Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının ödeme taahhüdünde bulunması takibe konu borcun kabulü niteliğinde olup bu aşamadan sonra davacının menfi tespit talebinde bulunması mümkün değildir. Nitekim Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde de davacının menfi tespit isteminin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Anılan nedenlerle davacının menfi tespit talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. İİK'nın 72/5. Maddesine göre; dava (menfi tespit davası) borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz....

Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder." 6102 sayılı kanun 5/A.maddesinde 28/03/2023 tarihli ve 7445 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan “paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında” ibaresi “para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında,” şeklinde değiştirilmiş olup, menfi tespit davaları da dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılması gereken davalardan olmuştur....

    Dava açıldıktan sonra borç tahakkukunun iptal edildiği anlaşıldığından menfi tespit talebinin konusuz kaldığı anlaşılmakla bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığıdan menfi tespit talebi yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar vermek gerekmiştir...... Davacının şahsına bağlı sağlık, yaşam, isim gibi kanunen korunması gereken kişisel değerlerine bir tecavüz yapıldığı iddiası da mevcut değildir. Bu sebeple manevi tazminat isteğinin şartları oluşmadığı" gerekçesiyle 1- menfi tespit talebi konusuz kaldığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 2- manevi tazminat isteminin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı, davalı tarafından ..... İcra Müdürlüğü'nün 2007/4511 sayılı dosyasından takip konusu yapılan faiz oranının haksız olduğu iddiasıyla menfi tespit isteminde bulunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı/borçlu vekilinin temyizi üzerine karar, Dairemizin 27.02.2012 gün ve 2011/12143 E. - 2012/2950 K. sayılı ilamı ile bozulmuştur....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Menfi tespit davalarının zorunlu ara buluculuk şartına tabi olmadığı yönündeki Bölge Adliye Mahkemesi kararı uyarınca kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacının rızası dışında elinden çıktığı ve sonradan doldurulup imzalandığı iddia olunan çek sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.1.2005 gününde verilen dilekçe ile menfi tesbit ve tazminat isteminde bulunmuş, birleştirilen davada da Hazine tarafından alacak istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; menfi tespit ve tazminat isteminin reddine, birleştirilen davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.9.2005 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı (davalı) ... Ltd.Şti. vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 3.4.2007 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı (davalı) vekili gelmedi. Karşı taraftan davalı (davacı) Hazine vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı banka vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekili aleyhine icra takibi yapıldığını, bankaya herhangi bir kredi veya kredi kartı borcu olmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini 5.000 TL manevi tazminat verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, husumet itirazında bulunduktan sonra, banka tarafından düzenlenen kredi kartının diğer davalı ... tarafından kulanıldığının tespit edilmesi üzerine icra takibinin sonlandırıldığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. Davalı ..., davada kendisine husumet yöneltilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini istemiştir....

            Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde; öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/268 Esas KARAR NO : 2022/851 DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/04/2022 KARAR TARİHİ : 15/12/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı tarafından açılan tazminat davasının işlemden kaldırıldığı (başvuruya bırakıldığı) 24/06/2022 tarihten itibaren üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği anlaşıldığından, HMK 150/5 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                Davalı ..., davanın haklı olduğunu, kendisinin davacı babasının ikametgahında yaşadığını beyan etmiş, davalı ... ise davacının süresi içinde borca itiraz etmediğini, menfi tespit davası açmadığını, davacının taşınmazın satılmasından sonra arta kalan bedeli tahsil ettiğini, davacının varsa zararını ancak icra dosyası borçlusundan isteyebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, İİK'nın 89/3. maddesi uyarınca ikinci haciz ihbarnamesine süresi içinde itiraz edilmemesi, üçüncü haciz ihbarnamesinden sonra 15 gün içinde menfi tespit davası açılmamış olması, ihalenin feshinin de dava edilmemiş olması karşısında davanın süreden reddine karar verilmiştir. Davacı, istirdat ve tazminat isteminde bulunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu