HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava menfi tespit ve ödenen kira bedellerinin iadesi istemine ilişkindir. ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu alacağın kira bedeline ilişkin olduğu ve yargılamanın Sulh Hukuk Mahkemesince yapılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, eldeki menfi tespit davasında dava değerinin 30.000 TL olduğu, davanın 24.10.2010 tarihinde açıldığı ve dava tarihine göre görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK'ya göre alacak ve menfi tespit davalarında görev dava değerine göre belirlenir....
) tespitine ve icra takibine konu alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, tazminat talepleri ve menfi tespit davası yönünden ayrı ayrı belirlenmek üzere yargılama masrafları (ihtarname ve vekaletname noterlik ücretleri dahil) ile vekalet ücretlerinin davalı üzerine bırakılmasına dair karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün menfi tespit davalarını arabulucuk dava şartına tabi tutmadığı da anlaşılmaktadır....
ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün menfi tespit davalarını arabulucuk dava şartına tabi tutmadığı da anlaşılmaktadır....
ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün menfi tespit davalarını arabulucuk dava şartına tabi tutmadığı da anlaşılmaktadır....
Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne 4.186.700.702.TL asıl alacak, 142.004.123 TL işlemiş faiz yönünden icra takibinin devamına, bu miktar yönünden davacının borçlu olduğunun tesbitine, asıl alacağa %130 oranında temerrüt faizine ve %5 gider vergisi uygulanmasına, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. HUMK.nun 76.maddesi uyarınca olayların açıklanması taraflara,hukuki nitelendirmesi hakime ait bir görevdir. Eda davası açılması mümkün olan hallerde olumlu tespit davası açılamaz. Dava dilekçesinde her ne kadar borcun tesbiti istenmiş ise de talebin devamında davaya konu icra takibinde fazla talep edilen kısım üzerinden %40 oranında tazminat istendiği de gözetildiğinde davanın tespit edilecek borç miktarı dışında kalan kısım yönünden menfi tespit istemini içerir nitelikte bir dava olduğunun kabulü gerekir....
Bası, Filiz Kitabevi, İstanbul, 2017, s:40)Menfi tespit davalarında da bir talep var ise de bu talep maddi hukuk anlamında bir talep değildir. Başka bir söyleyişle, menfi tespit davalarında bir alacağın tahsili talep edilmediği gibi bu davanın sonucunda verilecek hüküm de bir alacağın tahsili sonucunu doğuran eda hükmü niteliğinde değildir. Açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat olmadığından ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarında; dava açılmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Menfi tespit istemiyle açılan davada, bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur....
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : ... KARAR TARİHİ : ... KARAR YAZIM TARİHİ : 07/11/2023 Mahkememize açılan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ... tarafından müvekkili aleyhine kambiyon senetlerine özgün haciz yolu ile takip yapıldığını, takipte örnek 10 icra ödeme emri ile müvekkili aleyhine Kayseri ... Dairesi ... esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, haksız şekilde takip yapıldığını, söz konusu senede ilişkin ödenen tutarların yeniden müvekkiline yüklenmesi ile takibe borcu olmadığını dava ve talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı tarafa henüz usulüne uygun davetiye tebliğ edilmemiştir. GEREKÇE: Dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkindir. Dava şartı medeni usul hukukuna ait bir kurumdur....
Maddesi ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinin birinci fıkrasında yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiştir. Ancak, yapılan değişiklik, 7445 sayılı Kanun’un 43/1-a maddesi uyarınca 1 Eylül 2023 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu nedenle, 01.09.2023 tarihine kadar ticaret mahkemeleri nezdinde açılacak itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında zorunlu arabuluculuğa başvurulmasına gerek bulunmayacaktır....