Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

oranın altına düşürülmesi halinde meslek hastalığının oluşmayacağının kabul edilmiş olduğunu, toz yoğunluğunun düşürülmesi halinde meslek hastalığı önlenebildiğine göre kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceğini, -Kaçınılmazlığın tüm önlemlerin alınmış olmasına rağmen engellenemeyen olaylar için söz konusu olduğunu, meslek hastalıklarının ise, işverenin iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerinin almaması, yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucunda ortaya çıktığını, işverenin ihmalinin bir tür kusur olduğu gerçeği karşısında kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceğini, bilimsel araştırmalarla yer altı maden işyerlerinde havaya karışan tozların belirli bir oranın altına düşürülmesi halinde meslek hastalığının oluşmayacağı kabul edilmiş olduğunu, meslek hastalığının oluşumunda işverenin tamamen kusurlu sayılmasının gerektiğini, 506 sayılı yasanın 26.maddesinde ve 5510 sayılı yasanın 21.maddesinde yer alan ‘’İşveren sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır’’ cümlesi ile kaçınılmazlığın...

Davacının durumunun tespiti amacıyla aldırılan Yüksek Sağlık Kurulu raporunda; davacının intervebral disk bozuklukları ve ulnar sinir lezyonu hastalığının mesleki olduğuna ancak maluliyet gerektirmediğine karar verildiği anlaşılmıştır. Hükme esas alınan ATK 3. İhtisas Dairesinin 29.05.2019 /9397 sayılı raporunda ise; davacıda lomber discopati hastalığının mevcut olduğu ancak davacının hastalığının mesleki olup olmadığının belirlenemediğinden maluliyet oranı hakkında görüş bildirilemeyeceği, yapılan muayene sonucu davacıda sol üst ekstreminitede ulnar tuzak nöropatisi hastalığının mevcut olduğu ancak maluliyet tayini gerektirmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca her iki rapor arasında çelişki bulunmakta olup mahkemece çelişkilerin giderilmesi amacıyla dosyanın Adli Tıp Kurulu 2. Üst Kurulu'na gönderilmesi ve sonucuna karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm verilmesi hatalıdır. Davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür....

Özlem Saniye İçmeli'nin ise bu konuda uzman olmadığını, uzmanlık alanı tüberküloz olmakla beraber aleyhe bir görüş bildirmemiş iken kurulun bu kanaate nasıl vardığını anlamanın mümkün olmadığını, mevcut meslek hastalığının ölüme etkisi olup olmadığı üzerinde hiç durulmadığını, oysa koahın ileri zamanda ciğerlerde pnomokonyaza sebep olduğunun tıbben bilinmekte olduğunu, kaldı ki sigortalının meslek hastalığının sadece pnomonyoz da olmadığını, raporun bu haliyle müvekkil aleyhine yorumlanamayacağını, kişinin koah sonucu vefatından mevcut meslek hastalığına etkisinin olmamasının mümkün olmadığını, kurul tarafından meslek hastalığının ölüme etkisinin araştırılmaması ve sonuç olarak sebepleri ve gerekçeleri izah edilmeksizin ölümün meslek hastalığına bağlı olmadığı şeklinde genel ve bilimsellikten uzak bir görüş belirtilmesinin yerinde olmadığını, bu sebeplerle emsal içtihatlar gereğince bu durumun ve raporun müvekkil aleyhine yorumlanmamasını ve ölümün mesleki olduğunun kabulüne karar...

Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Meslek hastalığının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından, (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından, bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç iş günü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...İş Mahkemesi Davacı, meslek hastalığına dayalı olarak maluliyetinin tespitiyle, sigortalılığı gözetilerek meslek hastalığı sigorta kolundan gelir bağlanmasına karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, meslek hastalığı ve meslekte kazanma güç kayıp oranının tespiti ile sigortalılığı ve yaşı gözetilerek meslek hastalığı sigorta kolundan gelir bağlanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın Kabulü ile ölü davacının işyerinde geçirdiği kazanın meslek hastalığı olduğunun tespitine karar verilmiştir. Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; ... ... ... ......

      Somut olayda kurum sigortalısı ile davalı işverenin kusur durumlarının tespiti için bilirkişiden alınan raporun ehil ve konusunda uzman bilirkişi tarafından tanzim edildiği, bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin raporun kapsamlı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu gibi dosya kapsamına, delil durumuna ve somut olayın meydana geliş şekline de uygun olduğu, bilirkişi raporunun, tarafların görev ve sorumlulukları ile de örtüştüğü, bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından bilirkişi tarafından tanzim edilen kusur durumunun tespitine ilişkin rapora itibar edilerek bu raporun hükme esas alınmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalı kurumun, meslek hastalığının meydana gelmesinde herhangi bir kusurunun olmadığı, somut olaya konu meslek hastalığının meydana gelmesinde %100 oranında kaçınılmazlık faktörünün etkili olduğu, rücuen alacak davalarında somut olay açısından kusura dayalı sorumluluk esası benimsendiğinden işverenin kaçınılmazlıktan...

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının haksız ve hukukî dayanaktan yoksun davasını kabul etmediklerini, SGK tarafından bildirilen meslek hastalığının, meslek hastalığı olmadığı yönünde 20/04/2018 tarihinde itirazlarını yaptıklarını, davacının hastalığının meslek hastalığı olmadığının tespiti amacıyla dava açmak üzere süre talep ettiklerini ve açacakları bu davanın sonucunun bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, zaman aşımı itirazlarının olduğunu, işverenlikte gerekli toz ölçümlerinin yaptırıldığını, buna ilişkin teftiş raporlarının mevcut olduğunu, iş sağlığı ve güvenliği açısından gerekli tüm önlemleri aldıklarını, kişisel koruyucu ekipman ve donanımların verildiğini, davacının işe giriş ve periyodik muayeneleri ve kontroleri esnasında kendisine sorulan sorulara doğru cevap vermeyerek hastalığını bildirmediğini, davalı işverenlikten gizlediğini, davacının 11/02/2002- 05/02/2007 tarihleri arasında Norm Metal Sanayi firmasında preshanede çalıştığını, davacının iddia...

      Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalı Cafer Demirci'nin davalı TTK'ya ait işyerinde çalıştığı ve sonrasında meslek hastalığına yakalandığı, meslek hastalığı maluliyet oranının % 32,2 olduğu ancak meslek hastalığının zaman içerisinde ilerleme göstermesi nedeni ile sigortalının işten ayrılmış olduğu 1992 tarihindeki maluliyet oranının %12,27 olduğu, meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı TTK nın % 45,64 kusurlu olduğu ve sigortalının 1949 tarih doğumlu olması, maluliyet almış olduğu rapor tarihinin 2018 yılı olması nedeni ile meslek hastalığı sürekli iş göremezlik tarihinin tespit tarihinde ve gelir başlangıç tarihinde 60 yaşını tamamlamış olduğu, maluliyet oranının % 60 ın altında olması ve 1992 yılından itibaren yaşlılık aylığı alıyor olması bir arada değerlendirildiğinde...

      GEREKÇE : Dava, davalının meslek hastalığına yakalanmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Manisa 1....

      olduğu gerekçesiyle meslek hastalığında kaçınılmazlığın %100 oranında, işveren kusurunun ise %0 olduğu kabul edildiğini, ancak meslek hastalığının oluşumunda kaçınılmazlığın söz konusu olamayacağını, hukukumuzda kaçınılmazlığın tüm önlemleri alınmış olmasına rağmen engellenemeyen olaylar için söz konusu olduğunu, meslek hastalıklarının ise, işverenin iş sağlığı ve iş güvenliği tedbirlerini almaması, yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucunda ortaya çıktığını, işverenin ihmalinin bir tür kusur olduğu gerçeği karşısında kaçınılmazlıktan söz edilemeyeceğini, meslek hastalığının oluşumunda işverenin tamamen kusurlu sayılması gerektiğini, -Bilimsel araştırmalarla yer altı maden işyerlerinde havaya karışan tozların belirli bir oranın altına düşürülmesi halinde meslek hastalığının oluşmayacağının kabul edildiğini, örneğin Belçika’da toz yoğunluğu 1 cm de 650 toz partikülü, İngiltere’de 350 toz partikülün altına düşürüldüğünde meslek hastalığının oluşmayacağının bilimsel olarak kabul edildiğini...

      UYAP Entegrasyonu