WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/58 Esas sayısında kayıtlı menfi tespit davasının yargılaması sırasında muhtelif celselerde bu davanın davacısı, anılan menfi tespit davasının davalısı durumundaki ... vekilinin ve asilin beyanları ile Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kesinleşen 30.04.2009 tarih ve 2009/58 E, 2009/106 K. sayılı kararına göre, dava konusu aracın (geri iade edildiğine ilişkin tarafların imzasını taşıyan tarihsiz belgede yazılanın aksine) satıcıya iade edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek birlikte ifa kuralı gereğince aracın satıcı davalıya iadesi konusunda bir karar verilmesi gerekirken, bu yönün gözetilmemesi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken, ilamda yazılı nedenlerle onandığı anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir....

    Mahkemece, davanın teminat mektubu iadesi ve borçlu bulunulmadığına ilişkin menfi tespit davası olduğu, taraflar arasında icrada başlamış bir takip bulunmadığı gibi sözleşme ile de yetkili yer mahkemesinin belirtilmediği, davalı şirketin merkezi ve faaliyetinin İstanbul’da olduğu, bu halde HUMK.’nun yetki ile ilgili genel hükümlerinin (HUMK.'nun 9. ve devamı maddeleri) uygulanması gerekeceği gerekçesi ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, yetkili mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 26.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Menfi tespit davaları konusu para ile değerlendirilebilen değere bağlı davalardan olduğundan, borçlu bulunulmadığının tesbiti istenilen miktar üzerinden nispi harca tabidir. Yine dava dilekçesinin konu bölümünde "teminat mektubunun iadesi" de talep edilmiş olup, eda talepli bu istemin de teminat mektup ya da mektuplarının değerleri toplamı üzerinden nispi harca tabi olduğu açıktır. Bu durumda mahkemece 6100 sayılı HMK'nın 31. maddesindeki hakimin davayı aydınlatma ödevi gereği olarak öncelikle davacıya menfi tespit isteminde bulunduğu gecikme cezası miktarı ile iadesini istediği teminat mektuplarının bedelinin açıklattırılması ve davacının yapacağı açıklamaya göre bunların toplam bedeli üzerinden peşin nispi harcı yatırması için davacıya süre verilmesi, harç yatırılması halinde işin esasının incelenmesi, harcın yatırılmaması halinde ise Harçlar Kanunu'nun 30. ve 6100 sayılı HMK'nın 150....

        Kanun maddesinin metni ve gerekçesi açık ve net olup zorlamayla da olsa genişletici bir yorum yapılmasına elverişli değildir. İleri ve özgürlükçü hukuk düzenlerinde zorunlu ve emredici kuralların dar yorumlanması esastır. Menfi tespit davaları ticari dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi sayısız hukuki sakıncalara da neden olacaktır. Bu itibarla kanun hükmünde öngörülen açık ifadelere rağmen dava şartı arabuluculuğun uygulama alanının genişletilmesi doğru değildir. 6100 Sayılı HMK'nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davası sonunda, davcının borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulacaktır....

        Kanun maddesinin metni ve gerekçesi açık ve net olup zorlamayla da olsa genişletici bir yorum yapılmasına elverişli değildir. İleri ve özgürlükçü hukuk düzenlerinde zorunlu ve emredici kuralların dar yorumlanması esastır. Menfi tespit davaları ticari dava olduğu için TTK’nun 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi sayısız hukuki sakıncalara da neden olacaktır. Bu itibarla kanun hükmünde öngörülen açık ifadelere rağmen dava şartı arabuluculuğun uygulama alanının genişletilmesi doğru değildir. 6100 Sayılı HMK'nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Menfi tespit davası sonunda, davcının borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulacaktır....

          UETS DAVA :Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ :12/08/2022 KARAR TARİHİ :28/02/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :27/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA;Davacı Vekili Dilekçesinde Özetle; davacı şirket, davalı ile silikonlu iç ve dış cephe boyası almak için 107.380,00 TL bedel üzerinden anlaşıldığını, davalıya peşinat ödemesi olarak 14.880 TL elden, 15.04.2022 tarihli ve 25.000 TL bedelli, 21.04.2002 tarihli ve 33.000 TL bedelli, 15.08.2022 tarihli 34.500 TL bedelli 3 adet çek ödemesi yaptığını, 14.880 TL' lik peşinat ödemesi davalının talimatı üzerine ... isimli şahsa yapıldığını, anlaşma konusu malzemelerin Mayıs ayının son haftasında davacıya teslim edeceğinin söylendiğini, bu nedenle 15.04.2022 ve 21.04.2022 tarihli çek bedelleri davalıya ödendiğini, ancak, davalı tarafından taahhüt edilen süre içerisinde, anlaşma konusu malzemeleri teslim etmediğini...

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın üçüncü kişinin fiilini taahhüt amacıyla verilen teminat mektubunun iadesi istemine ilişkin olmasına , tarafların sıfatına, davanın menfi tespit ya da itirazın iptali biçiminde açılmamış olmasına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 19.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Dosyası: DAVANIN KONUSU: Menfi tespit KARAR TARİHİ : 17/01/2024 Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava, sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle menfi ve müsbet zararın tazmini ve fazladan yapılan ödemenin iadesi; birleşen dava ise, davalı-alacaklının davacı aleyhine yürüttüğü ve kesinleşen Şişli .......

                - K A R A R - Dava, menfi tespit davasında verilen ihtiyati tedbir kararından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ...-... tarafından davalı ... Factoring A.Ş. ve dava dışı diğer davalılar aleyhine, bedelsiz kaldığı iddia edilen üç adet senedin iadesi ve tedbir istemiyle ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2003/796 E., 2006/370 K. sayılı dosyasında açtığı menfi tespit davasında dava konusu senetlerin icra takibine konu edilmemeleri yönünde tedbir kararı verildiği, yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş olmasına ve İİK'nun 72/4 maddesinde belirtilen gerekli şartların mevcudiyetine rağmen ......

                  Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Her ne kadar dava açmadan önce müvekkili ödeme yapmış ise de, müvekkilinin dosya borcunu ödeme amacı bulunmadığını, müvekkilinin sadece yapılan ihtiyati haczin durdurulması ve ticari itibarını korumak için İİK 'nın 263. maddesi çerçevesinde teminat olarak ödeme yaptığını, Menfi tespit davasının yargılaması devam ederken ihtiyati tedbir kararının (İİK m. 72/2-3) verilmemiş olması sebebiyle, takibe devam edilmiş ve takip konusu borç alacaklıya ödenmişse, menfi tespit davasına artık istirdat davası olarak devam edileceğini, (İİK m. 72/6), yani mevcut davaya artık istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini, Borçlunun menfi tespit davasında takibin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı talep etmemiş olması ya da tedbir talebinin mahkemece reddedilmesi durumunda, menfi tespit davası devam ederken takip konusu borç ödenmişse, menfi tespit davasının artık istirdat davasına dönüşeceğini, menfi tespit davası sonuçlanmadan önce borcun alacaklıya...

                    UYAP Entegrasyonu