Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının vasiyetnameyi, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar. (Aynı yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığı'nın 2020/3118 E. Ve 2020/6145 K. Sayılı kararı) Somut olayda vasiyetnamenin tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde açılan vasiyetnamenin iptali davasının hak düşürücü süre içerisinde açıldığı kabul edilerek dava esastan incelenmiştir. Adana 4. Noterliği'nin 31.07.2012 tarih ve 15093 Yevmiye sayılı düzenleme şeklinde mirastan feragat sözleşmesi ile muris T1 ile mirasçılar T1 ve Mehmet Töle'nin 656.000,00.-TL bedel karşılığında annelerine ait tüm mirastan feragat sözleşmesi imzaladıkları anlaşılmaktadır. TMK'nın 557. maddesinde, vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır....

Asliye Hukuk Mahkemesince, vasiyetnamede murisin adresinin .... olduğu, davacının da murisin önce ... okunduğu anlaşıldığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. .... Asliye Hukuk Mahkemesince ise davacının, miras bırakanın 2010 yılında ...'da kendisinin yanında vefat ettiğini, ölmeden önce 8 yıl kadar ...'da yaşadığını, sadece yaz aylarında ...ilçesine geldiğini beyan ettiği, miras bırakan ...'ın nüfus kayıt tablosu incelendiğinde; yerleşim yeri adresinin "... :23, İç Kapı No:4 .... ..." olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Türk Medenî Kanununun 596. maddesine göre, "Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde miras bırakanın yerleşim yeri sulh hâkimi tarafından açılır ve ilgililere okunur."...

    adına tescilini gerektiren bir hukuki olguya (hibe, satış, taksim gibi) da dayanılmadığı, her ne kadar davacılar vekili istinafında lehlerine mirastan feragat sözleşmelerinin varlığından bahsetmiş ise de söz konusu iddianın yargılama esnasında ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyip ilk kez istinaf esnasında ileri sürüldüğü (HMK 357/1), kaldı ki dosyaya istinaf dilekçesiyle birlikte sunulduğu anlaşılan evrakların vekaletnamelerden ibaret olup, herhangi bir mirastan feragat sözleşmesinin sunulmadığı, dosyada bulunan kök muris Mehmet'e ilişkin veraset ilamının incelenmesinden sunulan vekaletnamelerin tüm mirasçıların bir kısmı bakımından olduğu, bu haliyle; eldeki davanın halefiyet esasına göre tereke adına değil de davacıların kendi miras payları için açıldığı, bir ya da bir kısım mirasçının terekeye ait bir mal veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için yalnız kendi adına dava açması halinde, bir veya bir kısım mirasçının iştirak halindeki pay üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi...

    Keza, davalı tanık ifadelerinden davacının aldığı dairenin parasının muris tarafından ödendiği, miras bırakanla çocukları arasında özellikle de davacı ile miras bırakan arasında bir husumetin olmadığı, mal kaçırmak için bir nedenin varlığının ortaya konulamadığı, miras bırakanın gerçek irade ve amacının mal kaçırmak olmadığı, denkleştirme amacıyla hareket ettiği sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Kabule göre de; ıslah dilekçesinde faiz talebinde bulunan davacının, bu talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da isabetsizdir. Tarafların temyiz itirazları değinilen yönler bakımından yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK.'...

      nin annesiyle yaptığı mirastan feragat sözleşmesinin geçerli olduğunu, borçlulardan mal kaçırma amacına yönelik eylem bulunmadığını, davacının alacağının gerçek alacak olmadığına dair savunmalarının yerel mahkeme tarafından araştırılmadığını, mahkemece verilen haciz ve satış yetkisinin gayrimenkullerdeki sadece ...'ye intikali gereken hisse yönünden olması gerekirken yerel mahkemece bu ayrım yapılmadan gayrimenkullerin tamamı için haciz ve satış yetkisi verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece vekalet ücreti ve harçların yanlış hesaplandığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın konusu davalı ...'nin annesi ...'...

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; talebin zaman aşımına uğradığını, bedel talep edildiğini, bu nedenle 10 yıllık zaman aşımının dolduğunu, davacının uzun süre dava açmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tarafların murisin ölümünden sonra mirastan feragat sözleşmesi yaptıklarını, davacının feragat etmesi nedeni ile dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, murisin mirasının mahkemece 2003 yılında açıldığını, davacının mirastan feragat sözleşmesine herhangi bir itirazının olmadığını, sözleşmede imzası bulunduğunu belirterek davanın zaman aşımı , hukuki yarar bulunmaması nedeni ile usulden , mümkün olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararı: Mahkemece; "Davanın ESASTAN REDDİNE " karar verilmiştir....

        in ölümünden sonra yapılan intikaller sırasında mirastan ayrıca pay aldığını ve tapularda adına intikal yaptığını açıklayarak 454 ve 2713 parsel sayılı taşınmazlarda davalı adına kayıtlı payların iptali ile adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, mirastan feragat sözleşmesi ile yapılan bir işlem bulunmadığını, kaldı ki davacıların dayandıkları sözleşmenin genel vekaletname suretiyle verilen satış yetkisini içerdiğini, taşınmazlardaki miras payını önceden almadığını savunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakan anneleri ...’ın 95 parsel sayılı taşınmazlardaki payını oğlu ...’a, ...’ın da davalı oğlu ...’a satış suretiyle devrettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, anılan temlikler nedeniyle davacılardan... tarafından Ünye 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/342 Esas sayılı dosyası ile muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal tescil davası açıldığını, ...’ın davalının miras payını vereceğini belirtmesi üzerine davadan feragat ettiğini, fakat davalının miras payını devretmediğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir....

            Maddesi uyarınca dosya borçlusunun babası olan Şevket Sabancı'nın banka hesaplarına, hak ve alacaklarına, taşınır ve taşınmazlarına konulan hacizlerin fekkini talep ettiklerini, fek taleplerinin müdürlükçe reddedildiğini, ret kararının hukuka aykırı olduğunu, borçlu Sadıka Gül Sabancının mirastan feragat sözleşmesi ile mirastan feragat ettiğini, mirastan feragat sonucunda müvekkilileri Kazım Köseoğlu ve Can Köseoğlu'nun mirasçı sıfatına kavuştuğunu, Sadıka Gül Sabancı'nın mirasçılık sıfatını yitirdiğini, bu nedenle İstanbul 25. İcra Müdürlüğü'nce verilen 04/08/2021 tarihli kararın hukuka aykırı olması nedeniyle kaldırılmasına, mirastan feragat eden borçlunun miras payı oranında yapılan hacizlerin ve diğer hacizlerin fekkine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Davacılar, miras bırakanları Mehmet Karataşer'in 490 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı oğlu Rahmiye satış göstermek suretiyle devrettiğini, bu taşınmazdan ifraz edilen ve 1770 parsel numarasını alan taşınmazını ise davalı oğlu Tahsin'e hibe ettiğini, yine miras bırakanları Hacer Karateşir'in ise 490 parsel sayılı taşınmazdaki payını davalı kızı Ayşe'ye satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptal ve miras payları oranında tescile karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davacı ... davasından feragat etmiştir. Davalılar, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davacı ...'...

              UYAP Entegrasyonu