WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

    "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, iptal ve menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

      Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin açılacak dava "menfi tespit" niteliğinde olup, "böyle bir borcu olmadığı" veya "kısmen ödendiği" veya "zamanaşımına uğradığı" iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit ya da istirdat davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı bir alacak olup sürüncemede kalması önlenerek, tahsilinin hızla sağlanması amaçlanmıştır. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun (Menfi tespit ve İstirdat davası açılmasına ilişkin) 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit ya da istirdat davası açması mümkün bulunmamaktadır....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 08.11.2016 tarihli ve 2015/570 E. 2016/594 K. sayılı kararıyla; davaya konu takip dosyalarından davacı şirket adına düzenlenmiş ödeme emirlerinin en sonuncusunun 2009 yılında davacı şirkete tebliğ edildiği ve takiplerin kesinleşmiş olduğu, 6183 sayılı Kanun'da da İcra İflas Kanununda tanımlandığı şekilde bir menfi tespit davası düzenlenmediği, kesinleşmiş ödeme emirleri için menfi tespit davası açılamayacağı, davacı şirketin talebinin hukuka uygun olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

        Şahıs yönünden menfi tespit davası imkanını kabul etmemek hak kayıplarına neden olabilecektir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde (7061 sayılı Kanun ile değişik, 01.1.2018 tarihinden geçerli olmak üzere 15 gün içinde) açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Açılan Davanın KABULÜNE, Davacının T6 Şti’ne borcu olmadığının TESPİTİNE, T3 düzenlenmiş olan 04.04.2013 tarihli 030000002, 03 0000003, 030000004 ve 030000005 ana takip dosya numaralı ödeme emirlerinin ve 11.12.2012 tarihli haciz bildirisinin iptaline," karar verilmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuran T3 vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, davanın reddine ve müvekkili aleyhine vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava: 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit ve haciz bildirisinin iptali istemlerine ilişkindir....

        Somut davada; ödeme emirlerinin içerisinde idari para cezasına ilişkin ödeme emirleri bulunup bulunmadığı kurumdan sorularak, idari para cezasına ilişkin ödeme emirleri ve bu ödeme emirlerinin miktar ve dönemleri celp edilerek gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, ... gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ödeme emirlerinin iptali talebinin reddine, karar verilmiştir. 3. 2.Bozma Kararı 1....

            İcra Müdürlüğü’nün 2017/309 Esas sayılı dosyasında yer alan alacak kalemlerinin “2014, 2015 ve 2016 yılı Ulaştırma Hizmetleri Ücreti, 2016 yılı Çevre ve Temizlik Vergisi ve 2016 yılı İlan ve Reklam Vergisi” olduğunu, davalı idarenin söz konusu aynı alacak kalemleri yönünden öncelikle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Kanunu kapsamında ödeme emri düzenleyerek davacı şirkete karşı takip başlattığını, bu ödeme emirlerine karşı davacı tarafından Kayseri Vergi Mahkemesi’nin 2016/856 Esas sayılı dosyası ile 2016 yılı “Çevre ve Temizlik Vergisi” ve 2016 yılı “İlan ve Reklam Vergisine” ilişkin ve yine Kayseri Vergi Mahkemesi’nin 2016/1250 Esas sayılı dosyası ile de 2014, 2015 ve 2016 yılı “Ulaştırma Hizmetleri Ücreti”ne ilişkin gönderilen ödeme emirlerinin iptali davalar ikame edildiğini ve yapılan yargılama sonunda söz konusu ödeme emirlerinin iptal edildiğini, akabinde davalı idare tarafından söz konusu Mahkeme kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulduğunu ve bu süreç devam ederken...

            Davaya konu somut olayda; davacılar, murislerinin, iptali istenen ödeme emrinin düzenleme tarihinden evvel öldüğünü belirterek ödeme emirlerinin iptalini istemiş ve yargılama sırasında da davalı Kurum tarafından ödeme emirlerinin iptal edildiği belirtilmiş olmakla, aslen kendi adlarına düzenlenmiş olmayan ödeme emirlerinin iptali isteminde, davalı Kurumca ödeme emirleri iptal edilmiş olmakla dava açılmasına sebebiyet verilmediği dikkate alınarak, taraflar lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, vekâlet ücretine hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu