Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır. Mahkemece verilen karar davalı vekilince istinaf edilmiştir. Davacı davasında takip dayanağı çekteki imzasını inkar etmiştir. Alınan adli tıp kurumu raporunda da imzanın davacı şirket yetkilisi olduğu belirtilen kişinin eli ürünü olup olmadığı yolunda tespit yapılamadığı belirtilmiştir. İmza inkarına dayalı davalarda ispat külfeti imzası inkar edilen belgeye dayalı olarak hak talep eden taraftadır. Somut olayda ispat külfeti davalı taraftadır. Söz konusu adli tıp raporu dosyaya sunulduktan sonra davalı tarafça yeni bir bilirkişi incelemesi istenilmemiştir. Öte yandan dosya içeriğinden davacının huzurda imza örneklerinin de alındığı görülmüştür. Dosya içeriği itibariyle imzanın davacıya ait olduğu ispatlanamadığından davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Ne var ki davacının menfi tespit talebinin yanı sıra ayrıca icra dosyasına ödenilen tutarın da istirdadı talebi de bulunmaktadır....
ya ciro edilerek kendisine iade edilmediğini, bu sebeple bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti amacıyla açtığı menfi tespit davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması neticesinde; davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından " senet üzerinde oynama yapıldığını ve şahidinin dinlenmesini" gerekçe göstererek kararın kaldırılması istemi ile istinaf yasa yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
makinenin üretime uygun vasıfta olmadığını ileri sürerek ayıplı satılan makinen davalıya iadesi ile davalıya ödenen 30.000 TL ve bakım ve parça gibi işlemler adı altında alınan 9.253,68 TL'nin, makinenin iadesine için yeterli sebepler görülmemesi durumunda bedel tenzili ile aradaki farkın, ihtar tarihinden itibaren işlemiş ve işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen tapu iptali tescil, bedel iadesi, tazminat asıl davasının ve menfi tespit birleşen davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl dava yönünden davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 5.321,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden...
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; eser sözleşmesi nedeni ile verildiği ve teminat senedi olduğu iddia olunan bono nedeni ile menfi tespit ve yersiz ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, Davacıların, İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğü'nün 2013/21112 sayılı takip dosyası nedeniyle, davalı ... aleyhine açtıkları menfi tespit davasının ayrı ayrı reddine, Davacıların, İstanbul Anadolu 9....
Diğer taraftan davalının davanın açıldığı tarih itibariyle haklılığı sabit olduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücreti bakımından davalının lehine hükmedilmesi gerekirken aksi yönde uygulama yapılmasında isabet görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davacının menfi tespit ve istirdat istemlerinin kısmen kabulü ile ipoteğin terkine karar verilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, bahsi geçen hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından istirdat, menfi tespit isteği bakımından yerinde görülmeyen davanın reddine, ipoteğin fekki talebi bakımından konusuz kalan dava nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 11/04/2023 Tarih 2020/370 Esas - 2023/297 Karar sayılı kararının HMK.'...
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle, menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılması nedeniyle, yerel mahkemece İİK’nun 72/3 maddesine dayalı olarak icra takininden sonra açılan menfi tespit davasında teminat mukabilinde icra veznesine yatacak paraların alacaklıya ödenmemesine yönelik tedbir kararı verilip, icra takibinin durdurulmasına yönelik talebin reddine karar verilmesinde anılan Kanunda belirtilen hükme bir aykırılık bulunmamasına göre (Y. 19. HD. 26/13/2013 tarihli ve 2012/17902 E.-2013/3584 K. Sayılı ilamı), inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, icranın durdurulmasını talep eden davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Noterliği kanalı ile göndermiş olduğu ... yevmiye nolu ihtarname ile iş için davalı tarafından çalışma koşullarının en geç eylül ayı içerisinde uygun hale getirilmediği için işi ifa edemediğini bu nedenle daire alımından vazgeçtiğini ve yapılmış olan 50.000 TL nakit ödeme ile 50.000 TL bedelli karşılıksız çekin iadesi hususunu ihtar ettiğini, davacının müvekkiline vermiş olduğu zararlara rağmen ve teslimata hazır olan dairelerin bedelini ödemeyip sözleşmeden döndüğü ve sözleşmenin geçersizliğini gerekçe göstererek tamamen haksız ve kötü niyetli olarak zararlara mahsuben kullanılan 50.000 TL'nin ve çekin iadesini talep ve dava ettiğini, 19/04/2018 tarihli sözleşmenin, aslında davacı tarafça haksız olarak feshedildiğini ve müvekkilinin bu fesih ile zarara uğratıldığını, bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine menfi tespit talebi açısından %20 den az olamamak kaydıyla icra inkar tazminatına yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar...
davacının uğradığı maddi zararı karşılaması gerektiği, sözleşmenin kurulması aşamasında irade sakatlığı oluştuğu, irade sakatlığının davacı alıcının bilgi eksikliği, davalı satıcının da kusuru ile meydana geldiğinden, takılan klimaların da yetersiz olduğu anlaşıldığından hakkaniyete uygun hukuki çözümün sözleşmenin feshi, bedel iadesi olduğu, bedel indiriminin hakkaniyete uygun olmadığı, davalının edimini yerine getirdiği ancak verim düşüklüğü ve diğer sebeplerle davacı sözleşmeyi feshettiğinden ve gecikme cezası ifaya ekli ceza (BK 158/II ) niteliğinde olduğundan aksi kararlaştırılmadıkça fesih halinde gecikme cezası talep edilemeyeceğinden, ihtirazi kayıt ile kabul de olmadığından davacının bu talebin reddine, 10.000 TL fazla elektrik tüketimi ve klima sökülmesi sırasında doğacak tadilat masrafları ile ilgili talebin ise feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve feragat edilen kısım için davalı lehine vekalet ücretine de hükmedildiği, sözleşmeden dönme ve menfi zarar...
İban nolu hesabından gönderildiğini, nitekim ödemeye ilişkin davacı ile yapılan ... yazışmaları ve ödeme dekontları işbu dilekçenin eki niteliğinde sunulduğunu, ancak son taksitin ödemesi yapılmadığını, davacı tarafından açılan bu menfi tespit davasından sonra dahi davacı borcunu kabul ederek taraflarına borcun bir kısmına ilişkin ödeme yaptığını ve geri kalan borcu içinde süre talep ettiğini nitekim bu hususa ilişkin Whatsapp yazışmaları ve davacı tarafından yapılan ödemenin dekontu işbu dilekçenin eki niteliğinde sunulmuş olup bu durum davacı'nın borcunu kabul ettiğini ve işbu menfi tespit davasını kötü niteli ikame ettiğini açıkça ortaya koyduğunu, menfi tespit davası açarak, takibi sürüncemede bırakmayı amaçlayan davacı aleyhine, dava konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerektiğini, öncelikle davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise sunulan deliller ve ispat vasıtaları neticesinde esasa girilerek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın...