Mahkemece yapılan yargılama sonucu; TMK.nun 240. maddesinde sağ kalan eş eski yaşantısını devam ettirebilmesi için ölen eşine ait olup birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek ve yetmez ise bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir denildiği, aynı maddenin 3. fıkrasında ise, " haklı sebeplerin varlığı halinde sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemi ile intifa veya oturma hakkı yerine konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir" hükmüne yer verildiği, TMK.nun 240/3. maddesinde belirtilen haklar olan intifa veya oturma hakkı ya da bunların yerine konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınması isteği sağ kalan eşe tanınmış olup, seçimlik hakkı sahip olan eş bunlardan birini seçebileceği, somut olayda dosyanın tümü itibariyle yapılan değerlendirmesinde; muris ile davacının muris ölünceye kadar evlilik birlikteliğine dava konusu taşınmaz üzerinde sürdürdükleri, davacının dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu olarak...
Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır" hükmü yer almaktadır. Dava konusu taşınmaz cebri icra sonucu satılmakla, davalı erkek adına kayıtlı olmaktan çıkmış, davalı bankanın mülkiyetine geçmiştir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca işlem diğer eşin rızasına bağlı olmaktan çıkmış, dava açıldığı tarih itibariyle taşınmaz aile konutu niteliğini yitirmiş durumdadadır. Açıklanan sebeple davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerekmiştir. 2- Davacı, dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil isteminin kabul edilmemesi halinde taşınmazın ekonomik karşılığının ödenmesini talep etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 794. vd. maddeleri uyarınca aksine düzenleme olmadıkça intifa hakkı sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar. Yani intifa hakkına sahip bulunan kimse, hayatı ile sınırlı olarak başkalarına ait bir malın tamamından veya bir kısmından, özüne dokunmamak şartıyla faydalanmak ve kullanmak hakkına sahiptir. Başka bir deyişle intifa hakkı, buna kaynak olan hukuk ilişkisinin düzenlenmesi sırasında taraflarca aykırı bir şart kararlaştırılmış olmadıkça hakkın konusu olan şeyden tam ve sınırsız bir faydalanma hakkı sağlar. Öyle ki bu kullanma ve faydalanma hakkına engel olanların aynı Kanunun 983. maddesine göre müdahalelerinin men'ini talep edebilir. İntifa hakkı sahibi hayatta bulunduğu sürece çıplak mülkiyet sahibinin tasarrufundan söz edilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR :1-... 2- ... DAVA TÜRÜ :Tapu İptali Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava konusu taşınmazın, davacı ve eşi davalı ...'ın aile konutu olduğu tartışmasızdır. Konut üzerinde hak sahibi olan koca bu taşınmazını 07.04.2006 tarihinde diğer davalı ...'ya satış suretiyle devretmiştir. Davacı, taşınmazın kendisinin rızası alınmadan devredildiğini ileri sürerek devre ilişkin tasarrufun iptalini istemiştir. Taşınmazı devralan davalılardan Musa, bu yeri kendisine devreden davacının eşi Hasan'a karşı 21.08.2006 tarihinde kayıttan kaynaklanan mülkiyet hakkına dayanarak "men'i müdahale ve ecrimisil" davası, devreden Hasanda devralana karşı "hile" sebebiyle tapu iptali ve tescil davası açmış, Hasan'ın açtığı davanın reddine, devralan davalı ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Miras Hakkına Mahsuben Konutun Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652. maddesine dayalı sağ kalan eşe miras hakkına mahsuben aile konutunun özgülenmesi isteğine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarihli 2013/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 25.03.2013 (Pzt.)...
İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, sağ eş tarafından diğer mirasçılara karşı açılan artık değere katılma alacağı ve katılma alacağına mahsuben aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması isteğine ilişkindir. Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda belirlenecek artık değer katılma alacağı terekeye ait borç olup, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerektiği kabul edilmektedir. Terekeye ait borç ödendikten sonra kalan miktar, mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılır. Tereke borçlarından bu sıfatını kaybetmemiş tüm mirasçılar, üçüncü kişilere karşı kişisel olarak müteselsilen (TMK m.641) sorumludurlar. Her ne kadar, davacı temyize konu davayı terekenin alacaklısı sıfatıyla açmış ise de; davacı da dahil davanın tarafları, ortak mirasbırakan ...'ın mirasçısıdırlar ve tereke borçlarından yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler çerçevesinde hepsi de sorumludurlar....
Vefat gerekçesiyle Aile konutu şerhi talebinin reddi kararı ile ilgili istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Dairemizce Uyap aracılğı ile incelenen ve bir kısım kayıtları dosya içerisine alınan İzmir 7.Sulh Hukuk Mah.nin 2018/1468 Esas sayılı dava dosyasına göre davacı tarafından 08.11.2018 tarihinde açılan"...aile konutu ve ev eşyası üzerinde intifa-oturma hakkı ve mülkiyet hakkı, bunların birlikte olmaması halinde sadece mülkiyet hakkı tanınmasına"ilişkin dava olduğu ve derdest bulunduğu anlaşılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı yan davaya konu taşınmazın aile konutu olduğunu, davalı yan ise davanın ve konulan ihtiyati tedbirin müvekillerinin mağduriyetine sebebiyet verdiğini iddia etmektedir. Davalı tarafın istinaf dilekçesinde davacının eşi ile 22 ay birlikte oturdukları ev ile ilgili iş bu davayı açtığı belirtilmekte ve yine aynı dilekçede davacının halen iki oğlu birlikte evde oturduğu bildirilmektedir....
Satıcı eş ... ile davacı ... arasında aile konutu şerhini bertaraf etmek amacıyla el ve işbirliği olduğu da iddia edilip kanıtlanmadığından üçüncü kişi konumundaki paydaş davacının mülkiyet hakkı aile konutu şerhi nedeniyle kısıtlanamaz. Bu durumda, mahkemece davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm mal rejiminin tasfiyesi ve aile konutu üzerinde katılma alacağına mahsuben intifa hakkı tanınması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.06.2014 (Pzt.) .......
Temyiz Sebepleri Bir kısım davalılar vekili; davanın açıldığı tarihte, katılma alacağı ya da miras payına mahsuben açılmış bir dava olmadığını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermesi gerektiğini, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, aile konutu olduğunun tespiti davası olup, uyuşmazlık, eşlerden birinin vefat etmesi halide sağ kalan eşin aile konutu olduğunun tespitini talep etmekte hukuki yararının bulunup bulunmadığı, dava konusu taşınmazın aile konutu vasfına sahip olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 2 nci, 194 üncü, 652 nci maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 244 üncü, 288 inci, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 3....