Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, asıl borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucu tahsil edilen 34.731-TL'nin kefalet borcundan mahsup edilmesi gerektiği iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....

    Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin kuruluşundan beri %33 hissedarı olduğunu, müvekkilinin şirketteki payının azaltılması için kötüniyetli olarak 30.06.2012 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında sermaye artırımına gidildiğini, sermaye artırımını gerektirecek gerçek bir zarar ve yatırım gereği bulunmadığını, yönetim kurulunca 31.03.2012 tarihli bilançoya göre şirket sermayesinin 464.652,23 TL’sini kaybedildiği, yatırım yapılması için sermaye artırım kararı alındığı belirtilmekte ise de söz konusu sermaye artırım kararının objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, 30/06/2012 tarihli genel kurulda alınan kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Şu halde açıklanan yasa hükümleri gereğince murisin; "ortağı" ve "temsilcisi" olduğu şirketlerin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak "koyduğu sermaye hissesi oranında" doğrudan doğruya; "temsilcisi" olarak da şahsi sorumluğu olduğu gözetilerek, mahkemece uzman bilirkişi veya bilirkişiler eliyle murisin, "ortağı" ve "yasal temsilcisi" olduğu limited şirketlerin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi, amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacıların borca batıklığın tespitini istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, aksi halde murisin ölüm tarihi itibariyle tespit edilen terekesinin aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne...

        Öyleyse, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; murisin, “ortağı” ve “yasal temsilcisi” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve murisin şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi; amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise bu halde davacının borca batıklığın tespiti istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi, aksi halde murisin ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken belirtilen hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

          Borcun, murisin şahsi borcu değil, ortağı ve temsilcisi olduğu şirketin vergi borcundan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Kanunla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu kanun gereğince takibe tabi tutulurlar....

            Sayın Mahkemenizce davacının dava dışı şirkete olan sermaye taahhüt borcu üzerinde 3.kişilerin hak iddia edebileceği kanaatine varılması durumunda, davacının dava dışı şirkete 44.531,25 TL borçlu olacağı ve davacının menfi tespit davasında haksız olacağı, aksi takdirde davacının sermaye taahhüt borcu dışında başkaca borcu olduğuna dair kayıt olmaması sebebi ile davacının menfi tespit davasında haklı olduğu kanaatine vardığını bildirmiştir. Dava dışı 3. Şahıs ... Makine İnş. Turizm A.Ş'nin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacının söz konusu takip borçlusu şirkete 44.531,25-TL sermaye taahhüt borcunun bulunduğu, bu alacağın dava dışı takip borçlusu şirketin alacağı olduğu, icra dosyasında borçlu bulunan ... Makine İnş....

              ın ise diğer paylarının sahibi olduğunu, 07.07.2017 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 6. maddesi kapsamında şirket sermayesinin 6 milyon TL'den 8 milyon TL'ye artırılmasına karar verildiğini, TTK'nın 456. maddesi uyarınca iç kaynaklardan yapılan artırım hariç, payların nakdi bedelleri tamamen ödenmediği sürece sermaye artırılamayacağını, daha önce 21.03.2015 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında şirket sermayesinin 3 milyon TL'den 6 milyon TL'ye artırılmasına karar verildiğini, artırılan sermayeyi diğer ortakların taahhüt ettiğini, ancak sermaye taahhütleri gerçekte yerine getirilmediğini, bu kişilerin bu sermayeyi şirkete getirecek mali güçleri bulunmadığını, sermaye konulmuş gibi gösterdiklerini, bu kişilerin şirketteki hisse oranlarını yükseltmeyi amaçladıklarını, TTK'nın 462/3 maddesi uyarınca şirketin yedek akçeleri mevcut olduğu halde bunların tamamı sermayeye eklenmeden dış kaynaklardan sermaye artırımı yoluna gidilemeyeceğini, sermaye artırım kararının dürüstlük...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı asil, davalı bankaca kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa dayalı olarak aleyhine takip başlatılmış ise de kendisinin kefil olarak sözleşme imzalamadığını, kredi asıl borçlularıyla akraba olması nedeniyle sorumlu tutulmak istendiğini ileri sürerek, icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... Yönetimi AŞ vekili, davacının takibe konu kredi borcundan dolayı sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, takibe konu alacağın ...'...

                  DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 26/11/2018 KARAR TARİHİ : ... KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2022 Mahkememize açılan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan yargılaması sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı tarafça mahkememizde açılan dava dosyasının ... tarihinde işlemden kaldırıldığı, işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren üç aylık yasal süre içerisinde yenilenmediği anlaşıldığından, davanın HMK'nun 150/5. maddesi uyarınca ... tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 1-Davanın, HMK'nun 150/5. maddesi uyarınca 21/01/2022 tarihi itibariyle AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, 2-Alınması gerekli 80,70-TL ilam harcının, dava açılışı sırasında tahsil edilen 1.673,53-TL'nin mahsubuna, artan 1.592,83-TL'nin yatıran davacıya iadesine, 3-Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Döner Sermaye İşletmesi'nin ... tarih ......

                    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/650 Esas KARAR NO : 2023/86 DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 09/09/2022 KARAR TARİHİ : 07/02/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ---- mahkememize ---- yargılama bitiminde ----fekkini, mükerrer tahsilata yönelik ---------- dosyalarında müvekkili ----- olmadığının tespitini ve icra takiplerinin davacı müvekkili açısından iptalini, davalı bankanın haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeni ile asıl alacağın yüzde yirmisinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar ------- uygun tebligat yapıldığı, davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu