Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şahıs yönünden menfi tespit davası imkanını kabul etmemek hak kayıplarına neden olabilecektir. Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde (7061 sayılı Kanun ile değişik, 01.1.2018 tarihinden geçerli olmak üzere 15 gün içinde) açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

Mahkemece yapılacak iş ; Kurumdan dava dışı şirketin prim borcundan dolayı davacı adına borç tahakkuku yapılıp yapılmadığı, ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği ve bu ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edilip edilmediği sorulmalı, ödeme emri ve tebligat evraklarının asılları celp edilmeli, borç tahakkukunun olması veya davacı adına düzenlenmiş ödeme emri olması ancak işbu dava tarihinden sonra tebliğ edilmiş olması halinde dava menfi tespit davası olarak değerlendirilerek davanın süresi içinde açıldığı kabul edilerek sonucuna göre karar verilmeli, davacı adına düzenlenmiş ödeme emirlerinin davacıya işbu dava tarihinden önce tebliğ edilmiş olması halinde hak düşürücü süre içinde ödeme emrinin iptali davasının açılıp açılmadığı irdelenerek ve davacı adına borç tahakkukunun olmaması halinde ise hukuki yarar yokluğu gözetilerek karar verilmelidir....

İcra Müdürlüğü’nün 2017/309 Esas sayılı dosyasında yer alan alacak kalemlerinin “2014, 2015 ve 2016 yılı Ulaştırma Hizmetleri Ücreti, 2016 yılı Çevre ve Temizlik Vergisi ve 2016 yılı İlan ve Reklam Vergisi” olduğunu, davalı idarenin söz konusu aynı alacak kalemleri yönünden öncelikle 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Kanunu kapsamında ödeme emri düzenleyerek davacı şirkete karşı takip başlattığını, bu ödeme emirlerine karşı davacı tarafından Kayseri Vergi Mahkemesi’nin 2016/856 Esas sayılı dosyası ile 2016 yılı “Çevre ve Temizlik Vergisi” ve 2016 yılı “İlan ve Reklam Vergisine” ilişkin ve yine Kayseri Vergi Mahkemesi’nin 2016/1250 Esas sayılı dosyası ile de 2014, 2015 ve 2016 yılı “Ulaştırma Hizmetleri Ücreti”ne ilişkin gönderilen ödeme emirlerinin iptali davalar ikame edildiğini ve yapılan yargılama sonunda söz konusu ödeme emirlerinin iptal edildiğini, akabinde davalı idare tarafından söz konusu Mahkeme kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulduğunu ve bu süreç devam ederken...

İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin 28.05.2021 tarihli ve 2018/209 - 2021/247 sayılı kararı "davanın kabulüne, 48.504,69 TL yersiz sağlık harcaması talebi ile ilgili ödeme emirlerinin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespitine" karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Kurum vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı Kurum vekili; Kurum işleminin mevzuata uygun olduğunu, mahkemece murisin detaylı bir mal varlığı araştırması yapılmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, ödeme emirlerinin iptali ile davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 2....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 28/04/2021 NUMARASI : 2016/220 ESAS - 2021/328 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı Kaklık Sulama Kooperatifinin 13.02.2005 tarihinden beri üyesi olduğunu, bahse konu kooperatifin kuruma olan borçlarından kaynaklı olarak tarafına ödeme emri tebliği edildiğini, mal varlığına ve banka hesaplarına borçlardan kaynaklı haciz işlemi uygulandığını, ödeme emirlerinin iptali, hacizlerin kaldırılması ve maaştan yapılan kesintilerin iadesi taleplerinin SGK tarafından reddedildiğini, davalı kurum tarafından ödeme emrinin Kaklık Sulama Kooperatifi yönetim kurulu üyesi sıfatıyla adına düzenlendiğini, usulsüz bir şekilde aynı konutta oturmadığı Mehmet Solak’a tebliği edildiğini, yasal olarak borçlardan...

    Her ne kadar 2016/068238 ve 2016/068239 sayılı takip dosyalarından gönderilen ödeme emirlerinin iptaline ilişkin iş bu dava 15 günlük hak düşümü süre geçtikten sonra açılmış olsa da, davacı ödeme meri içeriği borçlar yönünden 3.kişi konumunda olduğundan, her zaman menfi tespit davası açma hakkı bulunmaktadır....

    Yükümlü tarafından adına düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davanın, vergi mahkemesi tarafından, sözkonusu ödeme emirlerinin yükümlüye 16.8.1999 ve 10.12.1999 tarihlerinde tebliğ edildiği halde 7 günlük dava açma süresi geçirilerek 14.2.2000 tarihinde açıldığı gerekçesiyle süreaşımı nedeniyle reddedildiği anlaşılmıştır. Yükümlü ise temyiz dilekçesinde ödeme emirlerinin kendisine tebliğ edilmediğini ve alındılardaki imzanın kendisine ait olmadığnı ileri sürmekte olup yukarıda açıklanan Kanun hükümlerine göre tebliğ mükellefe yapılacağından yükümlünün ödeme emirlerinin kendisine tebliğ edilmediği iddiasının araştırılması bakımından ödeme emirlerine ait tebliğ alındılarındaki imzanın yükümlüye ait olup olmadığı hususunun tespit edilmesi gerekmektedir....

      Sayılı ilamı ile idari para cezasını iptal ettiğini, düzenlenen idari para cezasının ve buna dayanılarak tanzim edilen ödeme emirlerinin maddi gerçeklere, hukuka, hakkaniyete ve yasalara açıkça aykırı olduğunu, 7 günlük itiraz süresi geçirilse dahi Yargıtay kararları doğrultusunda menfi tespit davası açılabileceğini belirterek ödeme emirlerine konu borç nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti ile ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, 7 günlük hak düşürücü sürenin geçtiğini, davanın usulden reddi gerektiğini, davacı hakkındaki ödeme emirlerinin yasal unsurları ve şekil koşullarını içerir nitelikte düzenlendiğini, tebliğ işlemlerinin de yöntemince yerine getirildiğini, menfi tespit davasının niteliğiyle açılan davanın uyuşmadığını, 5510 sayılı Kanunun 8. ve 10....

      . … İSTEMİN KONUSU : … İnş.Tic.ve San.A.Ş'ne ait yargı harcı borcunun tahsili için kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen … tarih … numaralı ödeme emirlerinin yargı harcı ve karar ilam harcına ilişkin kısmının iptali istemiyle açılan davada; Mahkemelerinin 24/10/2017 tarihli ara kararıyla davalı idareden dava konusu ödeme emirlerinin dayanağı asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirleri ile söz konusu ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin bilgi ve belgelerin istendiği, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin gönderilmemesi üzerine 27/11/2017 tarihli ara kararı ile aynı bilgi ve belgelerin ikinci defa istenildiği, davalı idarece ara karar gereği verilen bilgi ve belgelerde davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin dayanağı asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin dosyaya sunulmadığı, bu durumda, dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği tarih itibariyle şirket hakkında kanunun aradığı şekilde tüm takip yollarının tamamlandığı ispatlanamadığından...

        Ödeme emrinin iptali istemine ilşkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup, "böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

          UYAP Entegrasyonu