Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ortaklık mallarında eşler arasında elbirliği mülkiyet esası geçerli olmaktadır. Eşlerin her biri ortaklığa koydukları malların miktarı ne olursa olsun, ortaklık malları üzerinde yarı paya sahip olurlar. Böylece genel mal ortaklığında eşlerin ortaklığa koydukları mallar üzerindeki bağımsız mülkiyet hakları ortadan kalkar. Artık eşler, ortaklık mallarında yarı yarıya elbirliği mülkiyet halinde malik olurlar. (743 sayılı TKM. m.629, TMK. m.701) Mal ortaklığı rejiminde yasal kural, yarı yarıya paylaşım olmakla birlikte bunun yerine sözleşmeyle başka bir paylaşım yöntemini de kabul edebilirler. Ölüm halinde tasfiye yapılırken kural olarak, ortaklık malların yarısı sağ eşe, kalan yarısı da sağ kalan eşin miras hakkı saklı kalmak üzere ölenin mirasçılarına geçer. (743 TKM m. 221, 222, TMK. m.276) Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede; Eşler, 23.02.1973 tarihinde evlenmiş, mal rejimi ...'ın 17.11.2006 tarihinde vefatı ile sona ermiştir (TMK m. 225/1)....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkilinin miras bırakan eşi tarafından diğer mirasçıların çocukları ile birlikte müvekkilinin ikamet etmiş olduğu taşınmazın oğlu T6 borcundan dolayı hissesi oranında satışına ve ortaklığın giderilmesine yerel mahkemece karar verildiğini, ancak müvekkilinin tapu kayıtlarında da görüleceği üzere tek taşınmazı olup tapu üzerinde Aile Konut Şerhi bulunduğunu, müvekkilinin çocukları ve hatta torunları ile birlikte aynı evde ikamet ettiklerini, evin satış yolu ile satışa çıkarılması halinde müvekkiline kalan payın yeniden ev almaya yetmediği açık olup taşınmazın üzerinde aile konutu şerhinin bulunmasına rağmen müvekkilinin ve çocuklarına yeniden 1+1 dahi ülkemizde ki piyasa durumuna göre ev alamayacağı gibi müvekkilinin mağdur edileceğini, TMK’nın 194. maddesinin birinci fıkrası; “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki...

    Davacı 134 ada 4 nolu parselde bulunan taşınmazın murisin sağlığında aile konutu olarak kullanıldığından bahisle TMK 240 maddesi gereğince bu taşınmazda kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını talep etmiştir. Dosyanın yapılan incelemesinde, dava konusu taşınmazın murisin sağlığında aile konutu olarak kullanıldığı, murisin ölümünden sonra da davacı tarafından kullanılmaya devam ettiği, davacının bu taşınmazdan başka oturabileceği herhangi bir taşınmazının da olmadığı, hal böyle olunca davacının bu taşınmaz yönünden kendisine mülkiyet hakkı tanınmasını talep etmekle hukuki menfaatinin olduğu anlaşılmakla mahkemenin bu yöndeki değerlendirmesinin doğru olduğu kabul edilmiştir....

    Öncelikle TMK 194 maddesinden bahsedebilmek için kayıt malikinin eşinin rızası hilafına aile konutu olan taşınmazı devretmesi, kira sözleşmesini feshetmesi veya taşınmaz üzerindeki hakları sınırlayan bir takım muameleler (ipotek, rehin v.b) yapması gerekmektedir. Oysaki somut olayda davacımız kayıt malikinin eşi değil, bizzat kayıt maliki olduğu için rızası dışında taşınmaz üzerinde kayıt maliki olmayan eşi tarafından herhangi bir tasarrufta bulunulması mümkün değildir (ki böyle bir durumda bulunmamaktadır). Burada bizzat kayıt maliki davacı mülkiyet hakkına dayanarak taşınmaz üzerine önceki kayıt maliki Yalçın Yem Gübre Hayvancılık ve San. Tic. LTD ŞTİ'nin borcu nedeniyle konulan haczin (Aile mahkemesinde görülen tapu iptali tescil davası sırasında verilen ihtiyati tedbir kararından sonra davalı lehine konulan haciz kaydının) hukuka aykırı olduğu ve bu nedenle kaldırılması isteminde bulunmaktadır....

    Anayasanın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesine göre, “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” 2.5. Anayasanın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesine göre; "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz." 2.6. Anayasanın 35. maddesiyle, bireyin mülkiyet hakkının korunması konusunda devlete atfedilebilen müdahalelere yönelik sınırlamalar getirildiği gibi,  lafzında açık bir biçimde düzenlenmemiş ise de, üçüncü kişilerin müdahalelerine karşı korumasız bırakmaması için devlete birtakım pozitif yükümlülükler de yüklediği kabul edilmektedir. 2.7. Pozitif yükümlülüklerin ortaya çıkmasının nedeni, mülkiyet hakkına gerçek anlamda koruma sağlama amacıdır. 2.8....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :TMK 240. Maddesi Gereği Mülkiyet Hakkı Tanınması aflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, duruşma isteğinin masraf yokluğundan reddine karar verilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı ... vekili, TMK'nin 240. maddesi gereğince aile konutu ve ev eşyaları üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasını talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili ve davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dilekçeler aşaması tamamlanmadan ve öninceleme duruşması yapılmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme ile yetkisizlik kararı verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Bu maddeye göre malik, aktif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşya üzerinde kanuni sınırları içinde dilediği gibi tasarrufta bulunma; hem de pasif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşyayı üçüncü kişilerce yapılacak saldırılara karşı koruma haklarına sahiptir. Müdahalenin men'ine ilişkin bu dava ayni bir dava olup, tecavüz devam ettiği sürece açılabilir. Davacı dava konusu şeyin maliki olduğunu ve mülkiyet hakkına davalı tarafından el atıldığını ispatla yükümlüdür. Davalı ise, davacının malik olmadığını ya da davacının mülkiyet hakkına el atmadığını, el atmanın sona erdiğini ispat edebilir. Öte yandan ecrimisil, malikinin rızası dışında taşınmazının gerçek veya tüzel kişilerce işgal veya tasarruf edilmesi sebebiyle ödenen tazminattır. Malikinin rızası dışında taşınmazı eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişiler de fuzuli şagil(işgalci) denir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 18.11.2014 gününde verilen dilekçe ile TMK'nin 240. maddesine dayalı aile konutu üzerinde mülkiyet veya intifa hakkı talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin karşı görevsizliğine dair verilen 04.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dosyanın incelenmesinde, 04.05.2015 tarihli gerekçeli kararın davacı ve davalılara tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır....

          Maddesi Uyarınca Miras Hissesine :Mahsuben Mülkiyet Hakkı Tanınması-Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yüklenmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, oybirliğiyle karar verildi. 05.07.2011 (Salı)...

            Dava, mülkiyet hakkına dayalı haksız kullanım nedeniyle ecrimisil talebine ilişkindir. Davacının yasa gereği mülkiyet hakkına dayanarak haksız kullanım nedeniyle ecrimisil talep etme hakkı olduğu, taşınmazın daha önce aile konutu olduğu, tarafların boşandıkları, boşanmanın kesinleşmesinden sonra da davalı ve kızının oturmaya devam ettiği, davacının ihtarname gönderdiği, esas itibariyle ihtarnamenin tebliğ tarihinden dava tarihine kadar davacının haksız kullanım nedeniyle ecrimisil talep etme hakkı olduğu, ancak davalının ihtarnamenin tebliğ edildiği ve verilen 7 günlük süre içerisinde taşınmazı boşalttığı, tanık beyanlarıyla bu hususun sabit olduğu, ecrimisilin yasal koşullarının oluşmadığı, böylece mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır....

            UYAP Entegrasyonu