Dairemizin 04.12.2019 tarihli 2019/639 Esas ve 2019/5780 Karar sayılı ilamı ile yukarıda belirtilen ve mahkemece uyulan bozma ilamları uyarınca eldeki davanın genel hükümlere göre açılan menfi tespit davası olduğu hususunun kesinleştiği, dosya kapsamına alınan ve mahkemece de benimsenen bilirkişi raporu uyarınca icra takibi borçlusu ... ve ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti.'ne davacının borçlu olmadığı tespit edildiğine göre genel hükümlere göre açılan menfi tespit davasında istirdata karar verilebilmesi için karşı tarafın kötüniyetli olunduğunun ispatına ihtiyaç bulunmadığı, bu nedenle mahkemece istirdat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle karar bozulmuştur. B....
ne hakediş kesintisi uygulandığını, aracın uzun süre tamir edilmemesi ve ikame araç temin edilememiş olması sebebiyle müvekkili alt işvereni olduğu şirketten eksik hakkediş aldığını, davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda: Dava; taraflar arasındaki iş makinesi ve araç kiralama sözleşmesi nedeniyle başlatılan icra takibinden borçlu olunmadığına dair açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır....
Her ne kadar davacı tarafça takip konusu borcu haciz ve icra tehdidi altında ödendiği ileri sürülerek istirdat davası açılmış ise de davalının sunmuş olduğu cevap dilekçesinde davacının henüz takip konusu borcu ödemediğini bildirdiği ayrıca icra dairesine yazılan yazı cevabında davacı borçlunun icra dosyasının borcunun ödenmesine ilişkin herhangi bir ödeme kaydı bulunmadığını bildirmiştir. Açılan menfi tespit davası, takip konusu borcun davacı borçlu tarafından ödenmesi halinde kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceği yerleşik yargıtay uygulamasından anlaşılmakla ise de istirdat davasının kendiliğinden menfi tespit davasına dönüşmeyeceği açıktır....
- K A R A R - Davacı vekili, asıl ve birleştirilen dava yönünden, davalılardan ... arasındaki alacak-borç ilişkisi nedeniyle davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı icra takibi başlattığını, kesinleşen icra takibi üzerine bu borca mahsuben müvekkilinin üç adet bono verdiğini, bu kez bonolara dayalı olarak icra takibi başlatıldığını her iki icra dosyasının da infazına devam edildiğini, davacının gayri menkullerinin satışının önlenmesi için ilk icra takibi dosyasına 177.300,00 TL yatırdığını, taraflar arasında daha sönra düzenlenen protokol uyraınca her iki icra takibine karşılık 300.000,00 TL borçlu olduğunun kabul edildiği protokolün borç baskısı ile imzalandığını bu nedenle geçerli olmadığını belirterek, icra dosyasına yatırılan tutardan 140.000,00 TL'nin istirdadını, 10.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/257 Esas sayılı Dava Dosyalarının hukuki sebep, konu ve talepleri birbirinden farklıdır. Menfi Tespit ve İstirdat Davaları 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde düzenlemiş olup: "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ: Dava, hukuki niteliği itibariyle menfi tespit istemine ilişkindir. Dava dilekçesinin davalıya 21/05/2022 tarihinde tebliğ edildiği, HMK.nun 127.maddesinde belirtilen cevap süresi içerisinde 03/06/2022 tarihinde cevap dilekçesi verdiği ve HMK.nun 117.maddesine uygun olarak yetki ilk itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere İcra ve İflas Kanunu'nun 72/son maddesine göre menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Menfi tespit davalarında yetki kuralı kesin olmadığından, (kamu düzeniyle ilgili olmadığından) yetkinin kesin olmadığı hallerde, yetki itirazının davalı tarafından cevap süresi içinde ilk itiraz olarak ileri sürülmesi gerekir. Aksi halde süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmayan davalı yönünden, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelecektir....
ÇEKİŞMELİ HUSUSLAR, TOPLANAN DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, icra takibine konu senetten dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin İcra ve İflas Kanunun 72. Maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı Konya . İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasındaki kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip dosyasındaki takibe konu 06/10/2020 düzenleme tarihli, 15/11/2020 ve onbir kasım 2020 tarihi olmak üzere 2 ayrı vade tarihli 45.000,00 TL bedelli bonoda iki ayrı vade tarihi bulunduğunu ve iki ayrı vade bulunması nedeniyle senedin kambiyo senedi vasfında olmadığını, senedin tanzim tarihinde oynama olduğunu, bu nedenlerle söz konusu senetten dolayı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla hakkında başlatılan icra dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir. Menfi tesbit ve istirdat davaları: Madde 72 – (Değişik: 18/2/1965-538/43 md.)...
Dava, bankacılık işleminden kaynaklanan ve cebri icra baskısı altında haksız yere ödenen bedelin tahsili (istirdat) istemli davasınd........
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. (3) Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. (4) Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir.” C. Değerlendirme 1. Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. 6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinde genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu belirtilerek genel yetkili mahkemelerin yetkisi düzenlenmiş olup menfi tespit ve istirdat davalarında yetki kesin değildir. Bu davalarda kesin yetki kuralı bulunmadığından 6100 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 2....
Değişiklikten önce maddede sadece istirdat davasına yer verilmiştir. Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....