Şti. vekilleri temyiz etmişlerdir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı lehine vekalet ücretinin nisbi olması gerekip gerekmediği, icra takibi sırasında yapılan ödemeler sebebiyle davaya istirdat davası olarak devam edilip edilemeyeceği konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinin altıncı fıkrasının, menfi tespit davası zamanında tedbir kararı alınmamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yolundaki hükmünün gözönünde bulundurulması gerekir. Davacı menfi tesbit davası süresince icra takibinin devam ettiğini ve ödemeler yapıldığını iddia etmektedir....
Başka bir anlatımla icra takibine itiraz etmemiş olan borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın uygulaması da bu yöndedir. ( Yargıtay 19 HD 17/05/2004 T.2003/8950-5704 sayılı kararı, M.Oskay-C.Koçak-A.Değnekli-A.Doğan İİK şerhi 2.cilt 1672-1673 sayfa; Yargıtay 13 HD 24/11/1986 T. 4796-5742 sayılı kararı-YKD 1987/7 s. 1048-1049-B.Kuru, Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası Ankara 2003, sayfa 37-38; Yargıtay 15 HD 27/10/1978, 2036-2071 (Yasa 1979/2 s.250) B.Kuru Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003 syf 39-40) Kaldı ki somut olayda davacı borçluya gönderilen kambiyo senetlerine özgü ödeme emri tebliğ edilememiş ve böylece davacı açısından takibin kesinleştiğine dair bilgi ve belgeye rastlanılmamıştır. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. " denilmiştir....
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır....
kabul edilmediğinden menfi tespit davasına konu bedeli davalıya ödemek zorunda kaldıklarını belirterek, davanın istirdat davası olarak görülmesini istemiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72/ I. maddesi, “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir....
Değişiklikten önce maddede sadece istirdat davasına yer verilmiştir. Borçlunun bir alacaklının kendisinden bir hak veya alacak talep etmesi üzerine ileri sürülen hak veya alacağın doğmadığını ve doğduktan sonra sona erdiğini tespit ettirmek amacıyla açtığı tespit davasına menfi tespit davası denir. Menfi tespit davası icra takibinden önce açılabildiği gibi icra takibinden sonra da açılabilir. Takipten önce menfi tespit davası açılabilmesi için borçlunun borcu olmadığının hemen tespitinde korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmalıdır. (Kuru Baki; İcra ve İflas Hukukunda Menfi Tespit ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s 24) Borçlu maddi hukuk bakımından ödemekle yükümlü olmadığı bir alacak talebiyle karşılaşmışsa menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir....
ya karşı Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin .... esas nolu dosyasında davacı tarafça menfi tespit davası açıldığı, mahkemece menfi tespit davasının reddedildiği, menfi tespit davasında davacı aleyhine yargılama giderlerine hükmedildiği, ayrıca davacı tarafça dava dışı ...'ya verilen 100.000,00 TL'lik senetten dolayı ödemede bulunması nedeniyle Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinde istirdat davası açıldığı, Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas nolu dosyasında davacının davası hakkında kabul kararı verildiği ve kararın kesinleştiği, davalıların murisinin ibranemeye aykırı olarak davacı hakkında takibe sebebiyet vermesi nedeniyle, Konya ..Asliye Ticaret Mahkemesinin .... esas nolu dosyasında yargılama giderlerini ödemesi nedeniyle davacı tarafça, Konya ..İcra Müdürlüğünün ... E....
İİK'nun 72/5. maddesi gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir. Dava senede dayalı menfi tespit davası olup, yargılama sırasında istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın davalı tarafından dava dışı borçlu aleyhine grişilen icra takibi sırasında takipte sıfatı bulunmayan davacı şirketin işyerine hacze gelinmesi üzerine ihtirazi kayıtla yapılan ödemenin iadesi istemine ilişkin bulunmasına ve karar başlığında "istirdat" olarak yazılmış olmasına rağmen, davanın İİK'nın 72.maddesi kapsamında kalan menfi tespit ve istirdat davası niteliğinde bulunmamasına ve tarafların tacir olmalarına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 18.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacılar vekili, davalının davacılar aleyhine 3 adet çeke dayalı icra takibi yaptığını, çeklerin 25/11/2008 tarihinde davacı ...'nun aracından çalındığını, ... 3 Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından çeklerin iptaline karar verildiğini, çek iptali kararı nedeniyle davalının alacak talep edemeyeceğini, davacıların cirantalarla ticari ilişkisinin bulunmadığını, davalının kötüniyetli olduğunu belirterek davacıların icra dosyalarında çeklerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, çeklerle ilgili olarak ... 2....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce ise, Kadirli Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davanın kambiyo senedinin iptali davası olarak nitelendirilerek kesin yetki nedeniyle yetkisizlik kararı verilerek dosya gönderilmiş ise de davacının menfi tespit talebi ile birlikte kambiyo senedinin iptalini talep ettiği, davacının senet iptali talebinin menfi tespit davası ile sıkı sıkıya bağlı olduğu ve menfi tespit davasının bir sonucu olduğu bu nedenle davacının senet iptaline yönelik talebinin menfi tespit talebinden tefrik edilerek kesin yetki kuralı nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesinin mümkün olmadığı, kaldı ki usulüne uygun bir yetki itirazı da bulunmadığı gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. Menfi tespit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının ikametgâhı mahkemesinde de açılabilir. Bu madde hükmüne göre menfi tespit ve istirdat davaları ile ilgili yetki düzenlemesi kamu düzenine ilişkin değildir....