Davacının 103 davetiyesinin ve kıymet takdiri raporunun tebliğine ilişkin itirazı olmaksızın meskeniyet davasını 7 günlük süresi dolduktan sonra 12/05/2017 tarihinde açtığı anlaşılmakla süresinde açılmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur'' şeklindeki gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı istinaf başvurusunda özetle; dava konusu taşınmazda ikamet ettiğini ve taşınmaz üzerinde sıvasız ahır, meyve bahçesi ve bir adet ev olduğunu, yasal süre içinde başvurulmaması gerekçe gösterilerek mahkemece verilen ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tarafına tebliğ edilen 3 gün içinde itiraz etme olanağı sağlayan haciz tutanağına yapılacak itirazın sonuçsuz kalacağının açık ve kesin olduğunu, aile bireyleriyle birlikte ikamet ettiği tek konutun elinden alınmasına yasal zemin hazırlayan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına veya bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 82/12. maddesine dayalı meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetidir. Şikayet İİK'nun 16. ve 82/12. maddeleri gereğince haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde icra mahkemesine yapılmalıdır. Somut olayda borçlu haczedilen konutu ile ilgili kendisine 103 davetiyesi gönderilmediğini, hacizden 23.01.2012 tarihinde haberdar olduğunu beyan ederek meskeniyet şikayetinde bulunmuş, mahkemece borçlu tarafından .......
, Saraylı Köyü Piyalepaşa Mah. 2520 parsel 1 nolu bağımsız bölümde bulunan haline münasip evine tapuda haciz konulduğunu, müvekkilinin ailesi ile birlikte yaşadığı haline münasip evine haciz konulduğundan ancak 01.11.2021 tarihinde eşine tebliğ olunan 103 davetiyesiyle haberdar olunduğunu, iş bu nedenle şikayetlerinin kabulü ile taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/12/2020 NUMARASI : 2020/68 2020/352 DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Balıkesir 2. İcra Dairesi’nin 2019/2883 esas sayılı dosyasından aleyhine icra takibine başlandığını, takip dosyasından halen ikamet ettiği Gönen Rüstem mahallesi 420 ada 39 parselde kayıtlı taşınmazı üzerine haciz konulduğunu, 103 davetiyenin kendisine 17/03/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, haciz konulan taşınmazın halen ikamet ettiği haline münasip evi olup haczinin mümkün olmadığını, anılan nedenlerle haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, meskeniyet iddiasıyla, haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca yedi günlük süreye tabidir. Bu süre öğrenme tarihinden başlar. Somut olayda, şikayetçi - borçlu adına kayıtlı şikayete konu taşınmazın tapu kaydına 18/05/2018 tarihinde haciz konulduğu, şikayetçi-borçluya 03/10/2018 tarihli 103 davetiyesinin 11/10/2018 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçinin taşınmaz kaydına konulan hacizden en geç 11/10/2018 tarihinde haberdar olduğunun kabulü gerekir ki, dava dilekçesinde, 103 davetiyesinin tebliğinin usulsüzlüğü de ileri sürülmemiştir....
Öte yandan, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda şikayet tarihi itibariyle tarafların haklılık durumları gözetilerek karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda meskeniyet şikayetine konu 3+1 85 m² dairenin değerinin 315.000- TL olduğu, emekli olan ve emekli maaşı ile geçimini sürdüren davacının eşi ile birlikte yaşabileceği haline münasip alabileceği evin değerinin ise en düşük 327.000 TL olduğu belirlenmiştir....
Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi ve halen geçerli ve devam eden bir haczin bulunup bulunmadığının mahkemece resen tespit edilmesi gerekir. Şikayet tarihinden önce anılan maddeler uyarınca haczin düştüğünün veya haczin kaldırıldığının belirlenmesi halinde, davacının düşen bir haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olmayacağından meskeniyet şikayetinin fuzuli yapıldığının kabulü gerekir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kendisine tebliğ edilen 103 davetiyesine herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu sebeple davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığını, aynı zamanda icra dosyasında hacizden önce olan Karataş İcra Dairesinin 2014/74 esas sayılı dosyasında da herhangi meskeniyet itirazında bulunmadığını, davacının dava konusu taşınmazın dışında mesken olarak kullandığı başka bir taşınmazının olduğunu, meskeniyet iddiasında bulunulan evin haline münasip olmayıp değeri yüksek olan bir ev olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, ödeme emri, kıymet takdiri raporu ve 103 davetiyesi tebliğlerinin usulsüz olduğu, tebliğ tarihlerinin iptali ile ıttıla tarihi olan 21.12.2015 olarak düzeltilmesine, kıymet takdiri davasının ve meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir....
Bankasının icra müdürlüğüne yazdığı 11.02.2014 tarihli yazısında, ipoteğin konut kredisi nedeni ile konulduğu belirtilmiş olup, konut kredisi ise dairemizce de kabul edildiği üzere zorunlu ipoteklerden sayılmakta ve meskeniyet iddiasına engel teşkil etmemektedir. Mahkeme kararı bu nedenle yerinde değildir. Ancak; takip dosyasında borçlu tarafa gönderilen kıymet taktiri raporunun 16.05.2014 tarihinde, satış ilanının ise 05.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği gözetildiğinde, istem sahibi borçlunun hacizden bu tarihler itibari ile haberdar olduğu görülmüştür. Meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti, İİK.'nun 16/1. maddesi uyarınca yasal 7 günlük süreye tabidir. Bu nedenle meskeniyet iddiasının haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir....