"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; noterce tanzim edilen Mirastan Feragat Sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olup, mahkemece ihtiyati tedbir kararının kısmen kaldırılmasına ilişkin ara kararı temyiz edilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12/02/2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen İş Bölümü Kararının "Ortak Hükümler" başlıklı bölümünün "Ortak Hükümler" başlıklı bölümünün 6. maddesi: "Asıl davayla ilgili ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerine ilişkin kararların temyiz inceleme görevi, asıl davaya bakacak olan daireye aittir". hükmünü içermektedir. Davanın, Mirastan Feragat sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olmasına göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir....
Apartmanı, Daire:11’deki 6/10 payını satış göstermek suretiyle davalıya temlik ettiğini, yapılan işlemin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava konusu 6/10 payın tapusunun iptali ile payları oranında adlarına tesciline olmadığı takdirde tenkisine karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında davacılardan ... Ayıt 18.08.2014 , davacılardan ... ise 3.11.2014 tarihli dilekçeleri ile davadan feragat etmişlerdir. Davalı, dava konusu satış işleminin gerçek olduğunu, muvazaanın söz konusu olmadığını, muris ... ile birlikte diğer paydaşlar olan davacıların da aynı resmi senet ile paylarını kendisine sattıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacılardan ... ve ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacı ... yönünden ise yapılan temlik işleminin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1937 doğumlu mirasbırakan ......
İlk Derece Mahkemesince, birleştirilen davada davacılar ..., ... ve ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, asıl davada davacılar ile birleştirilen davada diğer davacılar yönünden çekişmeli taşınmazların temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile miras payları oranında iptal tescile karar verilmiş; kararın taraflarca istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1....
Noterliği'ne ait 15/03/1988 tarih ve 11191 yevmiye numaralı "Düzenleme Mirastan Feragat" senedi ile ivaz karşılığı diğer mirasçılar lehine feragat ettiği hususu dikkate alınarak kök muristen gelen miras yönünden borçlu davalıya hisse verilmediği, ancak kök muristen sonra vefat eden borçlu davalının annesi muris Hatice Çiçek'ten intikal eden hisse oranı dikkate alınarak hisse hesaplaması yapılarak borçlu davalıya da hisse verildiği görülmüş olup, yapılan hesaplamanın dosya içeriğine uygun ve nüfus kayıtları ile örtüştüğü görülmekle, mahkemesince mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi düzenlenmesine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....
Miras ortaklığında mirasçıların birlikte hareket etmeleri zorunluluğu, işlemleri, kullanım ve idareyi birlikte yapmaları, mirasçılar arasında anlaşmazlık bulunması veya bu konularda anlaşamamaları halinde miras ortaklığı adına gerekli işlemleri yapmak, dava açmak, açılmış veya açılacak davaları takip etmek üzere Medeni kanunumuz paylaşmaya kadar miras ortaklığına bir temsilci atanması olanağı sağlamıştır. (TMK m. 640 ) Mirasçılardan biri veya bir kaçının isteği üzerine hakim mirasın paylaşımına kadar görev yapmak üzere miras ortaklığına bir temsilci atayabilir. Muris Tuncay ....... 16.09.2013 tarihinde vefat etmiş olup terekesi henüz taksim edilmemiştir. Terekenin idaresi ve mirastan dolayı açılmış davalar nedeniyle temsili hususunda mirasçılar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır....
Ne var ki; Mirastan çıkarma ve yoksunluk sebeplerinin gerçekleşmesi ya da mirasın reddi veya mirastan feragat edilmiş olması ilgili kişinin mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilmesine ve kendisine mirastan pay verilmesine engel bir neden değildir. Ancak, bu olguların hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğinin hüküm yerinde gösterilmesi gerekir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, HMK'nın 11. maddesinde açıkça; terekenin kesin paylaşımına kadar mirasçılara karşı açılacak tüm davalarda ölen kimsenin son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu hüküm altına alındığını, madde gerekçesinde de bu hükmün miras işlerinin tek elden yürütülmesinin uygun olacağının ve murisin ölüme bağlı tasarruflarına da bu hükmün uygulanacağının belirtildiğini, dolayısıyla, miras hukukuna ilişkin bu düzenlemelerin, taşınmazların aynına ilişkin olan; "davaların taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görüleceğine" ilişkin kesin yetki kuralının istisnası olduğunun apaçık ortada olduğunu, mirastan doğan davalarda ölen kişinin son yerleşim yeri mahkemesinin kesin yetkili olduğu gerek kanun hükümleri gerekse de Yargıtay içtihatları ve doktrindeki görüş birliğiyle sabit olduğunu, huzurdaki dava da bu kapsamda olup, murisin son yerleşim yeri itibariyle İstanbul Adliyesi'nin yetkili olduğunu, kaldı ki, huzurdaki dava vasiyetin tenfizi davası olup,...
Keza, 6100 sayılı HMK'nun 311. maddesi, ''feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur. İrade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptali istenebilir.'' hükmünü öngörmektedir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakınca, öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacının feragat beyanının irade bozukluğu hallerinden biriyle malul olup olmadığı hususudur....
şeklinde yorumlanması ya da miras taksim sözleşmesi olarak yorumlanması ya da ölünceye kadar bakma akdinin muvazaa içermediğinin kabul edildiği yada Ö.K.B.A.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-BEDEL TAHSİLİ Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, ortak mirasbırakan ...’ın kayden maliki olduğu 10 ada 19 parsel sayılı taşınmazını 14/04/2003 tarihinde davalıya satış göstererek devrettiğini, davalının da bu taşınmazın 65 m²'sini dava dışı üçüncü bir kişiye sattığını, mirasbırakan tarafından davalıya yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali ve tescil; davalının üçüncü kişiye sattığı paya yönelik olarak ise saklı paylarının zedelendiğini belirterek 5.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini istemişler, yargılama sırasında ıslah ile taleplerini 30.465,00 TL'ye yükseltmişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....