WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara ilişkin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımmında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denilmiştir. Bu sebeple ilk derece mahkemesince davacının geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olarak kabulü ile sadece ihtiyati haciz talebinin değerlendirilmesi gerekirken, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz koşullarının ayrı ayrı değerlendirilmesi hatalı olmuştur. 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır. Somut olayda, iddia olunan zarar haksız eylemden kaynaklandığından TBK.'...

    Çocuk Koruma Kanuna göre verilen Koruyucu ve Destekleyici Tedbir Kararlarının Uygulanması hakkındaki Yönetmeliğin 8....

      Mahkemece, menfi tespit istemine ilişkin davacının aktif dava ehliyetinin ve hukuki yararının belirlenmesi için, bu davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydı yapılıp, ihraç kararının iptali davasının kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre, davacının menfi tespit davasındaki aktif dava ehliyetinin ve hukuki yararının belirlenmesi gerekirken, her iki davayı birlikte görmesi doğru olmamıştır. b)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....

        Davalı vekili; taraflar arasında Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen itirazın iptali davasında ileri sürülmesi gereken savunmaların menfi tespit davasında ileri sürülemeyeceğini, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; dava konusu kredi sözleşmesi ve icra dosyasına ilişkin olarak itirazın iptali istemi ile mahkemenin 2015/631 esas sayılı dosyasında inceleme ve değerlendirme yapıldığını, takip konusu borçla ilgili olarak borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesinde; davalı banka tarafından Antalya 4....

          İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfî tespit davasında amaç, bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Ayrıca, 6100 sayılı HMK m. 389 vd. hükümlerinde geçici hukukî himayenin bir türü olan ihtiyatî tedbirlere ilişkin düzenleme genel nitelikte olup; 2004 sayılı İİK m. 72 hükmünde menfî tespit davaları hakkındaki tedbirlerin özel olarak düzenlenmiş olması, bu davada, 6100 sayılı HMK m. 389 vd. hükümlerinin uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri, ispat ölçüsüdür....

            Mahkemece, "...davacı takipten sonra açmış olduğu menfi tespit istemli davada ihtiyati tedbir talep etmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 72/3. maddesi gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasında mahkemenin ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilmeyecek olması, mevcut bir durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın veyahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde ihtiyati tedbir kararı verilebilecek olması, ihtiyati tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunluluğu bulunması; talep eden tarafından ortaya konulan delillerle geçici hukuki koruma için yaklaşık ispata yeter mahiyette olması, muhtemel menfi tespit davası kazanılsa dahi sonuçsuz kalmasının önlenmesi amacıyla...

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile menfi tespit davasının açıldığı tarihe kadar, bono vasfı taşıyan takip konusu senet yönünden üç yıllık zamanaşımı süresinin geçmediği ve 04.08.2015 tarihinde menfi tespit davasının açılması ile zamanaşımının yeniden kesildiği, söz konusu davanın kesinleşmesinden sonra zamanaşımı işlemeye başlayacağı, bu dava tarihi itibariyle menfi tespit davasının kesinleşmediği, takibin zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

                Birleşen dosyanın davacısı asıl dosya olan itirazın iptali davasında davalı olarak borçlu olmadığının ispatı hususunda delillerini sunarak kendini savunabileceğinden daha sonra aynı istemde menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

                  Ceza Dairesinin 10/10/2018 tarihli ve 2018/2898 Esas, 2018/1547 Karar sayılı ilamına karşı temyiz isteminde bulunulduğu, ancak, 15/04/2019 tarihli tebliğnamede davacı vekilinin temyiz istemi ile ilgili olarak görüş belirtilmediği anlaşıldığından; davacı vekilinin temyiz istemi ile ilgili görüş bildirilmek ve düzenlenecek ek tebliğname ile birlikte gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davacının tazminat talebinin kısmen kabülü ile 500 TL manevi tazminatın haksız yakalanma tarihi olan 05.03.2011 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı hazineden alınarak davacıya verilmesine Yargıtay Kanununun 28. ve Yargıtay İç Yönetmeliğinin 37. maddeleri gereğince yerel mahkemelerce verilen kararların temyiz yolu ile incelenmesinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca o konudaki hukuki görüşün açıklandığı bir tebliğname düzenlenmesi gerekmekte olup, Uyap ortamında yapılan incelemede, davalı vekili tarafından 15.05.2018 tarihli dilekçe ile Alanya 1....

                      UYAP Entegrasyonu