Sulh Hukuk Mahkemesi'nde miras hakkına istinaden taşınmazın özgülemesi talebi için dava açtığını, işbu davada aile konutu olarak kullanıldığının tespitine ilişkin kararın istenmesi üzerin bu davayı açtığını, taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalılar sürede cevap sunmamıştır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyada dinlenen tanıklar ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı taraf, dava konusu ettiği taşınmazın, davacı ... ile müteveffa eşi Süleyman'ın, müteveffa Süleyman'ın ölüm tarihi itibari ile aile konutu olduğunu ispat ettiği gerekçesi ile davanın kabulü ile, Kayseri ili, Kocasinan ilçesi, Pervane mah. 4174 ada, 6 parsel sayılı 8 nolu bağımsız bölümde bulunan taşınmazın davacı ... ile müteveffa eşi Süleyman'ın, müteveffa Süleyman'ın ölüm tarihi itibari ile aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden,taşınmazın aile konutu olduğu, iş bu ipoteğin kaldırılması davasının 18.11.2015 tarihinde saat 11:01'de açıldığı, taşınmazın 18.11.2015 tarihinde saat 14:41’de mülk sahibi davalı eş tarafından ipotekle yüklü olarak ölünceye kadar bakma koşulu ile üçüncü kişiye devredildiği görülmektedir. Türk Medeni Kanunun 194. maddesi hak sahibi eşin iradi tasarrufları için uygulanır. Aile Konutu olan taşınmazın maliki tarafından üçüncü kişiye devredilmesiyle, taşınmazın aile konutu vasfı sona ermez. Ancak bu halde mülkün devrine ilişkin tasarruf iptal edilmediği sürece, devredenin eşine ait Türk Medeni Kanununun 194/1. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkını sınırlandırıcı işleme yönelik dava hakkı kendiliğinden ortadan kalkar.Konutun mülkiyeti ipotekle yüklü olarak üçüncü kişiye geçtiğine, diğer bir ifade ile mülk elden çıktığına göre taşınmazın mülkiyeti üçünçü kişide oldukça ipotekle ilgili dava hakkı da kalmaz....
KARŞI OY YAZISI Türk Medeni Kanununun 194. maddesi, aile konutu üzerinde hak sahibi olan eşin tasarruflarını, diğer eşin açık rızasına bağlamıştır. Burada rızaya bağlı olan, konut üzerinde hak sahibi olan eşin tasarrufudur. Olayda hak sahibi eşten 8.5.2009 tarihinde konutu devralan davalı ...'in 22.5.2009 günü (davadan önce), bu konutu üçüncü kişi (diğer davalı) Mürsel'e devrettiği görülmektedir. Taşınmazın... tarafından ...'e devrine ilişkin işlem, Türk Medeni Kanununun 194. maddesi kapsamında (diğer eşin rızasına bağlı) bir işlem değildir. Bu işleme davacı eşin katılımı sözkonusu olamaz... kendisine bu yeri devreden... üzerindeki tescilin "yolsuz" olduğunu biliyor olsa bile, tescilin yolsuz olduğunu, taşınmaz üzerinde "ayni hakkı" olan ileri sürebilir. Kanun, taşınmaz üzerinde ayni hakkı bulunmayana yolsuz tescilin düzeltilmesini isteme hakkı vermemiştir....
DAVA KONUSU : Aile Konutu Şerhinin Terkini KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı 10/07/2017 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı ile 1966 yılında evlendiklerini, ancak uzun süredir ayrı yaşadıklarını, adına kayıtlı Tokat İli, Turhal İlçesi, Sütlüce Köyü, Hanönü Mevkii, 117 Ada, 10 Parselde kayıtlı taşınmaza davalı tarafından Aile Konutu Şerhi koydurulduğunu, söz konusu gayrimenkulün yol kenarında olduğunu, 924,39 m2'lik kısmının Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından kamulaştırıldığını, kamulaştırma sonrası gayrimenkulün 117 Ada 18 Parsel ve 117 Ada 19 Parsel olmak üzere ikiye ayrıldığını, 117 Ada 19 Parsel'in 924,39 m2 olarak tapuya yol olarak kayıt ve tescil edildiğini, 117 Ada 18 Parselin ise 6.583,77 m2 olarak tapuya kayıt ve tescil edildiğini, karayolları tarafından kamulaştırılan 117 Ada, 19 Parsel üzerinde Aile Konutu Şerhi gözüktüğünü, bu nedenle söz konusu parselin karayolarına...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun Sağ Eşe Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle muris ...’nin terekesine dahil olan diğer taşınmazlar dikkate alınarak dava konusu taşınmazın tamamının, davacı sağ eşe miras hakkına mahsuben özgülenme (TMK.md.652) suretiyle tescil edildiğine, davacının diğer taşınmazlarda miras hakkının artık kalmamış bulunmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına oybirliğiyle karar verildi. 25.09.2013 (Çrş.)...
TMK'nın 683/1. maddesinde, mülkiyet hakkı sahibinin hak ve yetkileri düzenlenmiş olup, "Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." Aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, mülkiyet hakkının malikine sağladığı dava çeşitlerinden ikisi düzenlenmiş olup, "Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir." Bu maddeye göre malik, aktif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşya üzerinde kanuni sınırları içinde dilediği gibi tasarrufta bulunma; hem de pasif yetki kapsamında mülkiyet hakkına konu olan eşyayı üçüncü kişilerce yapılacak saldırılara karşı koruma haklarına sahiptir. Müdahalenin men'ine ilişkin bu dava ayni bir dava olup, tecavüz devam ettiği sürece açılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması-Haczin Kaldırılması-Satışın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Toplanan delillerden; Türk Medeni Kanununun 194. maddesine dayalı olarak aile konutu şerhi konulması talep edilen dava konusu taşınmazın davanın devamı sırasında cebri icra ile satıldığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 705. maddesinde "taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur....
CEVAP: Davalı temlik alan alacaklı/ihale alıcısı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının icra dosyasında yapılan her işleme soyut gerekçelerle itiraz ettiğini, davacının aile konutu şerhinden bahisle ayrıca açmış olduğu İskenderun 3. Aile Mahkemesi 2021/803 esas sayılı dosyası ile derdest olan bağıştan rücu sebebine dayalı tapu iptal ve tescil davasını ileri sürmekte olup aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı bulunan eşin, bir borcundan dolayı alacaklının aile konutunu haczettirmesi durumunda, aile konutunu bu haciz işleminden kurtaracak bir hükmün gerek MK’da gerekse İİK’da yer almadığını, bununla birlikte açılmış olan işbu dava sebebiyle taşınmaza İskenderun 3....
Hukuk Dairesinin 18.11.2009 gün 12213-10139 sayılı, 1.Hukuk Dairesinin 23.6.2008 gün 6552-7865 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, miras hukuku kapsamında sağ kalan eşe aile konutu üzerinde intifa hakkı tanınması istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 2. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : 2. Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu daireye gönderilmesine, 28.01.2010 gününde oyçokluğu ile karar verildi....
Kişinin haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkı olmadığı kanuni düzenleme ve Yargıtay içtihatları ile istikrarlı şekilde uygulanmakta olup, haczedilmezlik şikayetinin ancak takip borçlusu tarafından ileri sürebileceği, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlı bu hakkın borçlu haricindeki kişilerce ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, istinaf talebine dayanak kılınan Anayasa Mahkemesi kararında; aile konutu kavramı ile haline münasip ev kavramı arasında özdeşlik kurulmuş ise de ; bu kararda yer alan karşı oy gerekçesinde de belirtildiği gibi her iki kavramın özdeş olmadığı, 2004 Sayılı Kanunun 82.maddesinde "borçlunun haline münasip evi" kavramı kullanılmış olup, kanun koyucunun amacının meskeniyet iddiasında bulunma hakkını sadece borçluya tanımak olduğu, borçlu haricindeki kişilere yorum yolu ile dava açma hakkı tanınmasının olanaklı olmadığı, somut olayda uyuşmazlıklara İİK nun ilgili maddelerinin uygulanacağı, 4721 sayılı yasada düzenlenen aile konutu kavramının daha çok eşler arasındaki...