Değişiklikten önce maddede sadece istirdat davasına yer verilmiştir. Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece usul ve yasaya aykırı olarak davanın reddedildiğini, müvekkilinin kefil olduğu GKS'nin ticari işlem olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kefaleti bulunan ve hakkında Kahramanmaraş İcra Müdürlüğünün 2019/5701 esas, 2019/5702 esas, 2019/2705 esas, 2019/2704 esas sayılı icra takipleri ile ilamsız icra takibi olarak başlatılan genel kredi sözleşmesi ile kullanılan kredi ve kredi kartlarının tüketici işlemi niteliğinde olduğunu, müvekkilinin kefil olduğu kredi borçlusunun ev hanımı olduğunu, herhangi bir ticari faaliyetinin söz konusunun olmadığını, bu nedenle müvekkili ve icra takibi borçlusu yönüyle çekilen kredi ve kullanılan kredi kartlarının tüketici işlemi niteliğinde bir işlem olduğunu, Yargıtay içtihatlarında da görüleceği üzere yargılama konusu kredi sözleşmesinden kaynaklı menfi tespit ve istirdat davasının dava tarihi itibariyle arabuluculuk kapsamında olmayan tüketici işlemi niteliğinde...
İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir. Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 18.12.2018 tarihli ve 2017/3- 1526 E., 2018/1948 K., sayılı kararında da benimsenmiştir. Davacı, dava dilekçesinde ödenen bedelin istirdadını talep etmiş, yargılama aşamasında icra dosyasına yapılan bir kısım ödemeler olduğu anlaşılmıştır....
nın eli ürünü olduğunun Bursa Kriminal Polis Laboratuvarı Uzmanlık Raporu ile tespit edilmesi nedeniyle, bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Yine kabule göre mahkemece davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi nedeniyle davalı tarafça istinaf talebinde bulunulmuş ise de; davalının son ciranta ve hamil olduğu, davacının senette imzasının olmadığı ve borçlu olmadığı halde davacı hakkında icra takibi yapılmış olması ve davalının ceza dosyası kapsamında senedi Hakan'dan aldığını ifade etmesi karşısında davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğrudur. İİK'nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir....
Menfi tespit davasının yargılaması devam ederken ihtiyati tedbir kararının (İİK m.72/2- 3)verilmemiş olması sebebiyle takibe devam edilmiş ve takip konusu borç alacaklıya ödenmişse ,menfi tespit davasına artık istirdat davası olarak devam edilir.(İİK m 76/2)Yani mevcut menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcun alacaklıya ödenmesiyle menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüşür.Menfi tespit davası borcun ödenmesiyle kanuni düzenlenmeden dolayı kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden bu hususta davacının(borçlunun)talepte bulunması şart değildir.Borcun ödenmesiyle menfi tespit davasına bakan mahkeme ,kendiliğinden menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder.İİK m.72/6'daki düzenleme gereği ,menfi tespit davası kendiliğinden istirdat davasına dönüştüğünden,davacının neticeyi talebini değiştirmesi için ıslah yoluna başvurmasına ya da karşı tarafın(alacaklının)mvafakatine gerek yoktur....
Davacı,trafik kazası nedeni ile kendisine ait ------- plakalı araca davalı sigorta şirketi tarafından ödendiği belirtilen değer kaybı ve hasar bedelini, trafik kazası tespit tutanağına itiraz üzerine yeniden düzenlenmesi nedeniyle ödenen tutarın iadesi istemiyle davalı sigorta şirketi tarafından aleyhine --------- İcra Müdürlüğü'nün --------- Esas sayılı takip dosyasına ödeme yapıldığı belirtilen şimdilik 4.000,00 TL'nin faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden istirdatını talep etmektedir. İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/711 KARAR NO : 2022/519 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 22/10/2021 KARAR TARİHİ : 16/06/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıının, 3. Kişi ... Petrol Nak San ve Tic. Ltd. Şti ve ... aleyhine İzmir 15. İcra Müdürlüğünün .../... esas sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlattığını, İcra dosyasından UETS sistemi üzerinden Müvekkil Şirkete İİK'nın 89/1. 2. Ve 3....
Maddesinde yer alan "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir" hükmü dikkate alındığında davacının yaptığı kısmi ödeme nedeniyle davaya menfi tespit ve kısmi istirdat davası olarak devam edilmesi ve senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilen davacı lehine yaptığı kısmi ödemenin istirdatına karar verilmesi gerekirken yapılan ödeme ile ilgili herhangi bir karar verilmemesi hatalı olup kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 01/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Davacı, aleyhine yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemi ile eldeki davayı açmış; 3.1.2006 havale tarihli dilekçesi ile de takip nedeniyle ödemek zorunda kaldığı meblağın istirdatını talep etmiştir.Mahkemece davacının borçsuzluğunun sabit olduğuna ve ilamın ibrazı ile eski hale getirme istenebileceğine dayanılarak davacının istirdat talebine yönelik hüküm kurulmadığı görülmüştür.Davacının davasını menfi tespit davası olarak açtığı, yargılama sırasındaki ödemeler nedeniyle talebini istirdat olarak yinelediği ve mahkemece takip konusu alacak yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verildiği görülmüştür.Mahkemece dava konusu takip nedeniyle yapılan ödemelerin istirdatına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu konuda karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Mahkemece, dava konusu çekin çalınması nedeniyle davacının rızası dışında elinden çıktığını, davacı şirket adına sahte ciro yapılarak çekin el değiştirmesi nedeniyle menfi tespit talebinin kabulüne, davalının çekle ilgili sahtelikleri öğrendikten sonra icra takibinden vazgeçtiği, çeki önceki cirantaya teslim ettiğine ilişkin savunmasının aksinin ispat edilemediğinden davacının istirdat talebinin ve kötüniyet tazminat isteminin reddine, çekin iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 10.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....