Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, söz konusu icra takibinden---- müvekkili, bahsedilen kazanın gerçek olması ve kendisine ait aracın kusurlu olması nedeniyle davalının da karşı aracın maliki olduğunu zannederek, bildirmiş olduğu icra dosyasına ------ tarihinde ----ödeme yaptığını ve dosya infaz edilerek kapatıldığını, müvekkili şirketin söz konusu icra takibine, kendisine ait aracın kusurlu olması nedeniyle daha fazla faiz, yargılama gideri, vekalet ücreti ve inkar tazminatı ödememek adına itiraz etmemiş ve iyiniyetli davranarak derhal tüm dosya borcunu kapattığını, aradan üç ay gibi bir süre geçtikten sonra bu kez aynı kazaya ilişkin olarak yine aynı araçla ilgili ---- müvekkili---- altında icra takibi başlatıldığını, ikinci icra takibi ile durumu fark eden müvekkili, haricen yaptığı araştırmada; kazaya karışan ve takibe konu --- plaka sayılı aracın malikinin---- görüşmelerde; söz konusu icra takiplerinden kendilerinin haberdar olmadığını, bilgi ve rızaları dışında yapıldığını,------ ortağı olduğunu ve bu şekilde bir...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI VE SÜREÇ: Mahkemece 14/06/2021 tarihli ara karar ile; İ.İ.K 72/3 uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması şeklinde tedbir kararı verilemez ise de, çoğun içinde az da vardır ilkesi gereğince ve İİK'nun 72/3 maddesi uyarınca icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verilebileceği gerekçesiyle; Mahkeme dosyası ile birleşen Bakırköy 3. Ticaret Mahkemesinin 2021/500 Esas sayılı menfi tespit dosyasındaki ihtiyati tedbir talebinin İİK.72/3 uyarınca kısmen kabulü ile, Uşak ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasındaki icra takibi nedeniyle icra veznesine hangi yolla olursa olsun girmiş veya girecek her türlü paranın tedbiren alacaklı tarafa ödenmemesine, çek iptal talebinde teminat alındığından ayrıca teminat alınmasına yer olmadığına, çek iptal dosyasındaki teminatın iş bu dosyaya aktarılmasına karar verilmiştir....

      imzalarının bulunduğu evrak asıllarının getirtilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafından --- verilmiş, borçlanma ve kambiyo taahhüdünde bulunduğuna dair vekaletnamesi bulunabileceğini, söz konusu çeklerdeki imzalar da alt soyu tarafından buna dayanarak atılmış olabileceğini, davacının çocuklarının davacının işletmesi lehine davacı adına ve kendi namlarına yaptıkları ciro işlemine davacının gizli ve açık rızası söz konusu olabileceğini, bunun araştırılması ve imza incelemesi yapılacak ---- alınıp incelenmesi gerektiğini, Davacı tarafın kötü niyet tazminatı talebi de usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra takibine itiraz etmeyerek takibin kesinleşmesine sebebiyet veren borçlu, icra takibi sebebiyle tazminat talebinde bulunamayacağını, zira İİK 72/5 maddesi menfi tespit davası açmaya zorlanan borçlunun talebinin dikkate alınacağını emretmekte olduğunu, huzurdaki davada davacı menfi tespit davası açılmasına zorlanan kişi durumunda olmadığını, icra takibi haksız...

        devam ettiğini, dava konu icra dosyasında da her ne asılsa ödeme emri tebligatlarıırı dosya içerisinde bulunmadığını, bu durumun 24.06.2020 tarihli bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, bu durumda da müvekkilleri adına başlatılan icra takibinin usulsüz olarak kesinleştirildiği ve müvekkili T1 adına kayıtlı gayrimenkulün usulsüz olarak satışının yapıldığı ve gerçekte olmayan bir alacağa karşılık olarak alındığını, bu nedenle de icra dosyasından yapılan tahsilat için zamanaşımı süresinin dolmadığını, menfi tespit davasının 17.550,00- TL'lik kısmı yönünden istirdat davası olarak devam edilmesi ve bu miktar yönünden de davanın kabulüne karar verilerek davalı-alacaklıdan bu miktar için 17.550,00- TL'nin istirdadına karar verilmesinin gerektiğini, müvekkillerinin icra takibi nedeniyle mağdur edildiğini, davalı alacaklının alacağını herhangi bir belge ile de ispatlayamadığı ve davalının söz konusu icra takibini kötü niyetli olarak başlattığını kanıtlamaktadır. ancak mahkemece bu taleplerinin...

        -KARAR- Davacılar vekili, davacıların kefil olduğu senede dayalı başlatılan icra takibi öncesinde bono borcunun 195.003,75 TL olarak ödendiğini, ödeme sırasında icra takibine konu senet için ibaresi yazılmamasına rağmen keşideci dava dışı ... adına kefaleten yatırdıklarının belirtildiğini,senet bedelsiz olmasına rağmen başlatılan icra takibi nedeniyle haciz baskı ve tehdidi altında davacı ...’in mükerrer olarak 122.000 TL daha ödediğini belirterek takibe konu bonodan dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile ödenen 122.000 TL’nin istirdadını ve davalı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Bursa 12.Asliye Hukuk Mahkemesince taraflar arasındaki uyuşmazlığın takip konusu bonodan kaynaklandığı ve bonodan kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin davaların 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. ve 5. maddeleri uyarınca Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinden dava dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 1., 20., 114/c ve 115. maddeleri uyarınca görev yönünden reddine karar verilmiş ve dosya mahkememize gönderilmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE, Dava iki adet bono nedeni ile imzaların davacıya ait olmadığı iddiası ile borçlu olunmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarında yetkiyi düzenleyen İ.İ.K. 72 Maddenin son fıkrası "...Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur." şeklindedir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine, ilamlı icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı ilamın konusunun, Menfi Tespit davası olduğu, İİK'nın 72/5. maddesine göre borçlunun, borçlu olmadığına yönelik açtığı menfi tespit ve istirdat davalarına ilişkin ilamların kesinleşmeden infaza konu edilemeyeceği yönündeki gerekçe ile şikayetin kabulü ile davacı borçlu hakkındaki takibin iptaline karar verildiği görülmüştür. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Her ne kadar menfi tespit davalarının icra edilebilmesi açısından kesinleşmesi gerekmekte ise de takibe konu olan ilamın istirdat davası olduğunu, icra edilebilmesi için kesinleşmesine gerek olmadığını, belirterek, Konya 2. İcra Hukuk Mahkemesi 25.02.2022 Tarih ve 2021/560 E. , 2022/96 K. Sayılı kararın kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. DELİLLER: Konya 9. İcra Müdürlüğü 2021/9360 E. sayılı takip dosyası....

            Buna karşılık, ilam niteliğindeki belge, maddi anlamda kesin hüküm gücüne sahip olmadığından bu belge tarihinden önceki itfa ve zamanaşımı iddialarına dayalı istirdat veya menfi tespit davaları açılabilir. Somut olayda, alacaklı kooperatif, 1581 sayılı Tarım ve Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun 12.maddesine göre ilam niteliğindeki belge sayılan senetlere dayalı olarak ilamlı icra takibi başlatarak borçluya örnek 4-5 icra emri göndermiştir. Borçlu vekili geçerli bir kefaletinin olmadığını iddia ederek icra mahkemesinden takibin ve icra emrinin iptalini talep etmiştir. Mahkemece 16.06.2008 tarihli duruşmada Meriç Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/18 esas sayılı dosyası incelenmiştir. Bu dosyadan borçlu E… …. T… ….'...

              Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

              Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde--------- ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def'ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi de İİK'nın 72/VI. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre borçlu, dava konusu borcu ödemek zorunda kalmış olursa menfi tespit davası yasa gereği kendiliğinden istirdat davasına dönüşür ve davaya istirdat davası olarak devam edilir. Buna göre menfi tespit davasının devamı sırasında borcun herhangi bir nedenle ödendiği iddiası üzerine mahkemece bu iddia araştırılıp ödemenin kanıtlanması halinde, talep olmasa dahi dava kendiliğinden istirdat davasına dönüşeceğinden açılan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilmelidir....

                UYAP Entegrasyonu