Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (----)....
Menfi tespit davalarında da bir talep var ise de bu talep maddi hukuk anlamında bir talep değildir. Başka bir söyleyişle, menfi tespit davalarında bir alacağın tahsili talep edilmediği gibi bu davanın sonucunda verilecek hüküm de bir alacağın tahsili sonucunu doğuran eda hükmü niteliğinde değildir. Tüm bu açıklamalara göre; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat olmadığından ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarında; dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Ayrıca; bu konudaki Bölge Adliye Mahkemeleri arasında çıkan uyuşmazlık, Yargıtay 19. H.D. 13/02/2020 tarih, 2020/85 E. 2020/454 K. sayılı karar ile; "ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığı ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığı" şeklinde giderilmiştir....
TTK'nın 5/A maddesi metni göz önüne alındığında, zorunlu arabuluculuğun "ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri" yönünden dava şartı olarak öngörüldüğü düşünülebilir ise de, anılan maddede "talep sonucu" olan alacak ve tazminat istemlerine değil "dava konusuna" vurgu yapılarak, "konusu bir miktar paranın ödenmesi olan davalar" için dava şartı olan arabuluculuğun öngörüldüğünü belirtmek gerekmektedir. Alacak ve tazminat davaları yanında, menfi tespit davalarının da konusu bir miktar paranın ödemesine ilişkindir. Bu husus, alacak ve tazminat davalarında bir miktar paranın ödenmesi olarak tezahür ettiği gibi, menfi tespit davalarında ise bir miktar paranın ödenmemesi olarak ortaya çıktığından konu itibariyle menfi tespit davasının da dava şartı olan zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerekir....
Alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminatla sınırlı olup, manevi tazminat yönünden TBK'nın 58. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise kusura dayalıdır. Burada, alacaklının kötü niyetli veya iyi niyetli olup olmadığı da doğrudan sonuca etkilidir. Taraflar arasında görülerek sonuçlanan ... 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/682 esas sayılı menfi tespit davasında davalının icra takibinde kötü niyetli olmadığı hükme bağlanmıştır. Taraflar arasında görülen Ticaret Mahkemesindeki dava ile işbu dava genel hükümlere göre yargılama yapılan mahkemelerde görülmüştür. Alacaklının kötü niyetli olmadığı menfi tespit davasında verilen kararla tespit edilerek kesinleşmiştir. Kesin hüküm taraflarını bağlar ve sonraki uyuşmazlıklarda da önleyici etkiye sahiptir. Somut olayda, davalının takipte kötü niyetli olmadığına ilişkin olgu önceki mahkeme kararı ile sabit olduğundan, haksız haciz için aranan kötü niyet koşulu gerçekleşmemiştir....
Davacı vekili 16.02.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, menfi tespit davalarını maddi tazminat davası olarak ıslah ettiklerini belirterek, her bir davalı için 100.000 TL olmak üzere toplam 200.000 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir....
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit, Maddi ve Manevi Tazminat DAVA TARİHİ : 20/02/2020 KARAR TARİHİ : 13/10/2021 KR....
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/298 Esas, 2009/379 Karar sayılı dosyasında menfi tespit kararının verildiği, 16.12.2009 tarihinden itibaren davalıdan yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının İİK’nun 72/5.maddesinde belirtilen kötü niyet tazminatını ayrı bir dava konusu yapamayacağını, davacının açtığı davada ... Noterliği’nden gönderilen 27.06.2007 tarihli ihtarnamede talep edilen alacaktan dolayı menfi tespit talebinde bulunduğunu, müvekkilinin bunun dışında da alacaklarının bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı bankanın ......
KİRA SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN MENFİ TESPİT DAVASI GÖREVTİCARİ DAVAHUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 4 "İçtihat Metni"Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davacı ve davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık, mükerrer takip nedeniyle menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı ...nun Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. Maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu'na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girmektedir....
Birleşen davanın davacısı ... vekili de aynı iddialarla menfi tespit, istirdat ve tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı banka vekili, davacıların doğrudan gelir desteği ödemesinden yapılan tahsilatların iadesi talepli davalar açtığını, bu davalar kabul edilince müvekkili bankanın evvelce tahsil ettiği tutarları iade ettiğini, bu nedenle takibe devam edilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davaların reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi kurulu raporlarına göre davacıların halen davalı bankaya borçlu olduğu gerekçeleri ile asıl davanın ve birleşen davanın ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, İİK.nun 72.maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Menfi tespit davasında borçlunun dava tarihi itibariyle borçlu olmadığı miktar varsa saptanıp buna göre hüküm kurulmalıdır....