Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar, icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası sonrasında açılan menfi tespit davasında hukuki yarar bulunmadığı kabul edilmekte ise de, eldeki davanın, itirazın iptali davası sonrasında açılan bir menfi tespit davası olmadığı, bundan ayrı davalı tarafından açılan alacak davasında dayanılan dosyalar ile icra takibine dayanak dosyalar tek tek karşılaştırıldığında, bir kısım dosyaların farklı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; gerek icra takibine dayanak dosyalar ile alacak davasına konu dosyaların örtüşmediği, gerekse eldeki davanın itirazın iptali davası sonrası açılan menfi tespit davası olmadığı, dolayısıyla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilerek, eldeki dava ile İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış olan 2020/214 Esas sayılı davanın birleştirilerek görülmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....

    İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. 2004 Sayılı İİK'nın menfi tespit ve istirdat davaları başlıklı 72. maddesinde; "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

      Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Kanun koyucu tarafından, tahsil edilmesi istenen alacak, kamusal nitelikte imtiyazlı olduğundan sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsilinin sağlanması istenmiş, bu nedenle kamu alacağına ilişkin takip kesinleştikten sonra, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılması yönünde herhangi bir hüküm öngörülmemiştir....

        Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 23/02/2022 KARAR TARİHİ: 12/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde, Sandıklı İcra Müdürlüğünün ...esas sayılı dosyasında müvekkili ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkili hakkında kambiyo senetlerine özgü yapılan takibe süresinde itiraz edilemediğinden takibin kesinleştiğini, açılan menfi tespit ve istirdat davasının müvekkili lehine sonuçlandığını, müvekkilinin banka hesabından davalı tarafından tahsil edilen 97.239,65 TL'nin istirdatına ve diğer alacak kısmı için de müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verildiğini, ancak bu ilamda faize hükmedilmediğini belirterek paranın tahsil tarihi olan 02/05/2007 tarihinden itibaren işleyen 20.433,00 TL faizin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/584 Esas KARAR NO : 2023/597 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/09/2023 KARAR TARİHİ : 28/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacının dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hali hazırda kamuya hizmet sağladığını, organizasyon ve taşımacılık faaliyetleri yürüttüğünü, şerhirlerarası taşımacılık faaliyeti yürüttüğünün dikkate alınması ile yolcuların ve sorumlu olduğu kamu kurumlarının mağdur olmaması için dava konusu mülkiyeti muhafaza işlemi hakkında tedbir kararı verilmesinin önemli olduğunu, menfi tespit davasının arabuluculuk hükümlerine tabi olması, menfi tespit davası açılana kadar haciz, yakalama ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiple müvekkilinin mülkiyet hakkının sınırlandırılacağı ve müvekkilinin telafisi imkansız zararlar ile karşı karşı kalacağı dikkate alınarak tedbir talep etmiştir....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/584 Esas KARAR NO : 2023/597 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/09/2023 KARAR TARİHİ : 28/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacının dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hali hazırda kamuya hizmet sağladığını, organizasyon ve taşımacılık faaliyetleri yürüttüğünü, şerhirlerarası taşımacılık faaliyeti yürüttüğünün dikkate alınması ile yolcuların ve sorumlu olduğu kamu kurumlarının mağdur olmaması için dava konusu mülkiyeti muhafaza işlemi hakkında tedbir kararı verilmesinin önemli olduğunu, menfi tespit davasının arabuluculuk hükümlerine tabi olması, menfi tespit davası açılana kadar haciz, yakalama ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiple müvekkilinin mülkiyet hakkının sınırlandırılacağı ve müvekkilinin telafisi imkansız zararlar ile karşı karşı kalacağı dikkate alınarak tedbir talep etmiştir....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/584 Esas KARAR NO : 2023/597 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/09/2023 KARAR TARİHİ : 28/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacının dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hali hazırda kamuya hizmet sağladığını, organizasyon ve taşımacılık faaliyetleri yürüttüğünü, şerhirlerarası taşımacılık faaliyeti yürüttüğünün dikkate alınması ile yolcuların ve sorumlu olduğu kamu kurumlarının mağdur olmaması için dava konusu mülkiyeti muhafaza işlemi hakkında tedbir kararı verilmesinin önemli olduğunu, menfi tespit davasının arabuluculuk hükümlerine tabi olması, menfi tespit davası açılana kadar haciz, yakalama ve rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiple müvekkilinin mülkiyet hakkının sınırlandırılacağı ve müvekkilinin telafisi imkansız zararlar ile karşı karşı kalacağı dikkate alınarak tedbir talep etmiştir....

                  HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

                    İcra Müdürlüğü'nün 2013/1330 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen takip konusu alacak sebebiyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ne var ki, davacı tarafından dava açıldıktan sonra icra takibi kapsamında 13.10.2014 tarihinde 4.038,00 TL ve 14.10.2014 tarihinde 190,00 TL olmak üzere toplamda 4.228,00 TL tutarında yapmış olduğu ödemeye ilişkin istirdat talebi hakkında hüküm kurulmamış olması isabetli görülmemiştir. İcra İflas Kanunun m.72/6.fıkrası ile “Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir.” hükmü ve davacının dava dilekçesindeki talepleri ile yapılan ödemeler de dikkate alınarak davacının istirdat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu