suretiyle tedavi borçlarının kapatıldığını bildirdiği, miras bırakanın başka taşınmazının bulunmadığı anlaşılmaktadır....
Noterliğinin 32925 yevmiye sayılı ve 03.09.2009 tarihli düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin birinci sayfasında, miras bırakanın okur yazar olmadığının belirtildiği, huzurda miras bırakan ve tanık sıfatı ile vasiyetnamede yer alacakların sırası ile kimlik tespitlerinin yapıldığı, devamında miras bırakanın son arzularını bildirdikten sonra vasiyetnamenin noter tarafından tanıklar önünde vasiyet edene okuduğu ve vasiyet eden ... ... tarafından yine tanıklar önünde, okunanların son arzularını kapsadığını beyan ettiği; vasiyetnamenin ikinci sayfasında da tanıkların, ... ... tarafından yapılan beyanın noter tarafından miras bırakana kendi önlerinde okunduğu, miras bırakanın bu okunan kısmın arzularına uygun olduğunu belirtikleri gibi miras bırakanı bu işlemi yapmaya yeterli (tasarrufa ehil) görerek, yasaklılık hallerinin bulunmadığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır....
Davalı ..., davacının, payını diğer davalılar ... ve ...’nin miras bırakanı ...’ye sattığını, kendisinin de ...’tan 9.8.2007 tarihli protokolle yarı payını satın ve devraldığını ileri sürmüştür. Miras payının devrini öngören TMK.nun 677. maddesinde, tapusuz taşınmazlardaki miras payının devri için herhangi bir şekil aranmamış, ancak tapulu taşınmazlardaki miras paylarının devri için yazılı şekil öngörülmüştür. Dava konusu taşınmazın ortak miras bırakan ...’den kaldığı, öncesinin tapusuz olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dosya kapsamına göre yöntemine uygun geçerli bir taksimin yapılmadığı da sabittir. Davalı, davacının miras payını önce mirasçılardan ...’a satıp devrettiğini kendisinin de yarı payını ondan aldığını ileri sürdüğüne göre, bu iddiasını kanıtlamak durumundadır....
adına tespit edilerek tapunun beyanlar hanesine şerh konulduğu, miras bırakanın ölünceye kadar taşınmaz üzerindeki evin ikinci katında eşi ...... ile birlikte yasadığı, bakım ve ihtiyaçlarının aynı binanın birinci katında yaşayan davalı oğlu ...... ve ailesi tarafından karşılandığı, miras bırakanın 31.10.2010 tarihinde kanser tanısıyla hastahanede tedavisinin başladığı, tedavisi sırasında davalı ...'ın ilgilendiği, tanık olarak dinlenen miras bırakanın eşi ...... tarafından miras bırakanın tedavi ve diğer masraflarının davalı ...'ın banka hesabında ki paradan karşılanması için taşınmazın 8.000,00TL bedelle davalıya sattıldığı ve bedelinin ödendiğinin ifade edildiği, davalı ...'ın 04.11.2010 tarihinde banka hesabından 5.000,00TL nakit para alındığı, 10.11.2010 tarihinde tapuda intikalin yapıldığı, dava konusu taşınmaz dışında miras bırakanın başka malları ve bankada ...... hesabının bulunduğu mirasçılarının bunları paylaştığı, davacı ...'...
Somut olayda; iş bu dava ile iptali istenen miras sözleşmesini düzenleyen davacıların murisi ..., hem ... hem de ... vatandaşı olup, miras sözleşmesi ....'da düzenlenmiştir. Buna göre; iptali istenen miras sözleşmesinin ... Hukukuna uygun düzenlenmesi halinde geçerli olacağı açıktır. Her ne kadar mahkemece; davaya konu miras sözleşmesinin ... Kanunlarına uygun olarak yazıldığı gerekçesiyle geçerli olduğu kanaatine varılmış ise de, mahkemenin miras sözleşmesinin ... Kanunlarına uygun yapıldığı kanaatine nasıl vardığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; miras sözleşmesiyle ilgili ... mevzuatı dosyaya celbedilerek, miras sözleşmesinin ... Kanunlarına uygun yapılıp yapılmadığı hususunda ayrıntılı, gerekçeli, Yargıtay denetimine elverişli bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Ne var ki; uyuşmazlık konusu 146 ada 15 parselin gerek kadastro tutanağındaki açıklamalar gerekse davalı tanıklarının bu parselin davalıların yakın miras bırakanı ...tarafından 3. kişiden satın alındığına ilişkin açıklamaları; yine niza konusu 148 ada 1 parselin öncesi itibariyle dip miras bırakan İsmail’e aitken 3.kişiye satıldığı, davalıların yakın miras bırakanı Haydar’ın bilahare satın aldığı hususundaki davalı tanıklarının ifadeleri ile ortak miras bırakandan kaldığı şeklindeki davacı tanıklarının beyanları arasında da çelişki bulunmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sırasında ... çalışma alanında bulunan 154 ada 1, 166 ada 7 ve 168 ada 12 parsel sayılı 3.941.26, 2.470.59 ve 2.760.44 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, vergi kaydı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, miras yoluyla gelen hak ve paylaşma nedeniyle davalı ... ve müşterekleri adına, 246 ada 53 parsel sayılı 734.15 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ve miras yoluyla gelen hak nedeniyle tarafların ortak miras bırakanı ... mirasçıları adına tespit edilmiştir. Davacı ..., ortak miras bırakanın sağlığında yapılan paylaşma ile taşınmazların kendisine kaldığı ve uzun süredir zilyetliğinde bulunduğu iddiasıyla sadece kendi adına tescili istemiyle dava açmıştır....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, dava ve temyize konu taşınmazın ortak miras bırakan ... mirasçıları ... ve paydaşları adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece dava ve temyize konu 7671 parsel sayılı taşınmazın ortak miras bırakan ...’dan kaldığı, ...’nın 1959 yılında ölümü üzerine mirasçıları arasında yapılan paylaşımda paylaşım dışı bırakıldığı, tarafların kendilerine bağışlandığını ispat edemedikleri gerekçe gösterilerek miras bırakan ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Davacı ... dava ve temyize konu taşınmazın ortak miras bırakan ...’ın ölümünden 2 yıl önce ana hakkı olarak kendisine verildiğini, davalı ... ise dava ve temyize konu taşınmazın miras bırakan ...’ın eşi Iraz (...) tarafından eşi ...’a verildiğini, ...’un da kendisine altın bedeli olarak verdiğini öne sürmüşlerdir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/10/2014 NUMARASI : 2013/517-2014/754 Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı ile davalının dedesi olan muris Osman Karabağ'dan kalma miras hisselerinin devri hususunda 03.02.2009 tarihli sözleşme imzaladıklarını, davalının 1/8 oranındaki miras hissesinin devri hususunda 4.700 Euro bedele anlaştıklarını, davalının 4700 Euro'ya karşılık gelen bedeli muristen kalan ve sözleşmede ayrıntılarıyla belirtilen taşınmazlardaki kanuni miras payına karşılık olarak aldığını, buna rağmen davalının Çifteler Asliye Hukuk Mahkemesi'ne muristen kalan taşınmazlar yönünden miras payı oranında tapu iptali ve tescil davası açtığını ve miras payı...
Uyuşmazlık konusu 238 ada 26 sayılı parsel 23.1.1945 tarihinden beri tapulu olup, satış ve devirlerle en son parselin tamamı 20.9.1948 tarihinde tarafların ortak miras bırakanı ...oğlu ... ...’a geçmiştir. Dosyadaki veraset belgesine göre ... ... 1979 yılında ölmüştür. Davacı vekili dava dilekçesinde tarafların ortak miras bırakanı ...oğlu ... ... sağ iken çocukları ... ve ...’in miras paylarını vekil edenine sattıklarını ve devrettiklerini bildirmiştir. TMK. nun 677. maddesi uyarınca kural olarak, tapulu taşınmazlardaki miras payı devrinin yazılı yapılması yeterlidir. Ancak, üçüncü kişilerle yapılan miras payı devri sözleşmelerinin noterlikçe düzenlenme kuralına bağlanmıştır. Miras bırakan ...oğlu ... ... daha sağ iken ve mirasçıların herhangi bir hakkı söz konusu olmadan yani miras payı hakları doğmadan çocukların birbirlerine miras payı devretmeleri hukuken geçerli bir sonuç doğurmaz ve herhangi bir hak bahşetmez. Kaldı ki, ortada yazılı bir sözleşme de söz konusu değildir....