Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." 6102 sayılı kanun 5/A.maddesinde 28/03/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş olup, menfi tespit davaları da dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılması gereken davalardan olmuştur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2024/89 Esas KARAR NO : 2024/364 DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 06/02/2024 KARAR TARİHİ : 16/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya Genel İcra Dairesi'nin .../... esas sayılı dosyasında takibe konu faturalardan borçlu olmadığından bahisle menfi tespit talep ve dava etmiştir. YANIT: Davalı cevap dilekçesinde özetle; öncelikle arabulucu dava şartı nedeniyle usulden ret kararı verilmesine, aksi kanaat halinde daha önce Beyşehir ... ASHM .../... esas sayılı dosyasında kesinleşen iddialar nedeniyle açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu vekili, takip dayanağı menfi tespit davasına ilişkin ilamın kesinleşmeden icraya konulamayacağını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dayanak ilamda menfi tespit ile birlikte 10.750 TL'nin istirdatına karar verildiği,istirdat ilamlarının takibe konulması için kesinleşmesinin gerekmediği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir. Menfi tespit ilamları, İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi hükmüne göre kesinleşmeden takibe konulamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.1.2005 gününde verilen dilekçe ile menfi tesbit ve tazminat isteminde bulunmuş, birleştirilen davada da Hazine tarafından alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; menfi tespit ve tazminat isteminin reddine, birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.9.2005 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı (davalı) ... Ltd.Şti. vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 3.4.2007 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı (davalı) vekili gelmedi. Karşı taraftan davalı (davacı) Hazine vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı tarafından ..... İcra Müdürlüğü'nün 2007/4511 sayılı dosyasından takip konusu yapılan faiz oranının haksız olduğu iddiasıyla menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı/borçlu vekilinin temyizi üzerine karar, Dairemizin 27.02.2012 gün ve 2011/12143 E. - 2012/2950 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur....
Bası, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2017, s:40)Menfi tespit davalarında da bir talep var ise de bu talep maddi hukuk anlamında bir talep değildir. Başka bir söyleyişle, menfi tespit davalarında bir alacağın tahsili talep edilmediği gibi bu davanın sonucunda verilecek hüküm de bir alacağın tahsili sonucunu doğuran eda hükmü niteliğinde değildir. Açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat olmadığından ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarında; dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Menfi tespit istemiyle açılan davada, bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı banka vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekili aleyhine icra takibi yapıldığını, bankaya herhangi bir kredi veya kredi kartı borcu olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini 5.000 TL manevi tazminat verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, husumet itirazında bulunduktan sonra, banka tarafından düzenlenen kredi kartının diğer davalı ... tarafından kulanıldığının tespit edilmesi üzerine icra takibinin sonlandırıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davada kendisine husumet yöneltilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....
Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....
Davalı ..., davanın haklı olduğunu, kendisinin davacı babasının ikametgahında yaşadığını beyan etmiş, davalı ... ise davacının süresi içinde borca itiraz etmediğini, menfi tespit davası açmadığını, davacının taşınmazın satılmasından sonra arta kalan bedeli tahsil ettiğini, davacının varsa zararını ancak icra dosyası borçlusundan isteyebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, İİK'nın 89/3. maddesi uyarınca ikinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz edilmemesi, üçüncü haciz ihbarnamesinden sonra 15 gün içinde menfi tespit davası açılmamış olması, ihalenin feshinin de dava edilmemiş olması karşısında davanın süreden reddine karar verilmiştir. Davacı, istirdat ve tazminat isteminde bulunmuştur....
Menfi tespit davalarında da bir talep var ise de bu talep maddi hukuk anlamında bir talep değildir. Başka bir söyleyişle, menfi tespit davalarında bir alacağın tahsili talep edilmediği gibi bu davanın sonucunda verilecek hüküm de bir alacağın tahsili sonucunu doğuran eda hükmü niteliğinde değildir. Tüm bu açıklamalara göre; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat olmadığından ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarında; dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Ayrıca; bu konudaki Bölge Adliye Mahkemeleri arasında çıkan uyuşmazlık, Yargıtay 19. H.D. 13/02/2020 tarih, 2020/85 E. 2020/454 K. sayılı karar ile; "ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı" şeklinde giderilmiştir....