Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili sunmuş olduğu 28/11/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılmadığını, ayrıca davacının dava konusu edilen çekin keşidecisi olduğunu ve keşidecinin çekin iptalini isteyemeyeceğini, davacının iddialarının yersiz ve mesnetsiz olduğunu beyan etmiş ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; "...Davacı davalı bankanın dava konusu çeki rehin cirosu ile teslim aldığını , rehin cirosu ile devredilen çek hamili, yetkili hamil sıfatını taşımadığını iddia etmiştir. Davacı vekilinin iddia ettiği davalı bankaya ait temyiz dilekçesinde devir cirosu olduğu , devir cirosunun ise hakkı devrettiği, rehin cirosu olması için (19. HD 2014/1120E 2014/17084K) " Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nun 689.maddesine göre rehin cirosu "bedeli teminattır", "bedeli rehindir" veya bunlara uygun bir ibarenin senede yazılması ve altının meşru hamil tarafından imzalanıp senedin rehin alana teslimi ile oluşur....

bankadan alacağı kaldığını belirterek, bankanın manevi baskısı ve ihrah sonucu rehin sözleşmesi ile bankaya teslim edilen ithal kömürün banka tarafından 28.11.1995 tarihinden bugüne kadar sahada bekletilmesi ve vasıflarını yitirmesine neden olunması, davacıya zamanında teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan kâr mahrumiyeti nedeniyle davalı bankadan 2.289.904.-USD. alacağının tahakkuk ettiği, davacının bu alacağından bankanın kullandırdığı akreditif kredisinin takas ve mahsubundan sonra bankanın davacıdan başkaca alacağı olmadığının tespitini, bu suretle hiçbir hak ve alacağı kalmadığı halde bankanın davacı hakkında giriştiği ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 1997/3370-3372-3383 nolu icra takiplerinin iptaline, % 40’dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesi ve davacının tahakkuk eden kömür bedeli ve kâr mahrumiyeti toplamından banka alacağının mahsup ve takasından kalan ve temlik senedi ile 3. kişiye temlik edilen tutarın da tenzilinden sonra kalan 863.263.63....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 8.5.2003 gününde verilen dilekçe ile borçlu olmadığının tespiti ve ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18.1.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, menfi tespit ve ipoteğin terkini istemleriyle açılmıştır. Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davalı alacaklı temyiz etmiştir. Dava, 8.5.2003 tarihinde açılmıştır. Dosyada mevcut tapu kayıtlarından çekişme konusu 10 parsel sayılı taşınmazın dava tarihinden önce 25.10.2002 tarihinde dava dışı ...’ye, 17.3.2003 tarihinde ise yine dava dışı Mustafa’ya ipotek yükümüyle tapuda temlik edildiği anlaşılmaktadır....

      Buna göre davacının menfi tespit talebi yönünden taraflar arasında düzenlenen yetki sözleşmesi geçerli olup, uyuşmazlığın davanın ilk açıldığ çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.'nın 22. ve 23. maddeleri gereğince ARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        E. dosyasından 09.06.2010 tarihinde "REHİN ŞERHİ" konulmuş (EK-2 Rehin Şerhi), ayrıca söz konusu dosyada araç üzerinde rehin olduğu için araç satılmış ve DOSYA BORCU "REHNİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE" TAMAMEN ÖDENMİŞTİR. Araç rehnin paraya çevrilmesi yoluyla satılmış ve 2010/... ile 2010/... Esas Numaralı dosyalara dayanak teşkil eden BORÇ ÖDEndiğini bu nedenle öncelikle kötü niyetle açılan Bursa 11. İcra Müdürlüğünün 2010/... E. (2022/5880 Yeni Esas No.) Sayılı takipten dolayı Müvekkilimin davalıya hiç ya da takipte belirtilen miktarda borcu olmadığının tespitine, ayrıca menfi tespit davası sonuçlanana kadar icra takibinin TEMİNATSIZ OLARAK DURDULMASI akabinde İPTALİNE, zamanaşımı sebebiyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, kötü niyetle hareket ederek takip başlatan davalı tarafa alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine; yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.07.2011 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit, ipoteğin terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 08.07.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ K A R A R Dava, ilerde gerçekleşmesi muhtemel ticari alacağın teminatını teşkil etmek üzere kurulan ipoteğin terkini ve menfi tespit istemlerine ilişkin olup, taraflar tacirdir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.02012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 19.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi _ K A R A R _ Dava, tacir olan taraflar arasındaki cari olan hesap ilişkisinden kaynaklanan menfi tespit ve buna bağlı olarak kurulan ipoteğin terkini isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Sayılı İlamında; menfi tespit davalarında arabulucuya başvuru dava şartı olmadığını, bu konuda ki uyuşmazlığın giderildiğini, kararın kesin nitelikte olduğunu belirtildiğini, dava konusu somut olayın, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olduğunu, davacı menfi tespit davasında, borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, ancak menfi tespit davalarında borçlu olunmadığının tespiti istendiğine ve alacak ya da tazminat ödenmesi istenemeyeceğine göre, bu tür davalardan önce arabulucuya başvurma şartı aranması, kanunun açık ifadesine aykırı olacağını belirterek; İstinaf taleplerinin kabulüne, Konya ... Asliye Ticaret Mahkemesi' nin ... E. ... K. Sayılı kararın kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkin olup mahkemece arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....

                  İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/09/2021 tarih ve 2021/255 Esas sayılı " İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İlişkin Karar " ile; "....İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

                    UYAP Entegrasyonu