WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından başlatılan icra takibinde taşınmazın ihalesinin gerçekleştiği ,davacı vekili tarafından ihalenin feshinin talep edildiği ,ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği , davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili tarafından müvekkiline 103 davetiyesi tebliğ edilmediğini ileri sürerek ihalenin feshi talep edilmiş ise de 103 davetiyesi tebliğ edilmemiş olması ihalenin feshi sebebi olmadığı gibi ,meskeniyet şikayeti ile açılan davada yargılama sırasında satışın durdurulmasına ilişkin verilmiş bir tedbir kararı bulunmadıkça ,yargılaması devam eden meskeniyet davası ihale yapılmasına engel olmadığından ihalenin feshi sebebi de oluşturmaz....

Takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 19.02.2016 tarihinde taşınmaz haczine ilişkin 103 davet kağıdı tebliğ edildiği görülmektedir. Her ne kadar söz konusu tebliğ işlemi de Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca usulsüz yapılmış ise de, 103 davetiyesine yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayet olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 19.02.2016 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 15.04.2016 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....

    Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Mahkemece de belirtildiği üzere, takip dosyasının incelenmesinde borçluya ödeme emri tebligatı dışında 103 davetiyesinin de tebliğe çıkarıldığı, borçlunun şikayet dilekçesinde 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik bir iddiasının bulunmadığı, buna göre bir an için ödeme emri tebligatı usulsüz dahi olsa TK'nun 32. maddesi gereğince borçlunun ödeme emrinden en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği 28/04/2017 tarihinde haberdar olduğu kabul edilmelidir. Borçlunun bu şekilde ödeme emri tebliğinden haberdar olduğu 28/04/2017 tarihinden itibaren 7 günlük süreden çok sonra 09/03/2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük hak düşürücü sürede yapılmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

    Taşınmaza ilişkin kıymet takdir raporunun tebliği gibi durumlarda borçlu hacizden haberdar edilmiş sayılır ve haczedilmezlik şikayeti süresi (daha önce öğrenilmemişse) rapor tebliği tarihinden itibaren başlar. Nitekim şikayet dilekçesinde de yer verilen Yargıtay kararına göre şikayetin süresinde olup olmadığının tespiti için tebliğ yoksa ıttıla tarihinin esas alınması gerekmektedir. Somut olaya dönüldüğünde, şikayete konu taşınmaz hisselerine 28/04/2022 tarihinde haciz konulduğu, hacze ilişkin borçluya 103 davet kağıdı göndermemekle birlikte şikayet edenin konulan hacizlerden 28/04/2022 ve 01/05/2022 tarihlerinde ve sonrasında haberdar olduğunun icra dosyası uyap kayıtlarında sabit olduğu, meskeniyet şikayetinin ise İİK'nun 16/1.maddesi gereğince 7 günlük yasal hak düşürücü süre geçtikten sonra 12/09/2022 tarihinde ileri sürüldüğü anlaşılmış, dolayısıyla Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi'nce verilen karar isabetli olmuştur....

    İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2021/328 esas sayılı dosyasında İİK'nın 82. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayetinde bulunduklarını, satışın da iptalini talep ettiklerini, ancak mahkemenin taleplerini kabul etmediğini, bu dosyada 103 davetiyesinin 17/11/2020 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğinin iddia edildiğini, bu tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkiline hiçbir tebligat yapılmadığını, eğer tebligat yapılmış olsaydı gerekli itiraz ve yasal haklarını kullanmış olacağını, bu icra dosyası ile ilgili tebligatların başkalarına yapıldığını, müvekkiline yapılan ve müvekkilinin imzasını içeren bir tebligat bulunmadığını beyanla ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı/ ihale alıcısı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya satış ilanının ve 103 davetiyesinin usulüne uygun tebliğ edildiğini, davanın kötüniyetli olarak açıldığını, para cezasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    İcra Dairesinin 2019/12297 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T2 tarafından borçlu T1 hakkında 11/10/2019 tarihinde gene haciz yoluyla 24.141,97 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, taşınmaza 03/01/2020 tarihinde haciz konulduğu, örnek 103 davetiyesi tebliğ edilmediği, davanın 31/01/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Takipte davacı borçluya 103 davetiyesi tebliğ edilmemiştir. Haciz konulduktan dava tarihine kadar davacının haczi öğrendiğine ilişkin bir delil bulunmadığından, meskeniyet şikayetinin yasal süresinde olduğu anlaşılmıştır. İİK'nın 82/1 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulabilmesi için, şikayet tarihi itibariyle hukuken geçerli bir haczin varlığı şarttır. Bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunması üzerine, öncelikle İİK'nın 106 ve 110 maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığının belirlenmesi ve halen geçerli ve devam eden bir haczin bulunup bulunmadığının mahkemece resen tespit edilmesi gerekir....

    Davalı vekiline dava dilekçesi tebliğ edilmediğinden cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Takibe konu icra dosyasının ödeme emri ve kıymet takdiri raporunun davacı/ borçlu T1 08/09/2021 tarihinde "gelini Melike Abay'a 08.09.2021 tarihinde imzası karşılığı tebliğ edildiği" yapılan tebligatın usulüne uygun olduğu, davacının usulsüz tebligat itirazının reddi ile, şikayetin mahkememize yapıldığı tarihin 16/11/2021 olduğu, yasal süre içerisinde işbu davanın açılmadığı anlaşılmakla itirazın usulden reddine karar vermiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı dilekçesinde: Şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü usulsüz tebligat şikayet nedenlerini tekrar etmiş ve ayrıca Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 2011/2856- 2011/18899 esas karar sayılı ilamını emsal gösterek,Ilgın İcra Hukuk Mahkemesinin red kararının kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir....

    Şti., ve T1 aleyhine 1 adet bonoya dayanak toplam 40.551,44 USD alacağın tahsili için örnek 10 ödeme emri düzenlendiği, 28/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine şikayete konu taşınmaz üzerine 21/03/2019 tarihinde haciz şerhi konulduğu, bu hacze ilişkin 103 davetiyesinin 23/01/2020 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, aynı taşınmaz için alınan kıymet takdir raporunun ise borçluya 10/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 82/1- 12. maddesi gereğince meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti, aynı Kanunun 16/1. maddesine göre 7 günlük süreye tâbidir. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....

    İİK'nun 82/son maddesi uyarınca davacı borçlunun haczedilemezlik şikayetinin borcun haczedilen gayrimenkulün eşya bedelinden doğmaması halinde mümkün olduğu bu nedenle davacı borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığı dikkate alındığında mahkemenin meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. O halde, dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK'nın 355 maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu, anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu tespit edilen karara karşı istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın yasal olmadığını, somut olayda müvekkiline 103 davetiyesinin usulen tebliğ edilmediğini, hacizden kıymet takdir raporunun tebliği ile haberdar olunduğunu, 103 davetiyesinin bizzat müvekkiline tebliğ edilmediğini, tebellüğ eden şahsın da müvekkilini haberdar etmediğini, müvekkilinin 103 davetiyesinin kendisine tebliğe çıkarıldığından haberdar olmadığından bu tebligatın usulsüz olduğunu iddia etmesinin beklenemeyeceğini, dava konusu taşınmazın müvekkilinin haline münasip meskeni olduğunu beyanla, istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 82/1- 12. Maddesine dayalı meskeniyet iddiası ile haczedilmezlik şikayetidir. İzmir 2....

    UYAP Entegrasyonu