Davacılar vekili miras bırakan ... adına kayıtlı ... ada ... parseldeki binanın 10 numaralı dairesinin satış suretiyle paydaşlığının giderilmesini istemiş, davalı dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bu konuda dava açacağını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Dava konusu taşınmaz tapuda tarafların ortak miras bırakanı Binali adına kayıtlı olup davalı sağ kalan eş sıfatıyla mirasçıdır. Davalının temyiz dilekçesine eklediği belgelerden 02.09.2009 tarihinde dava konusu dairenin aile konutu olduğunun tespiti ve intifa hakkı tesisi ve mülkiyetinin tesciline ilişkin davalar açtığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar bu davalar karar tarihinden sonra açılmış iseler de davalar sonucunda verilecek kararlar ile taşınmazın mülkiyetinin değişmesi ihtimali bulunduğundan sonuçlarının beklenmesi ve ondan sonra işin esasının incelenmesi için hükmün bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Aile konutu olduğu iddia edilen taşınmazla ilgili olarak mülkiyet veya intifa hakkı tanınması talebiyle birlikte ortaklığın giderilmesi istenmiş ise de ortaklığın giderilmesine ilişkin dava ile ilgili olarak tefrik kararı verilmiş olup, görülmekte olan dava sadece aile konutu şerhinden kaynaklandığından 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tapu kaydına “aile konutu şerhi” konulması istenilen taşınmazın davalının babası ... adına kayıtlı olduğu, ...'nin 17.01.2012 tarihinde vefat ettiği ve taşınmazın halen mirasçılar arasında elbirliği halinde mülkiyete tabi olduğu anlaşılmaktadır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan Türk Medeni Kanunun 194/3. maddesine göre “aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu şerhi aile konutu olarak özgülenen ve eylemli olarak aile konutu olarak kullanılan diğer eş adına tapuda kayıtlı taşınmazın tapu kaydı üzerine konulur. Kanunda aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tam mülkiyetinin diğer eş adına kayıtlı olması gerektiğine dair bir sınırlandırma bulunmaktadır. Şerhin konulabilmesi için taşınmazın aile konutu olarak özgülenmiş olması ve diğer eşe ait olması yeterlidir. Aile konutu şerhi konulması taşınmaza tam bir koruma sağlamaz....
Hükmü davalıVakıflar idaresi temyiz etmiştir. 561 ada 8 parsel sayılı taşınmaz tapuda paylı mülkiyet rejimine tabi olarak 30/40 pay davacı ..., 1/4 pay olarak da davaya dahil edilenler miras bırakanı ... adına kayıtlıdır. Dava maliklerden ... tarafından açılmış, kayıt maliklerinden ... mirasçıları davaya dahil edilmiştir. Vakıf şerhi ise davaya dahil edilen miras bırakanı ... payında bulunmaktadır. Kısaca kaydında vakıf şerhi bulunan ... mirasçıları tarafından açılan bir dava mevcut değildir. Türk Medeni Kanunu m.688’de paylı mülkiyet “birden çok kimsenin maddi olarak bölünmüş olmayan bir şeyin tamamına belli paylarla olmaları “ şeklinde ifade edilmiştir. Bu tanıma göre paylı mülkiyetin söz konusu olabilmesi için; birden fazla kişinin bir mala paylı malik bulunması ve bu malın malikleri arasında maddi olarak paylaşılmış olunmaması gerekir. Paylı mülkiyette, mülkiyet hakkına sahip birden ziyade kişi olmasına rağmen, eşya üzerinde tek bir mülkiyet hakkı mevcut bulunur....
süre verildiğini belirterek Antalya ili Kaş ilçesi Bayındır köyü 210 ada 11 parselde bulunan evin aile konutu olduğunun tespitine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmazın cebri icra yolu ile davalı banka tarafından ipoteğe konu alacağa mahsuben satın alındığı, satış kararının kesinleştiği, taşınmazın satış tarihi itibarıyla 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince aile konutu vasfını kaybettiği, 194 üncü madde ile korunan hakkın taşınmazın aile konutu olması nedeniyle kullanım hakkı olduğu, taşınmaz üzerinde davacıya ayni hak sağlamadığı, konutun elden çıkmasının malik sıfatı bulunmayan davacıya konut bedelini tazminat olarak isteme hakkı vermeyeceği, davalı bankanın alacaklı olduğu, ipotek olmasa dahi ilamsız takip yapıp, satış isteyebileceği, alacaklı bankanın hem alacağını alması hem de alacağını aldığı için borçluya tazminat ödemesinin çelişki oluşturacağı, davacının dava konusu taşınmazın maliki olmadığı, taşınmazın maliki olmayan davacının zararının varlığından bahsedilemeyeceği gibi, aile konutu nedeni ile malik olmayan...
Davalı istinaf eden dava konusu taşınmazın paydaşlar arasında satışına karar verilmemesi yönü ile hükmü istinaf etmiş ise de; taşınmazın hissedarlar arasında satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilebilmesi için Türk Medeni Kanunu’nun 699/son maddesi hükmü uyarınca tüm paydaşların rızasının bulunmasının gerektiği, davacının ve bir kısım davalıların duruşmada tespit edilen beyanlarında taşınmazın paydaşlar arasında satışına rıza göstermedikleri görülmekle istinaf sebebinin yerinde olmadığı, taşınmazın tapu kayıtlarında aile konutu olduğuna ilişkin bir kısıtlama olmadığı gibi davalı tarafça taşınmazın aile konutu olarak özgülendiğine dair herhangi bir delil sunulmamış olmakla bu yöne ilişkin istinaf sebebi de yerinde bulunmamıştır....
Öte yandan, davacı vekili dava dilekçesinde, açıkça edinilmiş mallara katılma alacağı karşılığında 39 nolu bağımsız bölümde murise ait 1/2 pay bakımından mülkiyet hakkının tanınmasını istediği halde mahkemece, TMK'nın 652. maddesi gözetilerek görevsizlik kararı vermesi doğru değildir. TMK'nın aile konutu ve ev eşyası başlığını taşıyan 240/1. fıkrasında, "sağ kalan eş eski yaşantısını devam ettirebilmesi için, ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde "... kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir..." aynı maddenin 3. fıkrasında ise, "...haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir" denilmektedir. Maddenin metninden de anlaşıldığı gibi haklı sebeplerin varlığının olup olmadığı mahkemece araştırılıp belirlenmesi gerekmektedir....
Evlilik ölüm ile sona erdiğinden dava tarihi itibariyle aile konutu vasfı kalmadığından taşınmaza aile konutu şerhi konulamaz bu kapsamda davacının aile konutu şerhi talebinin reddine karar verilmiştir." şeklindeki gerekçe ile "1- Davanın Kısmen Kabulü İle; Trabzon ili, Hayrat ilçesi Ağaçlı/düz mahallesinde kain 15/02/2021 havale tarihli Fen Bilirkişisi Yasin Kuru'nun raporunda ve krokisinde alanı 95,46 m² olan (Ka:1) şeklinde ve kırmızı renkle boyalı olarak gösterilen gayrimenkulün davacı ile muris Mehmet Nuri Öztürk'ün Aile Konutu olduğunun Tespitine, 2- Tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilmesi talebinin reddine" karar verilmiştir....
Evlilik ölüm ile sona erdiğinden dava tarihi itibariyle aile konutu vasfı kalmadığından taşınmaza aile konutu şerhi konulamaz bu kapsamda davacının aile konutu şerhi talebinin reddine karar verilmiştir." şeklindeki gerekçe ile "1- Davanın Kısmen Kabulü İle; Trabzon ili, Hayrat ilçesi Ağaçlı/düz mahallesinde kain 15/02/2021 havale tarihli Fen Bilirkişisi Yasin Kuru'nun raporunda ve krokisinde alanı 95,46 m² olan (Ka:1) şeklinde ve kırmızı renkle boyalı olarak gösterilen gayrimenkulün davacı ile muris Mehmet Nuri Öztürk'ün Aile Konutu olduğunun Tespitine, 2- Tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilmesi talebinin reddine" karar verilmiştir....