Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233)....

    GEREKÇE: Dava, kambiyo senedi/çek nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Dava 18/10/2023 tarihinde açılmış olup, Türk Ticaret Kanunu’nda 7445 sayılı kanunla yapılan değişiklik kapsamında Kanunun 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilerek menfi tespit davaları da zorunlu arabuluculuk kapsamına alınmış, söz konusu bu düzenleme 01/09/2023 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A/2. maddesi; "Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır....

      Sayılı İlamında; menfi tespit davalarında arabulucuya başvuru dava şartı olmadığını, bu konuda ki uyuşmazlığın giderildiğini, kararın kesin nitelikte olduğunu belirtildiğini, dava konusu somut olayın, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğunu, davacı menfi tespit davasında, borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, ancak menfi tespit davalarında borçlu olunmadığının tespiti istendiğine ve alacak ya da tazminat ödenmesi istenemeyeceğine göre, bu tür davalardan önce arabulucuya başvurma şartı aranması, kanunun açık ifadesine aykırı olacağını belirterek; İstinaf taleplerinin kabulüne, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi' nin 2020/622E. 2021/15K. Sayılı kararın kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkin olup mahkemece arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

      Sayılı İlamında; menfi tespit davalarında arabulucuya başvuru dava şartı olmadığını, bu konuda ki uyuşmazlığın giderildiğini, kararın kesin nitelikte olduğunu belirtildiğini, dava konusu somut olayın, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğunu, davacı menfi tespit davasında, borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, ancak menfi tespit davalarında borçlu olunmadığının tespiti istendiğine ve alacak ya da tazminat ödenmesi istenemeyeceğine göre, bu tür davalardan önce arabulucuya başvurma şartı aranması, kanunun açık ifadesine aykırı olacağını belirterek; İstinaf taleplerinin kabulüne, Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi' nin 2020/622E. 2021/15K. Sayılı kararın kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkin olup mahkemece arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

      Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan satın aldığı traktörün sicil kaydı üzerinde rehin bulunması sebebiyle resmi devrin gerçekleşememesi üzerine taraflar arasında yazılı sözleşme yapılarak davacıya 1 aylık süre tanındığı ve belirtilen sürede devrin gerçekleşmemesi halinde 20.000 TL ödenmesinin kararlaştırıldığını, dava konusu bononun sözleşme ile birlikte düzenlenlenerek verildiğini, müvekkilinin araç kaydını halen alamadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde dava konusu bononun teminat senedi olarak düzenlendiğinin anlaşıldığı, teminat senetlerinin icra takibine konu edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı tarafın iddiası takip ve dava konusu bononun tehdit ile alındığına dayalı olarak menfi tespit istemine ilişkindir....

        Bu davada alacaklının alacağını def'i yoluyla ileri sürdüğü ve menfi tespit davasının reddine karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, menfi tespit davasının açıldığı tarihe kadar, 10 yıllık alacak zamanaşımı süresi dolmamış ve 27.06.2002 tarihinde menfi tespit davasının açılması ile zamanaşımı kesilmiştir. Sözkonusu davanın kesinleşme tarihi olan 27.09.2010'dan sonra zamanaşımı işlemeye başlayacağından şikayet eden borçlular hakkında zamanaşımının oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Ayrıca, kefaletin sona ermesi ve kefilin borcundan kurtulmasına ilişkin BK.nun 598. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu yargılamayı gerektirip dar yetkili icra mahkemesinde ileri sürülemez. O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan nedenlerle zamanaşımı şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile icranın geri bırakılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

          Bölge Adliye Mahkemesince, davacının ipoteğin paraya çevrilmesi yolundaki rehin açığı belgesinin düzenlendiği takipte ipotek veren sıfatıyla sorumlu olduğu, ipotekle sınırlı bir sorumluluğunun bulunduğu, davalı bankaca bu rehin açığı belgesi düzelttirilmeden 2. İcra Müdürlüğü dosyasında takibe konu edildiği, rehin açığı belgesinde alacaklı konumunda olan bankanın bizzat özenli davranarak bu rehin açığı belgesindeki sakatlığı düzelttirmek yönünden takip hukukuna ilişkin başvuru yollarını gerçekleştirmediği, hakkındaki takip kesinleşen davacının bu takipten ve dayanağı rehin açığı belgesinden ötürü iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararının bulunduğu, davalı bankanın yanlışlığı görüp tespit etmesine rağmen davanın açılmasına ve bu aşamaya kadar yürütülmesine sebebiyet verdiğinden aleyhine ücreti vekalete hükmedilmesinde bir usulsüzlük görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2017/637 Esas KARAR NO : 2018/693 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 06/10/2017 KARAR TARİHİ: 25/10/2018 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynak- lanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle: Keşidecisi müvekkili şirket olan ... keşide tarihli ilki 10.000,00.-TL bedelli ikincisi 20.000.-TL bedelli çeklerin dava dışı ... Tekstil ltd. Şti tarafından davalı bankadan kullandığı kredinin temi- natı olarak verildiğini, çeklerin rehin cirosuyla devrinin mümkün olmadığını, müvekkili hak- kında bu çekler dayanak gösterilmek suretiyle .......

              Bu kapsamda ----------- Karar sayılı kararı ile; "1)13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 2) 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. Maddelerinden, 3) 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’ndan (142....

                nin 2021/7183 E 2021/8445 K sayılı kararı) Somut olayda, İpotekli taşınmaz maliklerinden Günsan Tarım şirketinin asıl borçlu, T4 T3 ve T2 ise müteselsil kefil oldukları görülmektedir. Bu durumda mahkemece takibe dayanak kredi sözleşmeleri ve ipotek belgeleri ile resmi senetlerin getirtilerek ve varsa tarafların bu hususa ilişkin delilleri de toplanarak, öncelikle toplu rehnin bulunup bulunmadığı belirlenmeli, toplu rehin söz konusu ise yukarıdaki tespitler ve izahatlar uyarınca usule uygun şekilde bir satış talebi ve satış kararı bulunup bulunmadığı belirlenmelidir....

                UYAP Entegrasyonu