakkının kaldırılması değil , taraflar arasında düzenlenen 06.07.2004 tarihli sözleşmeye dayalı muarazaanın giderilmesi isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen Geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay (13.) Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 Sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir....

            Mahkemece, davacının davasının kabulüne; davalı kurum tarafından davacı aleyhine tesis edilen 24/09/2013 tarih ve 3511836 sayılı uyarı ve cezai şart işleminin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davacı tarafından davalı Kuruma fatura edilen 1 adet sahte ilaç kullanımı raporu içeren reçete nedeniyle uygulanan 59.676,15 TL cezai şart işleminin tahsiline ilişkin davalı Kurum kararının iptali istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MUARAZAANIN GİDERİLMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacılar; tarla vasıflı 1231 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki olduklarını davalı idarenin Elazığ/ Keban arasındaki duble yolun yapımı sırasında yaptığı yol genişletme ve düzeltme çalışmalarında taşınmazı ile yol arasında 8-10 metreye varan kot farkı oluşturduğunu, yolun sağ tarafında oluşan kot farkı nedeniyle istinad duvarı inşaa etmesine rağmen taşınmazına cephe olan yolun sol tarafına istinad duvarının inşaa edilmemesi nedeniyle toprak kaymasına yol açtığını, idareye yapılan başvuruların yanıtsız kaldığını ileri sürerek toprak kaymasını önlemek amacıyla istinad duvarının yapılması suretiyle muarazaanın giderilmesini ya da duvarın yapım bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir....

                UYAP Entegrasyonu