WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

E. sayılı icra dosyasında İİK.’nun 89/1. kapsamında tebligatın 18/11/2019 tarihinde, İİK. 89/2. madde kapsamında tebligatın ise 16/09/2020 tarihinde davacı şirketin aynı yetkili çalışanına tebliğ edilmiş olmasına rağmen davacının geçen süre zarfında usulüne uygun cevap vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir. GÖREVSİZLİK KARARI : Dosyanın incelenmesinden iş bu dava dosyasının ilk olarak İzmir ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açıldığı, İzmir ... Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sırasında ... Esas, ... Karar sayılı karar ile iş bu davada İzmir Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verildiği görülmüştür. Dava, İİK'nın 89/3.maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir. İİK'nın 89/3.maddesine dayalı olarak açılan özel menfi tespit davalarında davacı 3.şahıs ile davalılar arasında doğrudan bir ilişki bulunmadığından, TTK'nın 4.maddesinde belirtilen mutlak ya da nispi ticari dava niteliğine haiz değildir....

    Dava, İİK.'nun 72.maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece, bonoya karşı yöneltilen iddianın yazılı delille kanıtlanması gerektiği kuralı gözetilerek işin esasına girilip iddia ve savunma çerçevesinde tüm deliller toplandıktan sonra, hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulama yeri bulunmayan tanık dinlemesi ile ilgili olarak verilen, ancak ara kararında kesin olduğu konusunda bir açıklama bulunmadığı halde tebligat parçalarına kesinlik şerhi de düşülerek çıkartılan, icapsız tebligatlara uyulmadığı gerekçeyle yazılı şekilde usulden ret kararı verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      (üçüncü) kişi konumunda bulunan davacı tarafından İİK’nun 89/3 maddesine dayalı olarak açılmış menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. İİK.’nun 89. maddesinde düzenlenen haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarının ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Bir davanın ticari dava olarak kabul edilerek asliye ticaret mahkemelerinde görülebilmesi için yukarıda anılan şartların gerçekleşmesi gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 26/02/2016 tarih, 2015/15365 Esas ve 2016/3253 Karar ve yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2016 tarih, 2016/3568 Esas ve 2016/6425 Karar sayılı ilamlarında da açıkça belirtildiği üzere; İİK’nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemeleridir....

        Davaya ve takibe konu 16.11.2013 keşide tarihli ve 22.000,00 TL tutarlı çekin keşidecisi görünen davacının imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit davasını açtığı, mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nin 08.01.2018 tarihli raporu ile icra hukuk dosyası kapsamında yaptırılan inceleme ve tespitler sonucunda, çekteki imzanın davacıya ait olmadığı sabit olduğundan, ilk derece mahkemesinin menfi tespit talebinin kabulüne dair kararının isabetli olması nedeniyle, davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı kötüniyet tazminatı talebinin İİK.72/5 maddesine dayalı olduğunu ve haksız takip nedeniyle uğradığı zarar miktarının fazla olduğundan bahisle ıslah dilekçesi ile 228.000,00 TL tazminat talebinde bulunmuştur....

          Davaya ve takibe konu 16.11.2013 keşide tarihli ve 22.000,00 TL tutarlı çekin keşidecisi görünen davacının imzanın kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit davasını açtığı, mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nin 08.01.2018 tarihli raporu ile icra hukuk dosyası kapsamında yaptırılan inceleme ve tespitler sonucunda, çekteki imzanın davacıya ait olmadığı sabit olduğundan, ilk derece mahkemesinin menfi tespit talebinin kabulüne dair kararının isabetli olması nedeniyle, davalının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı kötüniyet tazminatı talebinin İİK.72/5 maddesine dayalı olduğunu ve haksız takip nedeniyle uğradığı zarar miktarının fazla olduğundan bahisle ıslah dilekçesi ile 228.000,00 TL tazminat talebinde bulunmuştur....

          Muvazaaya dayalı davalarda davacının ... takibine geçmesi ve aciz belgesi almasına gerek yoktur. Çünkü yukarıda açıklandığı gibi İİK 277 ve izleyen maddelerinde iptal davasına konu tasarruflar özünde geçerli olmasına rağmen kanunun ... hukuku yönünden iptaline imkan verdiği tasarruflardır. Muvazaaya dayalı iptal davasında ise davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir. İİK 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen iptal davası açma hakkı davacının genel hükümlere, muvazaaya dayanarak dava açmasına engel değildir. Somut olayda davacı vekilinin, eldeki davayı, Borçlar Kanunu 18. maddesine dayalı olarak açmıştır. Bu nedenle mahkemece İ.İ.K 277 vd maddelerine göre dava nitelendirilemez. Davacının alacağı ilama dayalıdır. Alacak davası devam ederken davalı borçlu ... dava konusu gayrımenkulü elinden çıkararak diğer davalılar adına kaydettirmiştir. Davalılar davanın temeli olan alacakla ilgili olarak borçlu ... in menfi tespit davası açtığını savunmuşlardır....

            E sas sa yılı dosyada; 25.800USD bedelli bonoya dayalı olarak ... tarafından ... vd aleyhine takip başlatıldığı, davacı vasisinin takibe itiraz dilekçesi sunduğu görülmüştür. İstanbul 3.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/64 Esas, 2021/640 Karar sayılı, 23.09.2021 Tarihli kararı ile davacı ...'ın TMK 406.Maddesi gereğince kısıtlandığı, vasi olarak ...'ın tayin edildiği, vasilik kararının ...'ın ağır kumar tutkusu iddiası nedeni ile kendi talebine dayandığı, kararın 28.10.2021 de kesinleştiği görülmüştür. İNCELEME VE GEREKÇE Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. İİK 72/2.maddesinin açık hükmü gereğince takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı verilemeyecek olmakla mevcut delil durumuna göre bu aşamada mahkemenin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar vermesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir....

              İstinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebepleri, mahkemece verilmiş ve istinaf edilmiş gerekçeli ara kararda yazılı açıklamalar ile bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; derdest davanın, bonoya dayalı olarak başlatılmış icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası olması, İ.İ.K 72/3 Maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmeyeceğinin hüküm altına alınmış olması, HMK 209 maddesine göre istenen ihtiyati tedbirin de kabulü için yasaca aranan gerekli ve ayrıca yaklaşık ispata dair yeterli koşulların da bu aşamadaki mevcut derdest dava dosyası kapsamına göre bulunmaması nedeniyle, davacının söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiği sonucuna varılmıştır....

                Menfi tespit davası her nekadar İİK'da düzenlenmiş ise de, icra hukukuna özgü bir dava türü olmayıp, maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden ve HMK'daki genel usul ve yargılama kurallarına tabi olan ve genel mahkemelerde görülen bir dava türüdür. Dolayısıyla usul kuralları bakımından İİK hükümleri ile yetinilmesi doğru olmayıp, HMK'daki usul kurallarının ve yasal düzenlemenin dikkate alınması gerekmektedir. Yine her nekadar menfi tespit davası İİK da özel olarak düzenlenmiş ise de; borçlu olmadığı gerekçesi ile menfi tespit davasında borcun bulunmadığına ilişkin borçlu savunmaları, ödeme, borcun sona ermesi, edimin ifa edilmemesi başta olmak üzere pekçok gerek borcun dayanağı olan belgeye ilişkin defilerden gerekse kişisel defilere dayanabilir....

                  Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının menfi tespit davası sonuçlanmadan önce parayı icra dosyasına ödemek zorunda kaldığı, İİK.' nun 72/6. maddesi gereğince menfi tespit davasının kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğü, mahkemenin bunu dikkate almadan davayı menfi tespit davası olarak neticelendirmesinin durumu değiştirmeyeceği, istirdat davası borcun tamamen ödenmesinden itibaren 1 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra açılmış olsa bile İİK.' nun 72/7. maddesine göre süre aşımından dolayı reddedilemeyeceği alacak likid bulunmayıp yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 14.550.036.563 TL için itirazın iptaliyle takibin devamına, fazla istemin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Davalı vekili hükmü temyiz etmiş ise de, söz konusu temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmemiş olduğu gibi, harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin temyiz isteminin...

                    UYAP Entegrasyonu