WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 17.06.2014 tarih, 2014/654 esas, 2014/748 karar sayılı kararı ile, mirası kayıtsız ve şartsız olarak reddettiklerinin tesciline karar verildiği anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 605’inci maddesinde yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri düzenlenmiş; ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş olması halinde mirasın reddedilmiş sayılacağı belirtilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesi gereğince mirasçılar, mirası bir bütün olarak kazanırlar. Aynı kanunun 641. maddesi gereğince mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumlu olurlar. Mirasın, mirasçılar tarafından reddedilmesi halinde mirasçılar artık mirasbırakanın külli halefi olmadıklarından tereke borçlarından sorumlu tutulamazlar. Bu nedenle mirası reddeden mirasçıların taraf sıfatı bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla mirası reddeden mirasçılara husumet yöneltilemez....

    iptali davasının mirası reddeden mirasçı yanında diğer mirasçılara da yöneltilmesi gerektiğini, mirasın reddinin iptali davasının açılabilmesi için mirasçının sırf alacaklılarına zarar verme kastı ile mirası reddetmiş olması gerektiğini, bu işlem nedeniyle zararın doğması yetmez zarar verme kastının varlığı gerek ve şart olduğunu, zarar verme kastının varlığını ispat yükünü, alacaklı veya iflas idarisine ait olduğunu, ayrıca madde gerekçesinde "alacaklıların reddeden kişi yerine geçen mirasçıları saptamalarının uzun zaman alabileceği” gerekçesi ile reddin iptali davası açma süresinin altı aya çıkarıldığının belirtilmesi de mirası reddeden mirasçılar yanında diğer mirasçıların da davalı olarak gösterilmesi gerektiği görüşünü desteklediğini, mirası reddederken mirasçının malvarlığının borca yetip yetmediğini ispat yükü alacaklılara Düşeceğini, bunun için mirasçının borç ödemeden aciz belgesi ya da iflasına ilişkin mahkeme kararı olmadan söz konusu ispat faaliyetinin yerine getirildiğinin...

    Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir.” düzenlemesine yer verilmiş olup; mirasın reddi durumunda tasfiye sonucu terekeden arta kalan olursa, bunlar ikinci zümreye geçmeyerek mirası reddetmiş olan birinci zümreye verileceği hususu, yine tahsiline hukmedilecek alacak miktarı, bunun sonucu olarak da terekeden ödenecek kısmı etkileyeceği gözetildiğinde, rücuan tazminat davasının mirası reddetmiş olanların da hak alanını ilgilendireceği açıktır. Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde mirasçıların murisin borçlarından sorumlulukları son bulmaktadır. TMK’nın 612. maddesinde en yakın yasal mirasçıların, mirasın tamamını reddetmesi halinde reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği hükme bağlanmıştır. Buna göre davacı Kurumun terekeye karşı davaya devam etme hakkı bulunmakta olup, Kurumun bu yönde talebi bulunması halinde terekeye atanacak temsilci ile davaya devam olunmalıdır....

      Yasal mirasçılardan ..., ... ve ... mirası kayıtsız şartsız olarak reddetmiş, ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 05.10.2012 gün ve 2012/614-655 Esas ve Karar sayılı hükmü ile reddin tespit ve özel kütüğüne tesciline karar verilmiştir. TMK'nun 611/1 maddesine göre “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer.” Aynı Yasa'nın 608/son maddesine göre ise “Red sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse; bunlar için red süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar.” Dosya arasında bulunan nüfus kayıtlarına göre davacılar ..., ..., ve ... mirası reddeden ... ve ...’in alt soyudur. ... ve ... mirası reddetmekle, mirasın açıldığı andan geçerli olacak şekilde mirasçılık sıfatını kaybetmiş, onların payı miras bırakanın vefatında kendileri hayatta değilmiş gibi, miras açıldığı andan geçerli olacak şekilde kendi alt soylarına intikal etmiştir....

        Mirasçılar, mirası reddederken kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu taktirde ret, Sulh Hakimi tarafından sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar. Bunun üzerine miras, yine iflas hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir. En yakın yasal mirasçıların reddi, kendilerinden sonra gelen mirasçılar yararına olmadıkça ve bunlar Yasanın 614. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde mirası açıkça kabul etmedikçe miras, sonra gelen mirasçılara geçmez. Bunlar, miras bırakanın borçlarından sorumlu da tutulamaz....

          Yasal mirasçılardan ..., süresi içinde mirası kayıtsız şartsız reddetmiş, sulh mahkemesince 28.4.2010 tarihinde reddin tespit ve özel kütüğüne tesciline karar verilmiştir. Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse , onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi , varsa alt soyuna yoksa diğer mirasçılara geçer. (TMK. m. 611/1) Dosyaya alınan nüfus kaydına göre, davacı ..., mirası reddeden ...'ın alt soyudur. ... mirası reddetmekle , mirasın açıldığı andan geçerli olacak şekilde mirasçılık sıfatını kaybetmiş onun payı mirasbırakanın vefatında kendisi hayatta değilmiş gibi , miras açıldığı andan geçerli olacak şekilde kendi alt soyuna intikal etmiştir. Bu bakımdan davacı ... , “yasal mirasçılık” sıfatını almış ve mirasa hak sahibi olmuştur. Bu husus gözetilerek hüküm kurulması gerekirken yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....

            Mirasbırakanın kardeşleri olan davacılar, mirasbırakanın tek mirasçısı kızının mirası reddetmiş olması nedeniyle terekenin borca batık olduğu gerekçesiyle mirası reddettiklerini beyan etmişlerdir. Türk Medeni Kanununun 612. maddesi uyarınca en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras Sulh Hukuk Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Mirasbırakan Gönül Gemici'nin 16.3.2005 tarihinde vefatıyla kalan en yakın mirasçısı kızı Ayşe 31.3.2005 tarihinde mirası reddetmiştir. Mirasbırakanın en yakın mirasçısı sıfatını taşımayan kardeşlerine miras intikal etmez. Tasfiye sonucunda arta kalan değer mirası reddetmemiş gibi Gönül Gemici'nin mirasçısına verilir. (TMK.md.612/2) Bu yasal hükümlerin aksine verilmiş kararlar sonuca etkili değildir....

              Davacılar, murisleri ...’tan intikal eden mirası kayıtsız ve şartsız olarak reddettiklerini beyan ederek mirası ret beyanının tespitini talep etmişlerdir. Mahkemece, 3 aylık yasal süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nın 612. maddesi uyarınca en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilen miras sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. En yakın yasal mirasçılardan maksat murisin ölümünde doğrudan doğruya mirasçılık sıfatını kazanan mirasçılardır. Somut olayda muris ...’ın 10.09.2014 tarihinde vefat ettiği, en yakın yasal mirasçıları olan çocukları ..., ... ve ...’in mirası reddettikleri anlaşılmaktadır. Muris ...'...

                nun vefat ettiğini, davacının babasından kalan mirası istemediğini, ailevi nedenlerden dolayı murisin mirasını kayıtsız şartsız reddettiklerini, mirasın gerçek reddini gösteren kararın verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı ...'nın müteveffa ....'nun kızı olduğunu, geriye mirası reddetmemiş olan annesi ...'nun kaldığı, murisin 13.04.2012 tarihinde ölümünün ardından davacının 3 aylık yasal süresi içinde kayıtsız ve şartsız mirası reddettiğini, davacının alacaklısı olduğunu iddia eden ... A.Ş.'nin mirasçının alacaklısını zarara uğratma kastıyla mirası reddettiğini ileri sürerek müdahale talebinde bulunduğu ve mirası ret talebinin reddini talep ettiği, ancak Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevinin kayıtsız şartsız ret beyanını tutanağa geçirmek ve tescil etmekten ibaret olduğunu, mirasın reddinin iptali için TMK'nun 617. maddesi uyarınca dava açılması gerektiğinden davanın kabulüne karar verilmiş, karar müdahil banka vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                  İcra Müdürlüğünün 2012/27 esas sayılı dosyasıyla müvekkili banka tarafından icra takibi yapıldığını, davalının mirası reddettiği gerekçesiyle takibe itiraz ettiğini, davalının muristen intikal eden sigorta bedelini ve süresi içerisinde tahsil ettiği için mirası red hakkının bulunmadığını ileri sürerek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin 30/09/2010 tarihinde mirası ret isteminde bulunduğunu, murisin alacaklılarının ret tarihinden itibaren 6 aylık süre içerisinde dava açmalarının gerektiğini, bu sürenin geçirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davaya konu mirasın reddinin iptaline ilişkin kararın davalı mirasçının mirası ret ettiği 30/09/2010 tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü sürenin davanın açıldığı, 11/09/2012 tarihi itibariyle dolduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süreden ret edilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu