Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasındaki dava, İİK 72. maddesine dayanan menfi tespit istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın niteliğine ve tarafların sıfatına göre, dosyanın temyiz incelemesi Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın işbölümü yönünden bir karar verilmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İİK’nun 72’nci maddesinin 2’nci ve 3’üncü fıkralarına göre, “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.-İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.” Bu hükümde, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulabileceği, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine giren paranın takip alacaklısına ödenmemesine karar verilebileceği öngörülmüştür....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/03/2021 NUMARASI : 2018/327 ESAS 2021/111 KARAR DAVA KONUSU : Menfi Tespit (İİK 89/3 maddesine Dayalı) KARAR : Adana 6....

    Dava, davacı tarafça icra dosyasında hakkında çıkartılan 89.haciz ihbarnamelerine dayalı borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit talebi, bu kabul edilmediği takdirde İİK 72.mad dayalı menfi tespit talebine ilişkindir....

      Menfi tespit davasının başlamış bir icra takibine etkisi konusunda HMK. m. 209/1’deki düzenlemenin, İİK. m. 72 karşısında da özel hüküm teşkil etmesi sebebiyle, sahtelik iddiasında bulunulması durumunda iik m. 72 uygulama alanı bulamayacaktır. Dolayısıyla, sahtelik iddiası dışındaki diğer tüm sebeplere dayanılarak açılan menfi tespit davaları İİK. m. 72’nin kapsamına girerken, sahtelik sebebine dayanan menfi tespit davası HMK. m. 209’daki özel düzenlemenin konusunu oluşturur ve bu tür bir iddia ya da davanın icra takibine etkisi de İİK. m. 72’ye göre değil, HMK. m. 209’a göre belirlenir. HMK. m. 209 hükmü çok açıktır ve herhangi bir ayrım yapmamaktadır....

      Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır. Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır....

        VEKİLİ : DAVALI : 1- VEKİLİ : DAVALI : 2- VEKİLİ : DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davalı ...'nın, 30.08.2023 vade tarihli ve 300.000,00 TL bedelli senede dayalı olarak müvekkili şirket aleyhine Konya ....

          Davacı, borçlu şirketin yetkilisi olup, çekteki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle itirazda bulunulmuş ise de, borçlu şirketin davada taraf olmadığı ve tacir olanın borçlu şirket olup, şirket ortaklığının kendiliğinden ortağa tacir sıfatı kazandırmadığı gerçek kişi olarak davacıya gönderilen haciz ihbarnameleri nedeniyle 3.kişi tarafından açılan menfi tespit davasında mahkememizin görevli olmadığı, İİK 89.maddesine dayalı olarak 3.kişi tarafından açılan menfi tespit davalarında Asliye Hukuk Mahkemeleri'nin görevli olduğuna ilişkin içtihatlar doğrultusunda görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, her aşamada resen değerlendirileceğinden 3.kişi ile takip alacaklısı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmayıp, uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğundan, mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            İİK'nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, "..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur..." hükmünü içermektedir....

              İcra İflas Kanununun 89/3. maddesinin, İİK 72 ve HMK'nın 106. maddelerine nazaran daha özel bir düzenleme niteliğinde olduğu, bir başka ifadeyle, yasa koyucu tarafından bu meselede genel hükümlerden ayrılınarak haciz ihbarnameleri tebliğine bağlanan borcun zimmetinde sayılmasına ilişkin sonucun ortadan kaldırılabilmesi için açılacak menfi tespit davasında, hak düşürücü süre öngörüldüğü ve bu süre içerisinde dava açılmaması durumunda 3. şahsın ancak ödeyeceği paranın istirdadını isteyebileceği hususunun düzenlendiği, dolayısıyla borç zimmetinde sayılan davacının, hak düşürücü süreyi geçirdikten sonra genel hükümlere dayalı menfi tespit davası açma hakkı bulunmayıp, ancak borcu ödediği takdirde ona karşı istirdat davası açmak hakkı bulunduğu, dolayısıyla bu yöne ilişkin istinaf itirazında isabet bulunmadığı görülmektedir....

                UYAP Entegrasyonu