Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde menfi tespit ve istirdat davalarının takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde yada davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği hususunun düzenlendiği, mahkememiz dosyasında da takibin yapıldığı icra dairesinin --- olduğu, davalının yerleşim yerinin ise ----- olduğu, dolayısıyla mahkememiz yetkisiz olduğu, davalının süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından, mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın HMK 114 ve 115.maddeleri uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalının tedbire yönelik itirazının mahkememizce belirlenen teminatın davacı tarafça yatırılmaması sebebiyle ----- icra takibinin tedbiren durdurulmasına yönelik kararın kendiliğinden kalkmış olması sebebiyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 2-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın HMK 114 ve 115.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 3- HMK'nun 20....

    Maddesinde menfi tespit ve istirdat davalarının takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde yada davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği hususunun düzenlendiği, mahkememiz dosyasında da takibin yapıldığı icra dairesinin --- olduğu, davalının yerleşim yerinin ise ----- olduğu, dolayısıyla mahkememiz yetkisiz olduğu, davalının süresi içerisinde yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından, mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın HMK 114 ve 115.maddeleri uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalının tedbire yönelik itirazının mahkememizce belirlenen teminatın davacı tarafça yatırılmaması sebebiyle ----- icra takibinin tedbiren durdurulmasına yönelik kararın kendiliğinden kalkmış olması sebebiyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 2-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın HMK 114 ve 115.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 3- HMK'nun 20....

      Buna göre; yapılan yargılama sonucunda davanın reddine ilişkin kararla birlikte borçlu(davacı)nun %40 oranında tazminatla sorumlu tutulabilmesi için alacaklı(davalının) bir icra takibi yapmış olması, İİK'nun 72/2-3 maddeleri gereğince takibin durdurulması veya icra veznesine yatan paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı alması ve aldığı bu kararın infaz edilmiş olması gereklidir. Ancak açılan menfi tespit davası sırasında borcun ödenmesi sonucu istirdat davasına dönüşmüş olan davanın reddi halinde alacaklı(davalı) yararına alacağının alınan bir tedbirle geciktirilmesi söz konusu olmadığından davacı aleyhine tazminata hükmedilmemesi gerekir. ( ... İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, 2007/..., s. 796 vd.)...

        İcra ve İflas Kanunu’nun 72/5. maddesi “Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin” haksız ve kötü niyetli olması hâlinde talep üzerine borçlu lehine kötü niyet tazminatı verileceği hükmünü haizdir. Maddede “icra takip tarihinde” haksız ve kötü niyetli olmaktan bahsedilmemiş, “menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olması” şeklinde belirtilmiştir. Menfi tespit davası tarihi ve dava öncesi, takibin haksız ve kötü niyetli olması önem arz etmektedir. İcra takibi bir bütündür, takip sadece takip talebi ve takip talep tarihi itibariyle değerlendirilemez. İbraya ve bu konuda beyana, hacizlerin fekkine rağmen tekrar haciz talebi ve hacizlerin işlenmesiyle, böylece, davalı alacaklının haksız ve kötü niyetli olarak takibe devamıyla davacı aleyhindeki takip, davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlamış ve menfi tespit davası kabul edilerek, davalının temyiz etmemesiyle de kesinleşmiştir....

          (Menfî Tespit Davası ve İstirdat Davası - Baki KURU, Ankara 2003, s.233-234) İİK m.72/7 hükmüne göre, İcra ve İflas Hukuku anlamında istirdat davasını, kesinleşmiş icra takibi dolayısı ile cebri icra tehdidi altında borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs açabilir. Menfi tespit ve istirdat davası sonucu verilecek mahkeme kararı, kesinleşmeden infaz olunamaz. İİK.nun 72/6. maddesi gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmüş olması, bu ilamın infazı için kesinleşmesi koşulunu ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla davacının, takip borçlusu olarak ödediği paranın iadesi istemiyle gideceği hukukî yol, davalı takip alacaklısı hakkında yeni bir ilâmsız icra takibi başlatmak olmayıp, öncelikle genel hükümlere göre istirdat davası açması ve davayı kazanmasıdır....

            Davacı tarafça her ne kadar menfi tespit talepli dava açılmış ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararında da belirtildiği üzere, kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabilir. Ancak borçlu böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir. Somut olayımızda davacı tarafça davaya konu Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2020/31355 Esas sayılı takip dosyası borcunu ödemiştir....

            Mahkemece yapılan yargılama soncunda davalı banka tarafından verilen 23.3.2001 tarihli ibranamenin dava konusu iki takibi de kapsadığı gerekçesi ile menfi tespit isteminin kabulüne, herhangi bir fazla ödeme bulunmadığından istirdat talebinin yerinde olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava, davacı aleyhine girişilen iki ayrı icra takibinden sonra düzenlenen 29.9.2000 tarihli protokol gereğince ödenen paralardan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti ve istirdat istemine ilişkindir. Başka bir anlatımla, davacı borcu kabul etmediğini bildirmiştir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre borç saptanmış ve fazla ödeme olmadığı da belirlenmiştir. Bu durumda mahemece davacının borcu bulunduğu ve fazla ödeme de olmadığı saptandığına göre, menfi tespit talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

              Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Diğer bir deyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233)....

              Mahkemece; "Davanın yasal dayanağı 4857 Sayılı İş Kanunu, 2004 Sayılı İcra İflas Kanunu hükümleridir. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 72/5. maddesinde; "Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırşa talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir....

              DAVA : Menfi Tespit İSTİNAF KARARININ KARAR TARİHİ : 09/06/2023 YAZIM TARİHİ : 15/06/2023 Davacı tarafından, davalı aleyhine Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin... Esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında ... tarihinde tesis edilen davanın kabulüne ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, üye hakimin görüşleri alındıktan sonra dosya incelendi; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı aleyhine davalı şirket tarafından Konya ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas ve ... Esas sayılı dosyalarından icra takibi başlatıldığını, davacının icra dosyalarında belirtildiği şekilde senetli ya da senetsiz hiç bir borcunun bulunmadığını, icra dosyalarından gönderilen ödeme emirlerinin usulsüz olarak tebliği edildiğini,... Esas sayılı dosyaya karşı yapmış oldukları usulsüz tebliğat şikayetinin kabul edildiğini ve icra takibinin itiraz nedeniyle durdurulduğunu, ancak ......

                UYAP Entegrasyonu