Bunlardan davalı HUMK’nun 432/1. maddesinde yazılı onbeş günlük ve 427/4 ve 433/2. maddelerinde belirlenen on günlük süreleri geçirdikten sonra temyiz ettiğine göre temyiz istemi reddedilmelidir. 2-Davacının temyiz itirazlarına gelince; Dava, İİK.89 maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki belgelerden, dava konusu edilen alacak nedeniyle davacı kurumun başkanı ile birlikte davacıdan olan alacağını davalı şirketin borçlusuna temlik eden dava dışı şirket yetkilisi hakkında davacı belediyeyi usulsüz bir şekilde, alım-satım gibi gösterilen işlemlerle zarara uğrattıkları iddiasıyla kamu kurumu aleyhine dolandırıcılık suçundan ... 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2011/56 Esas sayılı dosyası ile yargılamanın devam ettiği anlaşılmaktadır....
Ne var ki alınan bilirkişi raporlarından çekteki imzanın davacının yetkililerine ait olmadığının anlaşılması ve imza definin mutlak defilerden olması karşısında menfi tespit isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı tarafından çekin istirdadı da talep edilmiş ise de; davalının çeki mevzuata uygun olarak iktisap ettiği, davacının zararına olarak hareket ettiğine ilişkin davacı tarafından delil getirilmediği gözetilerek çekin istirdadı isteminin reddine karar verilmiştir. Son olarak; davalının icra takibini kötüniyetle başlattığına ilişkin delil bulunmadığından davacının, menfi tespit istemi kabul edildiği için de davalının tazminat istemlerinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçede açıklandığı üzere; 1-Davacının .... İcra Dairesi'nin ......
Noterliği 24/07/1997 tarih 47055 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi doğrultusunda mirasçılar Gülderen Aktaş ve Gülsen Hatemoğlu karşılık sağlanarak mirastan feragat sözleşmesi yapmışlardır. Söz konusu mirasçılardan karşılık sağlanarak mirastan feragat ettiklerine göre, TMK'nın 528. maddesi uyarınca mirastan feragat eden Gülderen Aktaş ve Gülsen Hatemoğlu'un miras payının intikal şeklinin kararda gösterilmesi gerekir. Bu hüküm karşısında, mirastan feragat eden mirasçılar Gülderen Aktaş ve Gülsen Hatemoğlu mirasçılık sıfatını kaybetmişlerdir. Aynı zamanda mirastan feragat sözleşmesi karşılık sağlanarak düzenlendiğinden mirastan feragat eden mirasçıların alt soyu içinde sonuç doğuracaktır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalı T5 tarafından açılan vasiyetnamenin tenfizi davası vasiyetnamenin alacaklısı tarafından her zaman vasiyetnamenin yerine getirilmesi talep edilebileceğinden davanın reddine karar verildiği, verilen kararlara göre mirastan feragat sözleşmesinin ve vasiyetnamenin şer'i hükümler haricindeki kısmının geçerli olduğu, mirasçılık belgesi murisin ırs soy ilişkisini tespit ettirmekten ibaret olup mirastan feragat eden kişi mirasçılık belgesinde yer alsa da terekeye dahil mal ve haklar yönünden mirasçılık sıfatını kaybedeceğinden mirastan feragat eden kişiye mirastan pay verilmeyeceğinden Kartal 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/96 sayılı mirasçılık belgesinin doğru olduğu, davalı T5'nin mirastan pay verildiği, Beyoğlu 1....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde bir kısım davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar, vekili, davalı...’in senede dayalı olarak müvekkillerinin murisi ... ve davalı ... aleyhine takibe geçtiğini, senet borçlusu ...’in 30.06.1997 tarihinde vefat ettiğini, muris ...’in ölmeden önce Cumhuriyet Savcılığına sahtecilik nedeniyle müracaat ettiğini,dosyanın halen Adli Tıp kurumunda imza incelemesinde bulunduğunu, bonoların zamanaşımına uğradığı ve sahte olduğunu senet alacaklısı görünen davalı ...’in muris, ......
Tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulüne tabi menfi tespit davası ise yazılı yargılama usulüne tabidir. Ayrıca tasarrufun iptali davasının temyiz inceleme yeri ile menfi tespit davasının temyiz inceleme yerinin farklı olması nedeniyle ayrı bir dava olarak açılan menfi tespit davasının tasarrufun iptali ile birleştirilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece, menfi tesbit davasının tefrik edildikten ve ayrı esasa kaydı yapıldıktan sonra, tasarrufun iptali davasının diğer ön koşullarının gerçekleşmiş olduğunun anlaşılması halinde, gerçek bir borç ilişkisinin varlığı tasarrufun iptali davasını etkileyeceğinden bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden asıl davada davalı-birleşen davada davacı ...Ş.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki intifa hakkı sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit ve muarazanın giderilmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 12.07.2013 gün ve 2012/13634- 2013/3585 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle bozulmuş olup, karar düzeltme istemi HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir....
. - DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/11/2019 KARAR TARİHİ : 18/03/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili, davalının çeke dayalı olarak icra takibi başlattığı ancak çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı, iddiasına dayalı menfi tespit ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP: Davalı vekili, imzaya itirazın kötü niyetli olduğunu dava konusu çekin illetten mücerret borç doğurduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. DELİLLER -Çek -İcra Dosyası -Bilirkişi raporu DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı aleyhine başlatılan çeke dayalı icra takibi nedeniyle çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı iddiasına dayalı menfi tespit ve çek iptali istemine ilişkindir....
O halde menfi tespit davası ve ipoteğin kaldırılması talepleri yönünden davaların tefrik edilmesinin düşünülmesi ve menfi tespit davası yönünden ... 49. Asliye Ticaret Mahkemesine yetkisizlik kararı verilmesi, ipoteğin kaldırılması istemi yönünden de Birecik Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili mahkeme sıfatıyla yargılamaya devam etmesi gerekmektedir. Bu durumda uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) çözümlenmesi gerekmektedir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 22. ve 23. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 01.07.2013 tarih ve 2013/3505 E.-2013/4542 K. sayılı ilamıyla karar verilmeyen 3 takip dosyası ile ilgili derdestlik ilk itirazı hakkında karar verilmemesi gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; imza incelemesi yaptırıldığı ve senetler üzerindeki imzaların davacıların eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. Dava, kooperatif alacağından kaynaklanan menfi tespit davasıdır. 1-Davacı ... ile ilgili ... . Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/213 E.-2017/51K. sayılı dosyasında aynı konu ile ilgili olarak karar verildiği kararın temyiz edildiği kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda bu davacı yönünden derdestlik itirazının değerlendirilmesi gerekirken bu hususun gözden kaçırılması doğru değildir....