"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, Türk Medeni Yasasının 652. maddesi uyarınca miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınması istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 17.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 17.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 02.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı sağ eşin Türk Medeni Kanununun md. 652. hükmüne göre intifa hakkı tanınması isteminde bulunduğu görülmektedir. Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında bulunan ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut üzerinde miras hakkına mahsuben haklı sebeplerin varlığı halinde mülkiyet yerine intifa hakkı tanınmasını isteyebilir. (TMK. m. 652) Bu tür işlerde görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir.(Y2 HD. 30.10.2006 , 6814-14469). Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur.Bu açıklamalar karşısında mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerinde Sağ Eşe İntifa Hakkı Tesisi ... ile ... aralarındaki aile konutu üzerinde sağ eşe intifa hakkı tesisi davasının reddine dair ... 5. Aile Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; duruşma isteminin pul yokluğundan reddine karar verilip, dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, ... ada ... parselde bulunan 2 nolu meskenin davacı ile ölen eşinin aile konutu olduğunun tespiti ile davacının TMK'nun 240.maddeden kaynaklanan haklarının verilmesini talep etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
Davacı dava konusu şeyin maliki olduğunu ve mülkiyet hakkına davalı tarafından el atıldığını ispatla yükümlüdür. Davalı ise, davacının malik olmadığını ya da davacının mülkiyet hakkına el atmadığını, el atmanın sona erdiğini ispat edebilir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, alacak miktarının ... belirlenip belirlenmediği, kişisel mal denkleştirmesinin ... yapılıp yapılmadığı, değer artış payı alacağının bulunup bulunmadığı ve bu hususların ispatı, vekâlet ücretinin ... belirlenip belirlenmediği, aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesi ile 4721 sayılı Kanun'un 240 nci maddesine göre aile konutu üzerinde mülkiyet hakkı tanınması, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir. 2....
Bozma ilamında belirtilen gerekçelerle sağ kalan eşin dava açarak taşınmazın aile konutu olduğunun tespitini istemekte hukuki yararı var ise de; murisin kızı olan davacı ...'nin bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 240. ve 652. maddelerinde yer alan düzenlemelere göre miras hakkına mahsuben aile konutunun mülkiyetini isteme hakkı münhasıran sağ kalan eşe tanınmıştır. Mahkemece hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile verilen temyize konu ret hükmü davacı ... yönünden usul ve yasaya uygundur. Ancak ilk inceleme sırasında bu hususun gözden kaçırılarak her iki davacı yönünden temyiz itirazları kabul edilerek hükmün bozulduğu, ancak davacı ... yönünden temyiz isteklerinin reddi ile hükmün onanması gerektiği anlaşılmakla, davalının karar düzeltme isteğinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....
Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "Kurucu" değil "Açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır....
Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 3.2.2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple, tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "Kurucu" değil "Açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır....
TMK.nun 240. maddesinin 1. fıkrasında; “..Sağ kalan eş, eski yaşantısını devam ettirmesi için ölen eşine ait olup, birlikte yaşadıkları konut üzerinde kendisine katılma alacağına mahsup edilmek, yetmez ise, bedel eklenmek suretiyle intifa veya oturma hakkı tanınmasını isteyebilir..”, aynı maddenin 3. fıkrasında ise, “..haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir..” denilmiştir. Taşınmazların edinilmiş mal olarak kabulü olanaklı bulunmadığına göre, TMK.nun 240. maddesinden ziyade somut olayda, TMK.nun 652. maddesinin uygulanması daha uygun düşmektedir. TMK.nun 652. maddesinde; “..eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir..” hükmüne yer verilmiştir....
Noterliği 24.03.2010 tarih ve 06226 yevmiye numaralı vasiyetname ile davalıyı mirasçı olarak atadığını, vasiyetnamenin davacının saklı payını ihlal ettiğinden tenkisini, ayrıca aile konutu olan ...ili, Kadıköy ilçesi, Tuğlacıbaşı Mahallesi, 3113 ada 198 parselde bulunan 7 nolu bağımsız bölümün içindeki eşyalarla birlikte miras payına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, mirasbırakanın terekesinde ye alan mücevherat ve aile yadigarlarının davacının uhdesinde bulunduğunu ve terekeye iadesinin gerektiğini, dava konusu edilen 7 nolu bağımsız bölümün aslında mirasbırakanın annesine ait olduğunu, satış gösterilse de muvazaalı olarak mirasbırakana devredildiğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir....