Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle meslek hastalığının meydana gelmesinde tüm kusurun işverene ait olduğunu kabul etmek çoğu zaman hakkaniyete uygun düşmeyecek bir kısım etkenin kaçınılmazlık sonucu meydana geldiğinin kabulü gerekecektir. Sonuç olarak sigortalıda meslek hastalığının ortaya çıkması hâlinde işverenin mevzuatta belirtilen yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğinin, gerekli özeni gösterip göstermediğinin ve kaçınılmazlığın etkisinin titizlikle araştırılarak ortaya konulması gerekmektedir. Öte yandan, meslek hastalığına ilişkin uyuşmazlıklarda, sigortalının, dava dışı işyerlerinde bir çalışması mevcutsa, bu çalışma sürelerinin de meslek hastalığının meydana gelmesindeki etkisinin belirlenmesi, kusur raporlarının davacının, işyerlerindeki çalışma sürelerine göre değil, işyeri koşullarına göre düzenlemesi gerekir....

GEREKÇE: Dava, davalı T7 hastalığının meslek hastalığı kapsamında olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilerek, davalı T7 hastalığının meslek hastalığı olmadığının tespitine hükmedilmiştir. Karara karşı davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....

Bu yön ise yani işverenin meslek hastalığının oluşumunda kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile tespit edilecektir. Yukarıda açıklanan bu hususlar meslek hastalığının artması halinde oluşan fark maluliyet içinde geçerlidir. Fark maluliyete dayanılarak açılan tazminat davalarında maluliyetteki artış oranının ayrı bir olay olarak değerlendirilmesi ve sigortalının fark maluliyetinin oluşumunda işveren kusurunun ayrıca tespiti gerekir. Somut olayda, davacının %26,20 oranındaki fark maluliyetinin oluşumunda tarafların kusur oranları ayrıca ortaya konulmadan sigortalının önceki %11 oranındaki meslek hastalığı maluliyetine göre alınan rapordaki kusur oranları gözetilerek neticeye varılması doğru olmamıştır. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

    ATK Üçüncü Üst Kurulunca tanzim olunan 03/09/2020 tarihli raporunda da aynı şekilde, kişinin ölümünün kendisinde mevcut kronik hastalıklar (kalp damar hastalığı, hipertansiyon, diyabet, kronik böbrek yetmezliği, kronik obstrüktif akciğer hastalığı) ve buna bağlı gelişen komplikasyonlar sonucu meydana gelmiş olduğu, kişide pnömokonyoz meslek hastalığı olduğu, kişinin ölüm olayında meslek hastalığının etkisi ve katkısı bulunduğu, ancak kendisinde mevcut olan diyabet, diyabete bağlı gelişen böbrek yetmezliği ve koroner kalp hastalığı da etkili olduğundan, mevcut verilerle meslek hastalığının ölüm olayında ne düzeyde etkisi olduğunun bilinemeyeceğine karar verilmiştir. Somut olayda, Hasan Durgut'un ölümünde, tutulmuş olduğu meslek hastalığının da etkisinin olduğu alınan raporlarda belirtilmesine rağmen mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir....

    Somut olayda; Mahkemece yukarıda açıklanan ilkelere uygun olarak yeniden kusur raporu alınarak; davalı işverenin meslek hastalığının oluşumundaki kusur oranının tespiti gerekirken uzmanlık gerektiren kusur oranlarının tespitinin resen yapılması suretiyle hüküm kurulması ve Kurum sigortalısının başka işverenler nezdindeki çalışmalarının da değerlendirilmemesi yerinde bulunmamıştır....

    İlk derece mahkemesince, Kurumdan gelen yazı cevaplarından İzmir Kurum Sağlık Kurulu raporuna göre davacının meslek hastalığının bulunmadığı belirtildiğinden bahisle davacı vekiline Sosyal Güvenlik Kurumunu ve davalı şirketi hasım göstererek Kurum işleminin iptali ile davacının meslek hastalığına uğradığının tespiti talepli dava açmak üzere 2 hafta kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde sözü edilen davanın açılmadığından bahisle davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararında herhangi bir hata görülmemiştir....

    İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlıktan söz edilmesinin mümkün olmadığını, -Kurum raporunda meslek hastalığının oluşumunda davalının %100 oranında kusurlu olduğunun belirtildiğini, -İşverenlerin, sigortalının iş yerinden ayrıldıktan sonraki yükümlülük süresi içinde ortaya çıkan meslek hastalıklarından sorumlu olduğunu, -Yer altı maden iş yerlerinde havaya karışan tozların belirli bir oranın altına düşürülmesi halinde meslek hastalığının oluşmayacağının kabul edildiğini, -Davalı işverenin sorumluluklarını yerine getirmeyerek meslek hastalığının oluşumuna neden olduğunu, -Kişiye yaşlılık aylığı bağlanmasının pasif dönem hesabının yapılmasına engel teşkil etmediğini belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. DEĞERLENDİRMEE/GEREKÇE: Dava rücuen tazminat davasıdır....

    İhtisas Kurulunun 02.04.2018/6265 Karar numaralı raporunda davacının hastalığının meslek hastalığı olduğunun, maluliyet gerektirecek bir hal olmadığı belirtildiği, ancak Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulu'nun 23.07.2020/1392 Karar numaralı raporunda davacının hastalığının meslek hastalığı niteliğinde olduğunun, E cetveline göre 19,2 oranında meslekte kazanma gücü kaybının olduğunun belirtildiği görülmektedir. Adli Tıp Kurumu tarafından davacının geçirmiş olduğu hastalığın meslek hastalığı olduğu tespit edilmiş olunduğu anlaşılmakla Mahkemece bu raporlara itibar edilerek 13.01.2018 borç doğum tarihli 84.757,30- TL'lik borç miktarlı Kurum işleminin iptaline, davacının aldığı aylığın kesilme tarihinden itibaren davacıya yeniden bağlanmasına karar verilmesinde isabetsizlik yoktur....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacılar murisinin hastalığının meslek hastalığı olduğunun tespiti ile ölüm geliri bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1986 yılından itibaren 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamında sigortalılığı bulunan ...'in, 10.07.2007 tarihinde hastalığının meslek hastalığı olduğunun tespiti ile gelir bağlanması talebinde bulunduğu, 18.04.2008 tarihinde vefatı sonucu davaya murisleri tarafından devam edildiği, mahkemece ......

      III.İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk Derece Mahkemesi yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Yasal prosedür uyarınca davacının mevcut rahatsızlığının meslek hastalığı olup olmadığı ve sürekli iş göremezlik oranının tespiti yönünde Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'na gönderilmiş, ATK 3.İhtisas Kurulu'nun 04.09.2019 tarih ve 15123 Karar sayılı raporunda, davacıda karpal tünel sendromu hastalığının mevcut olduğu, kişinin yaptığı işin ve çalışma şeklinin karpal tünel sendromu açısından etkisinin olabileceği ancak karpal tünel sendromunun böyle bir işte çalışmayan kişilerde de görüldüğü, ayrıca karpal tünel sendromunun işi dışında herhangi bir eylem sırasında da ortaya çıkabileceği dikkate alındığında hastalığının mesleki olup olmadığının belirlenemediği cihetle maluliyet oranı hakkında görüş bildirilemediğinin mütalaa olunduğu, davacı vekilince ATK 3.İhtisas Kurulu'nun raporuna itiraz edilmesi üzerine dosyanın ATK 2....

        UYAP Entegrasyonu