Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-TL kredi çerçeve sözleşmesi kapsamında 1.500.000,00 TL limitle müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, icra takibine konu edilen senedin kredi borcuna mahsuben davalı bankaya temlik cirosu ile teslim edildiğini, iddiaya konu 710.000.-TL'lik ödemenin genel kredi sözleşmesi ve kredi çerçeve sözleşmesinden kaynaklandığını, bonoya veya takip dosyasına yapılmış bir ödeme bulunmadığını savunarak davanın reddini ve davacı aleyhine tazminata hükmolunmasını istemiştir....

    "İçtihat Metni"İhtiyati Haciz İsteyen: Yapı ve Kredi Bankası A.Ş vek.Av....ile Aleyhine İhtiyati Haciz İstenenler: 1-...2-...Teks.San.ve Tic.Ltd.Şti.3-... 4-Akar Çiçek 5... vek.Av.... ...arasında görülen dava hakkında İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 23.05.2008 gün ve 768-D.İş sayılı hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 06.11.2008 gün ve 7673-10674 sayılı ilamına karşı ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - İhtiyati haciz isteyen vekili, borçlu şirket tarafından düzenlenen 4 adet poliçeye aval vermesi nedeniyle, poliçe bedellerini ödemek zorunda kaldığını, karşı tarafın söz konusu ödemeler karşılığında Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi hesabından borçlandırıldığını, hesabın kat’ı suretiyle alacağın muaccel hale getirildiğini belirterek 319.672 TL alacak için ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, icra takibine konu bononun dava dışı şirket ile davalı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine teminat olarak alındığını, müvekkilinin de sözleşme ile söz konusu bonoyu kefil sıfatıyla imzaladığını, ancak müvekkili veya dava dışı şirket tarafından herhangi bir kredi kullanılmadığını ileri sürerek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Davalı vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesi özetle; Müvekkili bankanın ödenmeyen kredi borçlarının tahsili için yasadan doğan hakkını kullanarak borçlular aleyhine icra takibi başlattığını, alacağın dayanağını teşkil eden 26.11.2014 tarihli genel kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzalayan davacının anılan kredi sözleşmesine istinaden açılan kredi hesaplarından doğan tüm borçtan sorumlu olduğunu, eş rızasına gerek olmadığını, davacı tarafın kefil olduğu şirket nezdindeki hisselerini devretmesinin kefaletin sona ermesi sonucunu doğurmayacağını, icra takibine konu alacak kalemlerinin genel kredi ve teminat sözleşmelerine istinaden açılan kredi hesaplarına ilişkin olduğunu, hesap kat ihtarının davacının genel kredi sözleşmesinde belirtilen adresine gönderildiğini ve böylece alacağın muaccel hale geldiğini, talep edilen faizin yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, yasadan kaynaklanan haklarını kullanan müvekkili bankanın bu sebeple kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceğini, açıklanan...

          DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit KARAR TARİHİ : 08.02.2023 KARAR YAZIM TARİHİ : 08.02.2023 Taraflar arasındaki davadan dolayı Aydın Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 23.06.2022 gün ve 2022/170 Esas 2022/462 Karar sayılı hükmün istinaf yoluyla Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için başkan ... tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi....

            Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)'nun “Menfi tespit ve istirdat davaları” başlıklı 72. maddesi:“Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir.” düzenlemesini içermektedir. Anılan maddeden anlaşıldığı üzere borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir ve takip konusu alacağın borçlusu olmadığının tespiti isteyebilir. Borçlu, belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur. Somut uyuşmazlıkta davacı icra takibinden sonra menfi tespit davası açmıştır....

            Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacının gayrinakdi çek kredi sözleşmesinde imzasının bulunmadığı, genel ticari kredi sözleşmesinin kefalet başlıklı 12. maddesinin a bendinde kefil veya kefillerin müşterinin borçlandığı tutarı imza bölümünde belirtilen miktar kadar müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak tekeffül edeceklerinin belirtildiği, dolayısıyla ilgili sözleşmede kefillerin yalnızca imzalanan miktarla sorumlu oldukları belirtildiğinden bu çerçevede gayrinakdi çek kredisi sözleşmesinin genel ticari kredi sözleşmesinin eki sayılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece, benimsenen asıl ve ek bilirkişi raporlarına göre, dava dışı ... ve asıl dava davalısı-birleşen dava davacısı Halk Bankası arasında akdedilen 250.000 TL limitli genel kredi sözleşmesine asıl dava davacısı- birleşen dava davalısı ... ve ...'ın müteselsil kefil oldukları, ayrıca ...'ın kendisine ait taşınmaz üzerinde banka lehine sözleşmeye istinaden ipotek verdiği, bankanın icra takip tarihi itibariyle toplam 111.118,98 TL alacaklı olduğu ve bu borç sebebiyle ... aleyhinde ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlattığı, ayrıca her iki kefil hakkında da tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ilamsız takip yaptığı, ...'...

                ın kullanmış olduğu tüm kredi sözleşmeleri ve bu kredilerin geri ödemelerinin yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili hakkında yasal takibe başlanmadan açılan menfi tespit davasının açılacak icra takibini tek başına durdurmaya yeterli olmaması nedeniyle, iddia edlne borç miktarının % 15'i tutarında teminat ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili banka ile ... ... arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davacı ...'ın Genel Kredi Sözleşmesinin kefili olduğunu, dava dışı ...'a Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, ödenmemiş kredi borçları nedeniyle ...'...

                  Davalı vekili cevap dilekçesinde, mirasın hükmen reddiyle menfi tespit taleplerinin aynı davada istenemeyeceğini, icra takibinin ticari krediden kaynaklanması sebebiyle menfi tespit davasının asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, mahkemece bu talep bakımından görevsizlik kararı verilmesinin doğru olacağını, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece hükmen ret talebi tefrik edilmiş, 2015/56 Esasına kaydedilmiş, yapılan yargılama sonucunda da davacının açmış olduğu menfi tespit davası tefrik edilmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının muris Hasan Diril'in terekesinin borca batık olması nedeniyle mirasın hükmen reddi davasının kabulüne, murisin ölüm tarihinde terekesi borca batık olduğundan davacı İbrahim Diril'in mirası hükmen reddetmiş sayılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, TMK'nin 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu