"İçtihat Metni" Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mirasın reddinin iptali .. ile .. aralarındaki mirasın reddinin iptali davasının kabulüne dair Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 16.04.2014 gün ve 571/383 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, vekil edeninin davalıdan alacaklı olduğunu, aleyhindeki icra takiplerinin derdest olduğunu, davalının babasının vefat etmesi üzerine kendisine babasından intikal edecek hisseler üzerine haciz konulduğunu, davalının sırf borçlarını ödememek için babasından kalan mirası reddettiğini, davalının borçlarına karşılık hiçbir güvence vermediğini, mirası reddetmesinin kötüniyetli olduğunu açıklayarak davalının mirası reddinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü ile mirası reddi kararının iptaline karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece mirasın reddinin iptaline karar verildiğini, bilindiği üzere Kanun koyucu, mirasın reddinin iptali için, mirasçının malvarlığının borcuna yetmeyecek durumda olmasını tek başına yeterli görmediğini, açıkça mirasçının alacaklılarına zarar verme amacıyla hareket etmesi gerektiğini belirttiğini, bu sebeple sadece mirasçının malvarlığının borcuna yetmeyecek durumda olmasının ve kendisine miras bırakanından bir değer kalıp borcunu kısmen de ödeme ihtimali olmasına rağmen mirası reddetmiş olmasının her zaman tek başına reddin iptali için yeterli olmadığı kanaatinde olduklarını, az ya da çok mirasçının zarar verme amacı bulunması gerektiğini, böyle bir amacının olup olmadığının da iyi araştırılması gerektiğini, yine aynı şekilde murisinde maddi durumunun detaylı olarak araştırılmadığını, ''Mal varlığı borcuna yetmeyen mirasçının, mirası kötü niyetle reddinden söz edilebilmesi için...
reddinin karar altına alındığı tarih değil mirasın reddi iradesinin (talebinin) Sulh Hukuk Mahkemesine verildiği tarih olduğunu, çünkü mirasın reddi talebi Sulh Hukuk Mahkemesine Ulaşır ulaşmaz sonuç doğuran varması gereken bir irade beyanı olduğunu, bu sebeple 6 aylık süre hesap edilir iken mirasın reddine yönelik Sulh Hukuk Mahkemesi kararı değil Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat tarihinin esas alındığını, Mirasın reddinin iptali davasının mirası reddeden mirasçı ile birlikte diğer tüm mirasçılara karşı birlikte açılması gerektiğini, çünkü mirasın reddi sonucunda tereke üzerindeki payları artan mirasçılara davanın yöneltilmesi gerektiğini, zira mirasın reddinin iptali kararı üzerine, mirası reddetmiş mirasçı ve diğer mirasçılar arasında bir ayrım yapılmaksızın, mirasın resmen tasfiyesinin gündeme geleceğini, ayrıca İİK m. 282 uyarınca borçlu ve iptali kabil tasarruftan menfaat elde eden kişi zorunlu dava arkadaşı olduğundan, söz konusu hükmün de kıyasen uygulanması ile mirasın reddinin...
Davalı vekili, mirası ailevi sebeplerle reddettiğini, terekenin pasifini ve aktifini bilmediğini ve terekeden aktif veya pasif bir şey istemediğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. İstek, alacaklıları zararlandırmak amacıyla (kötüniyetle) yapılan mirası reddin iptali isteğine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayanmaktadır. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK. m. 617/1) Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir....
TMK m. 609) Hükmi ret ise; tereke alacaklısına karşı açılacak davada, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olduğunun tespiti niteliğindedir. Muris H.... M...... K....... 01.10.2013 tarihinde vefat etmiş, davacı murisinin vefatını yeni öğrendiğini iddia etmiştir. Dava dilekçesi hasım gösterilmeden 4721 s. TMK' nun 605/1. maddesinede düzenlenen gerçek redde ilişkin olup, ıslah talebi bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde miras bırakanın terekesinin borca batık olduğuna dair açıklama; 4721 s. TMK' nun 605/2. maddesine dayalı usulüne uygun bir dava açıldığını göstermez. Bu yön gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar verilmiştir. (Yargıtay 15....
Dava, mirasın gerçek reddinin iptali istemine ilişkindir. Bilindiği gibi, malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK. 617/1 maddesi) Kötüniyetle redden sözedilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir. (TMK. m. 617) Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. Somut olayda davalı borçlu mirasçı hakkında “aciz vesikası” alınmamış olduğunun anlaşıldığına göre, mahkemece davalının şahsi malvarlığının ret tarihindeki değeri tespit edilip, bu malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığının usulünce araştırılıp saptanması gerekir....
DAVA KONUSU : Mirası Reddinin İptali KARAR : Antalya 5. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/355 E. - 2019/437 K. sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı T1 12....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.02.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın reddinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın hak düşürücü süre geçtiğinden usulden reddine dair verilen 16.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, davalıdan uzun zaman öncesine dayalı alacağı bulunduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle hakkında İcra Müdürlüğünün 2010/10237 Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatmış olmasına rağmen halen alacağını tahsil edemediğini, davalının babası ......
"Talep eden kendisine asaleten Hikmetcan Çıkrıkçı’ya velayeten mirasın reddinin tespitini talep etmiştir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmiştir. Hükmü, talep eden kendisine asaleten Hikmetcan Çıkrıkçı’ya velayeten temyiz edilmiştir. Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır (TMK m. 609). hükmü ret ise tereke alacaklısına karşı açılacak davada, miras bırakanın ölüm tarihindeki terekesinin borca batık olduğunun tespiti niteliğindedir. Muris Mehmet Doğan 08.10.2011 yılında vefat etmiş, davacı murisinin vefatını 05.05.2014 tarihinde kendisine tebliğ edilen muhtıra nedeniyle öğrenmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 606/1 maddesinde belirtilen üç aylık süre içerisinde açılmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Davanın KABULÜ ile, davacıların murisi T12 30/05/2018 vefat tarihi itibariyle terekesi borca batık olduğundan TMK 605/2. maddesi gereğince mirasın hükmen reddinin tespitine, " şeklinde karar verilmiştir....