Yapılan incelemede, davaya konu 2010/10607–10608–10609 numaralı takip dosyalarına ait ödeme emirlerinin başlık kısmında takip borçlusunun, dava dışı "......" olduğunun yazılı olduğu; anılan şirket ortağı olan davacının borcun tahakkuk döneminde şirket ortaklığının sona erdiğini belirterek, borçtan sorumlu olmadığının tespiti ile ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkin iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davaya konu ödeme emirlerinin davacı adına düzenlenmediğinin ve davacı adına yapılan herhangi bir takip olmadığının anlaşılması karşısında; yukarıda ./.... -2- açıklanan prensipler ışığında, davacının bu yöndeki talebinde hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucunda, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Ödeme emrinin iptali istemine ilşkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ....04.2006 gün ve 2006/...-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Kurum tarafından, 25.06.2009 tarih ve ... takip sayılı ödeme emirlerinin, 10.07.2009 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, menfi tespitistemine ilişkindir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir....
Dava, zamanaşımı nedeniyle ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı dvalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine......... istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ......... verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacı hakkında 2002/10. ay ile 2003/3. aylar arası prim, işsizlik sigortası primi, eğitime katkı payı, özel tüketim vergisi ve idari para cezası borçları nedeniyle takip başlatılarak sözkonusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, ödeme emirlerinin 17/06/2010 tarihinde davacının eşine tebliğ edildiği, 23/06/2010 tarihinde ödeme emirlerinin iptali için dava açıldığı, davacının yine idari para cezasının iptali için idare mahkemelerinde dava açtığı, idare mahkemesinin talebi reddettiği ancak bölge idare mahkemesinin talebi kabul ederek idari para cezasını iptal ettiği ve bu kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, mahkemece bütün ödeme emirlerinin kesin hüküm bulunması nedeniyle iptaline karar verilmiş ise de, kesin hüküm sadece idari para cezaları hakkında bulunmaktadır. Diğer Kurum alacakları hakkında bulunmamaktadır....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emirlerinin iptali, menfi tespit ve ihtirazi kayıtla ödenen primlerin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....
Ancak, mirasın reddine ilişkin kesinleşmiş kararlar karşısında davacı üçüncü kişi durumundadır. 6183 sayılı Kanun'un "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi" başlıklı 79.maddesinde "Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır." hükmü gereği davanın menfi tespit davası niteliğinde olduğunu kabul etmek gerekir. Yukarıda yapılan açıklamalar ve yasal düzenlemelere göre, davacı tarafından mirasın reddedilmesi nedeniyle ödeme emirlerinin ve takibin davacı yönünden iptaline, davacının bu dosyalar nedeni ile kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi yerinde olmuştur....
Şti. unvanlı iş yerinin borçlarından dolayı şirket ortağı/müdürü davacı T1 aleyhine gönderilen 2012/061024, 2012/061025, 2013/087658, 2013/087659 takip numaralı ödeme emirlerinin davacıya 09.12.2013 Tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 30.11.2020 Tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. “Menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının on beş günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....
Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı olarak açılacak dava “menfi tespit” niteliğinde olup,”böyle bir borcu olmadığı” veya “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı)....