İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/07/2019 NUMARASI : 2018/191 ESAS 2019/489 KARAR DAVA KONUSU : Meskeniyet İddiası KARAR : Mersin 4. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 11/07/2019 tarih 2018/191 esas 2019/489 karar sayılı mahkeme kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı borçlu dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından Mersin 7.İcra Dairesinin 2015/9628 esas sayılı dosyası ile aleyhinde icra takibi başlatıldığını, dosya kapsamında ailesiyle birlikte yaşadığı evine haciz konulduğunu kıymet takdirinin tarafına tebliğ edilmesi üzerine öğrendiğini, haczedilen taşınmazın aile konutu olduğunu ve mesken olarak kullandıklarını beyan ederek meskeniyet şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça Çanakkale İcra Dairesinin 2015/6984 Esas sayılı dosya ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibi neticesinde müvekkilinin haline münasip tek konutuna haciz şerhi işlendiğini, söz konusu konutun aile konutu olarak kullanılmakta olduğunu ve müvekkilinin ve ailesinin yaşadığı tek konut olduğunu, müvekkilinin geçimini çiftçilikle karşıladığı için hacze konu taşınmazda ikamet etmekte ve gündelik işlerini de burada gördüğünü, ailesi ile taşınabileceği ve satın alabileceği başka bir taşınmazının da bulunmadığını belirterek davanın kabulü ile aile konutu üzerine konulan haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2017/1606 Talimat sayıl dosyası ile satış talimatı yazıldığını, dava konusu taşınmaza kıymet takdiri yapıldığını, kendilerine tebliğ olunan kıymet takdiri tutanağında dava konusu taşınmazda kiracı oturduğunun tespit edildiğini, ipotek tesisi tarihinden bu yana geçen dört yıllık süre içerisinde davacı tarafından hiçbir meskeniyet iddiası yokken icra işlemlerinden sonra bu iddia ile dava açılmasının sebebinin satış işlemlerini sürüncemede bırakmak olduğunu, davacı ve eşinin mernis adresinin Danimarka olduğunu, taşınmazın aile konutu niteliğinde olmadığını, sunulan elektrik ve su faturalarının taşınmazın aile konutu olduğuna dair bir delil niteliğinde olmadığını, icra müdürlüğünce taşınmazda kiracı oturduğunun tespit edildiğini, ekspertiz tarafından evde fotoğraflamaların ve incelemelerin yapıldığını, ipotek tesis edildiği zaman taşınmaz üzerine aile konutu olduğuna dair herhangi bir şerhin bulunmadığını, yapılan ipotek işlemlerin kanuna uygun bir şekilde yapıldığını, davanın...
Bu durumda mahkemece davacının tek başına yaşıyor olması gözetilerek bilirkişilerden yukarıda açıklandığı şekilde ekonomik ve sosyal durumuna göre haline münasip evin niteliği (m2 ve oda sayısı) ve değeri ile aynı tarih itibariyle şikayete konu evin rayiç değerinin de yeniden belirlenmesi sağlandıktan sonra, şikayete konu evin davacının haline münasip konutu olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir....
Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasından bulunmasını engeller. Ancak rızaen tesis edilen ipoteğe neden olan borcun hacizden önce ödenmiş olması halinde, şeklen Tapu Sicilinde varlığını sürdüren ipoteğin şikayetin incelenmesine engel olmadığı düşünülmelidir. Diğer taraftan, İİK'nun 82/2. maddesinde; "2,3,4,5,7 ve 12 numaralı bendlerdeki istisna, borcun bu eşya bedelinden doğmaması haline münhasırdır" düzenlemesi mevcuttur. Borcun taşınmazın bedelinden doğması halinde İİK'nun 82/son maddesi hükmü uyarınca haczedilmezlik şikayeti dinlenilemez. Borçluya ait ... Merkez ilçesi 36 ada, 9 parsel, 29 nolu bağımsız bölüm üzerine “Kendi Konutu İpotekli Finansman Kredisi Sözleşmesi” nedeniyle HSBC bankasına olan 508.716 TL borcun teminatını teşkil etmek üzere 1. Derecede 18.07.2007 tarih ve 6265 yevmiye nolu kesin borç ipoteği (ana para ipoteği) tesis edilmiştir....
Noterliği'nin 42124 yevmiye numaralı 17/12/2021 tarihli temlik sözleşmesi ile temlik alındığını, davalı tarafça takibin başladığı tarihten çok sonra alacağın temlik alınması sonrasında meskeniyet şikayetinde bulunulmasının kötü niyetli olduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde mesken değil, tarla niteliğinde olduğunun açıkça görüleceğini, bu nedenle de haczedilmezlik iddiasında bulunulamayacağını, davacının sosyal durumunun araştırılmasını talep ettiklerini, ayrıca dar yetkili icra mahkemesince bu hususlar haricindeki iddiaların dinlenilemeyeceğini belirterek şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İİK'nun 82/12.maddesi uyarınca borçlunun haline münasip evinin haczolunamayacağı, ancak anılan yasal düzenlemenin yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olduğu, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3....
Mahkemece, davacının dava dilekçesi ile bildirdiği tanıkları dinlenilmeden ve dava konusu taşınmazla ilgili her hangi bir araştırma yapılmadan, davalı erkek eşin kredi kartı borçları sebebiyle davalı bankanın icra takibi başlatmasından sonra taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu ve davacı kadının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu 06.02.2012 tarihli haciz üzerine 06.11.2012 tarihinde İcra Mahkemesi'nce haczedilen evinhaline münasip tek konutu olduğunu; ayrıca talep ile yenileme emrinin vekil yerine asile bildirildiğini evsiz olduğu şikayetinde bulunmuş, İcra Mahkemesi'nce; şikayet kabul edildiği halde yenileme emrinin borçlu vekiline tebliğine karar verilmiş, meskeniyet şikayeti hakkında hüküm oluşturulmamıştır....
rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutun devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz....
İcra Dairesinin 2017/4763 esas sayılı dosyası ile haline münasip aile konutu üzerine haciz konulduğunu, 103 davet mektubunun usulsüz şekilde muhtara tebliğ edildiğini, 23/09/2020 tarihinde bu yazıya muttali olması neticesinde 25/09/2020 tarihinde icra dairesine itirazını yaptığını, ancak icra müdürlüğüne yaptığı itirazın itirazı incelemeye yetkili merci icra hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, haczi yapılan evin haline münasip aile konutu olduğunu, şikayetin kabulü ile mesken üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....