Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar, Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı olarak dava açabilecekleri gibi, 605/2 maddesine dayalı olarak da dava açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. TMK 606. maddesine göre; "Miras üç ay içerisinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren işlemeye başlar." Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi, reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir....
nun vefat ettiğini, davacının babasından kalan mirası istemediğini, ailevi nedenlerden dolayı murisin mirasını kayıtsız şartsız reddettiklerini, mirasın gerçek reddini gösteren kararın verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı ...'nın müteveffa ....'nun kızı olduğunu, geriye mirası reddetmemiş olan annesi ...'nun kaldığı, murisin 13.04.2012 tarihinde ölümünün ardından davacının 3 aylık yasal süresi içinde kayıtsız ve şartsız mirası reddettiğini, davacının alacaklısı olduğunu iddia eden ... A.Ş.'nin mirasçının alacaklısını zarara uğratma kastıyla mirası reddettiğini ileri sürerek müdahale talebinde bulunduğu ve mirası ret talebinin reddini talep ettiği, ancak Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevinin kayıtsız şartsız ret beyanını tutanağa geçirmek ve tescil etmekten ibaret olduğunu, mirasın reddinin iptali için TMK'nun 617. maddesi uyarınca dava açılması gerektiğinden davanın kabulüne karar verilmiş, karar müdahil banka vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Vergi Dairesi Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; süresi içinde mirası reddetmeyen mirasçıların mirası terekeye dahil tüm alacak ve borçlarla birlikte kazandığını kabul etmek gerektiğini, bu durumda da mirasçıların murisin vergi borçlarından sorumlu olacaklarını ayrıca müvekkili idarenin, muristen olan kamu alacaklarının tahsil edilebilmesi bakımından Türk Medeni Kanunu’nun 618. Maddesi hükmünün gözönünde bulundurulması gerektiğini, söz konusu hükme göre “ödemeden aciz bir mirasbırakanın mirasını reddeden mirasçılar, onun alacaklılarına karşı, ölümünden önceki 5 yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar.”...
Mirasın reddinin iptali davası, mirasbırakanın alacaklılarının, mirası reddeden mirasçıların buna haklarının olmadığının tespiti için açtığı davadır. Mirasın reddinin iptaline karar verilmesi için; reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin, olağan yönetimi aşan işlerin yapıldığının, terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin vs. (Türk Medeni Kanunu 610/2. maddedeki hususların) kanıtlanması gerekir. Ayrıca, mirasçıların tamamının mirası reddetmiş olması gerekir. Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse, reddin iptali istenemez. Dava açmak için, herhangi bir hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi öngörülmemiştir. Reddin iptaline karar verildikten sonra, başka işleme gerek kalmaksızın resmi tasfiye yapılması gerekir. Somut olayda, mirasçı ... kendi adına asaleten çocukları ... adına velayeten ... Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd. Şirketinin portföyünü ...’e devretmiştir....
Davalı vekili, müvekkilinin 30/09/2010 tarihinde mirası ret isteminde bulunduğunu, murisin alacaklılarının ret tarihinden itibaren 6 aylık süre içerisinde dava açmalarının gerektiğini, bu sürenin geçirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davaya konu mirasın reddinin iptaline ilişkin kararın davalı mirasçının mirası ret ettiği 30/09/2010 tarihinden itibaren 6 aylık hak düşürücü sürenin davanın açıldığı, 11/09/2012 tarihi itibariyle dolduğu gerekçesiyle davanın hak düşürücü süreden ret edilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı ... muris ...’ın ölümü üzerine mirası 30.09.2010 tarihinde reddetmiştir. Davacı banka tarafından mirasın reddinin iptaline yönelik olarak Isparta 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/136 (2014/608) E. sayılı davanın açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Anılan davanın sonucu görülmekte olan itirazın iptali davasını etkileyecektir....
Her ne kadar mahkemece TMK’nın 617. maddesi gereği mirasın reddi kararı iptal edilen mirasçıların miras payının resmi tasfiyeye tâbi olacağı, resmi tasfiye halinde mirasçıların tereke borcundan sorumlu olmayacağı gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmiş ise de; “ Mirasçıların alacaklılarının korunması “ başlıklı TMK ’nın 617. maddesinde; “ Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği taktirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir...” hükmü yer almaktadır....
Mirasın reddinin iptali davasının koşullarından biride borçlu mirasçının, mirası kötüniyetle reddetmesidir. Kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir (TMK 617). Onun için her şeyden önce davalı durumunda bulunan mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olup olmadığı hususunun etraflı şekilde araştırılıp tespit edilmesi zorunludur. Zira aczin ne suretle gerçekleşeceği İcra İflas Kanununda gösterilmiştir (İİK 105 ve 143). Borçlu mirasçı hakkında kesin (İİK.143) veya geçici (İİK.105/II) aciz belgesinin bulunması gerekir. Borçlu mirasçının hacze kabil malının bulunmaması halinde durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebilir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, Türk Medeni Kanununun 610. maddesine dayalı mirasın reddinin iptaline yöneliktir. 2. İlgili Hukuk 1. Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesi gereğince "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." Murisin alacaklıları tarafından bu hükme göre mirasın reddinin iptali davası açılabilir. 2. Mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için; terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerekir. 3. Murisin alacaklarının mirasın reddinin iptalini isteyebilmeleri için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olması gerekir....
Tüm bu nedenlerle; mirası reddeden (TMK. m.605/1) mirasçı veya mirasçılar varsa, düzenlenecek mirasçılık belgesinde, mirasçılık sıfatına sahip olan kişi veya kişiler ile miras paylarının gösterilmesi ve mirası ret durumuna işaret edilmekle yetinilmemesi; mirası ret nedeniyle, mirasçılık sıfatını kaybedenlerin ve bunların payının akıbetinin de (kime kalacağının) gösterilmesi gerekir. TMK'nun 611/1. maddesinde düzenlenen “Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer...” hükmü uyarınca mirası reddedenlerin miras paylarının diğer mirasçılara intikal şekli kararda gösterilmelidir. Somut olayda, davacının dosyada mevcut Bartın Sulh Hukuk Mahkemesinde 2010/667 Esas sayılı dosyasında verilen yetki belgesine istinaden dava açtığı anlaşılmaktadır. TMK'nın 612. maddesi "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/10/2019 NUMARASI : 2019/1 ESAS 2019/306 KARAR DAVA KONUSU : Mirası Reddinin İptali KARAR : Anamur 1....