Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi'nin 11/11/2019 tarih ve 2018/871 esas, 2019/4629 karar sayılı kararında "Bir davanın korunmaya değer, güncel hukuksal yarar bulunmaması nedeniyle reddedilebilmesi için, davacı/borçluyu tehdit edebilecek tehlike ve savsaklamalara karşı onu koruma gereksinmesinin olmaması gerekir. Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı “böyle bir borcu bulunmadığının saptanması” için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmiştir. Somut olayda davacı tarafına gönderilen ihtarnameye istinaden menfi tespit davası açmıştır. Davacının bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır....

    Hakkı ihlal edilen bir kişi davacı olarak mahkemeye başvurup hukuki korunma talep edebilir. Ancak, davacının hukuki korunma talep edebilmesi için korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Davacının dava hakkına sahip bulunması mahkemeden hukuki koruma isteyebilmesi için yeterli değildir. Dava açan kişinin ayrıca dava açmakta hukuki bir yararı bulunmalıdır. Kural olarak inşai davalarda ve eda davalarında hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Davacı bu tür davalarda hukuki yararının bulunduğunu bildirmek ve ispat etmekle yükümlü değildir.Ancak şüphe halinde hukuki yararın mevcut olup olmadığı inceleme konusu yapılır. Tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunmalıdır. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir....

    Hakkı ihlal edilen bir kişi davacı olarak mahkemeye başvurup hukuki korunma talep edebilir. Ancak, davacının hukuki korunma talep edebilmesi için korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Davacının dava hakkına sahip bulunması mahkemeden hukuki koruma isteyebilmesi için yeterli değildir. Dava açan kişinin ayrıca dava açmakta hukuki bir yararı bulunmalıdır. Kural olarak inşai davalarda ve eda davalarında hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Davacı bu tür davalarda hukuki yararının bulunduğunu bildirmek ve ispat etmekle yükümlü değildir.Ancak şüphe halinde hukuki yararın mevcut olup olmadığı inceleme konusu yapılır. Tespit davalarında bu arada menfi tespit davasında davacının davanın açılmasında hukuki yararı bulunmalıdır. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı dilekçesinde imzasını inkar ettiği senede dayalı olarak hakkında girişilen takip nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine, takibin ve senedin iptaline ve geçersizliğine karar verilmesini istemiştir. Daha önce İcra Mahkemesi'nce yapılan yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna ve Mahkemece alınan hukuki görüş içeren rapora göre davacının menfi tesbit isteminin kabulüne, takibin iptali talebi bakımından görevsizliğe ve senedin iptali istemi bakımından da yargılaması Asliye Ticaret Mahkemesi’nde yapılacak başka bir davanın konusu olacağından bahisle tefrike karar verilmiş; hüküm davalı şirket vekilince temyiz edilmiştir....

      Davacının istemi taşınmazın aynına yönelik tapu iptali ve tescil, ipoteğin fekki olup dava konusu 653 bağımsız bölüm nolu taşınmaz davalı adına tapuda kayıtlıdır. Yerel mahkemece tensip tutanağı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile dava konusu taşınmaz davalı adına kayıtlı ise tedbir konulmasına karar verilmiş ve davacının tapu iptali ve tescil istemi yönünden geçici hukuki koruma sağlanmıştır. İhtiyati tedbir kararının en önemli özelliklerinden biri de dava konusu ile ilgili tesisi gereken bir geçici koruma önlemi olmasıdır. Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davada konut satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, ipoteğin fekki talebinde bulunulmuştur. Ancak ipotek alacaklıları davada taraf değildir. Bir davanın konusu ancak o davanın tarafları arasındaki uyuşmazlığın konusudur....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle Yaralama Hüküm : TCK'nın 89/1, 73/4 ve CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca düşme Temyiz edenler : Müşteki vekili, mağdur vekili Taksirle yaralama suçundan sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülmesine ilişkin hüküm, müşteki ... vekili ve mağdur ... vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: A) Müşteki ... vekilinin temyiz istemi yönünden yapılan incelemede; 6284 sayılı Yasanın 20. maddesinin 2. fıkrasında "...Bakanlık gerekli görmesi halinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idari, cezai, hukuki her türlü davaya ve çekişmesiz yargıya katılabilir." denilmekle, maddenin amacının kasıtlı olarak gerçekleştirilen şiddet veya şiddet tehlikesi halinde mağdur olan koruma altındaki çocukların hukuken haklarının korunması olduğu; somut olayda maddede belirtilen şekilde bir şiddet veya şiddet tehlikesi olmadığı ve...

        Borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek, kendisini bir borçla tehdit eden kimseye karşı “böyle bir borcu bulunmadığının saptanması” için dahi menfi tespit davası açabileceği kabul edilmişken, hakkında yürümekte olan bir icra takibi olan borçlunun, bu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunda hiç kuşku olmadığı gibi, böyle bir davayı açmasına da hiçbir hukuki engel bulunmamaktadır. Alacaklının elinde İİK’nın 68. maddesinde sayılan belgeler bulunmaması, borçlu hakkında başlattığı icra takibine, borçlunun itiraz etmek suretiyle takibi durdurması da borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını kabule yeterli olmayıp, bu halde dahi borçlu borç tehdidi altında olup, bu nedenle de menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Kaldı ki, davacı/borçlunun borçlu olmadığını ileri sürerek ilamsız icra takibine itiraz etmesi, ancak takibin durmasını sağlamakta olup, icra takibini ortadan kaldırmamaktadır....

          Davacı taraf, davalıya teminat maksadıyla verilen senetten dolayı menfi tespit isteminde bulunmuş ise de; söz konusu senede yapılan tüm araştırmalara rağmen ulaşılamamıştır. İddia edildiği gibi bir senedin mevcudiyeti davacı tarafından ispat edilemediğinden senede karşı menfi tespit isteminde bulunulmasında güncel bir hukuki yarar bulunmadığı kanaatine varılmış ve davanın reddine karar verilmiştir....

            Hukuki yarar; davacının sübjektif hakkına hukukî koruma sağlanması hususunda mahkemeye başvurmasında hukuken korunmaya değer bir yararının bulunmasıdır. Hukuki yarar dava şartlarından olup (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesi), davacının dava açmakta hukuken korunmaya değer bir yararının bulunması gerekir. Bu şart, dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan olumlu dava şartları arasında sayılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Fazla Verilen Paranın Geri Alınması” başlıklı 361. maddesi, “İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.” şeklinde emredici bir düzenlemeyi içermektedir....

              den borçlu bulunmadıklarını ancak şimdilik bunun 8.400,00 TL'lik kısmı yönünden menfi tespit istemi ile dava açtıklarını, bakiye kısım için menfi tespit davası açma haklarını saklı tuttuklarını bildirmiştir.Görüldüğü gibi dava dilekçesinde talep kısmi menfi tespit talebidir. Menfi tespit davası kısmi olarak açılamaz. Davanın bu nedenle reddi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu