Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Tarih : 15.6.2009 Nosu : 555-237 Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin oğlu ...'...

    Teknik bilirkişi heyeti tarafından şirketin ---- yıllarına ilişkin mali tabloları incelenmiş, şirket sermayesinin artırılması dışında bilanço yapısında herhangi bir değişiklik olmadığı, şirketin----olduğu ve sermaye artırımının doğrudan satışlar ve karlılık üzerinde bir etkisinin gözlemlenmediği, davalı şirketin sermaye artırım gerekçesi olarak ------taksitlik kredi borcu için sermaye artırımına gitmenin gerçekçi olmadığı, bunun yanında davacının kendisine sermaye artırımına ve şirketin finansal durumuna ilişkin bilgi verilmediği belirtilmiş ise de; şirketin finansal durumuna ilişkin bilgi almaya yönelik herhangi bir soru yöneltmediği, sermayenin artırım kararının bedelsiz olması nedeniyle şirket ortaklarına hiçbir bedel ödemeden sermaye artırımı sonucu sahip oldukları paylara ilaveten ayrıca kar dağıtımı yapılacağına karar verildiği belirtilmiştir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; işbu dava da kambiyo vasfına haiz bonolardan kaynaklı menfi tespit isteminin talep edildiği ve dava tarihi itibariyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; işbu davanın haksız fiilden kaynaklanan alacak/menfi tespit iddiasına dayandığını, kambiyo senedine dayalı menfi tespit iddialarının dışında 140.000,00 TL alacak taleplerinin bulunduğunu, kambiyo senetleriyle ilgili görevsizlik kararı verilse dahi alacak noktasında yerel mahkemenin görevli olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın bir kısmının tefrik edilmesi ve yalnızca menfi tespit iddiaları yönünden görevsizlik verilmesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkindir....

      ne sermaye olarak konulmak istenmesinin şirketin mali yapısını iyileştirmek amacı taşımadığım fakat davacı ortakların pay oranlarının düşürülmesi niyetiyle hareket edildiğini, sermaye artırımı kararının hukuken korunan bir sebebe dayanmadığını; ileri sürerek, davalı ...'...

        Davalı vekili, sermaye artırım kararının şirketin ihtiyaçları doğrultusunda alındığını, bu kararın davacıyı zor durumda bırakmak amacını taşımadığı gibi daha önce alınan sermaye artırımı kararlarına davacının herhangi bir itirazda bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

          O halde bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle saptanması, amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise, davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir. Somut olayda, ... Nakliyat Petrol Ürünleri İnşaat Malzemeleri Oto. Gıda Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.'...

            O halde bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması, ayrıca şirketin bilançosu incelenerek murisin ölüm tarihinde şirketin piyasa rayiç değeri uzman bilirkişiler aracılığıyla tespit edilmesi bu suretle murisin şirketteki payı oranında öncelikle aktif mal varlığının belirlenmesi ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle saptanması, amme alacağının şirketin mal varlığından tamamen tahsili mümkün ise, davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir. Somut olayda, ... İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti.'...

              CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, müvekkili şirkette %10 oranında hissedar olduğu, sermaye artırımı hazırlıkları yapılırken yasal mevzuat gereği sermayenin tamamının ödenmiş olduğunun tespiti zımnında alınan mali müşavir raporundan, ortakların sermaye taahhütlerine karşılık her hangi bir ödeme yapmadıklarının tespit edildiği, buna göre davacının sermaye koyma borcunu yerine getirmediğinin anlaşıldığı ve TTK 483. Maddesindeki ıskat prosedürünün işletildiği gerekli işlemlerin yapılıp ihtar gönderildiği verilen 1 ay süreye rağmen yine ödeme yapmadığı, davacının müvekkili şirkette ortaklığının devam etmesi nedeniyle zamanaşımı süresinin işlemeyeceği dolayısıyla davacının şirkete 250.000 TL borcunun bulunduğunun sabit olduğunu belirterek menfi tespit isteminin reddine karar verilmesini savunmuştur....

                davacının fiilen ayrıldığı 2019 yılı itibariyle şirketin ekonomik durumunun iyi olduğunu ve sermaye artırımını gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, ortakların rüçhan hakkını kullanmaları hakkında alınan 15/11/2020 tarih 3 sayılı Müdür kararının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, söz konusu genel kurul kararının butlanının tespitine, sermaye artırım kararının iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

                  Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince, murisin “ortağı” ve “temsilcisi” olduğu limited şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya; “temsilcisi” olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur. Murisin yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez....

                    UYAP Entegrasyonu