Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı banka ile müşterilerinden ----------- imzalanmış ve bunun neticesinde kredi kullandırıldığını, borçluların muaccel olan borçlarını ödememeleri sebebiyle kendilerine ------- yevmiye no'lu ihtarnamesi keşide edildiğini, hesap kat ihtarnamesine karşı davalının herhangi bir itirazda da bulunulmadığını davacının da bulunduğu borçlular, sözleşmeye dayanan yükümlülüklerini yerine getirmemiş olup, alacağın tahsili için--------- dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlulara gönderilen ödeme emirlerinin usulü dairesinde kendilerine tebliğ edildiğini davanın süresinde açılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. GEREKÇE;Dava, menfi tespit talebine ilişkindir....
ve Emeklilik A.Ş. aleyhine açılan menfi tespit davası yönünden 6100 sayılı HMK.nun 114/h maddesi gereğince dava açmakta hukuki yarar bulunmaması nedeniyle 115/1-2 maddesi gereğince davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, 5.861,27 TL bireysel kredi grup hayat sigorta sertifikasına dayanan alacağın davalı ... ve Emeklilik A.Ş.’den tahsiline, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili ile davalı ... ve Emeklilik A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... ve Emeklilik A.Ş. vekilinin tüm, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, karar vermek gerekmiştir. 2-Dava kredi sözleşmesine bağlı hayat sigortasından kaynaklanan menfi tespit ve alacak istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için davalı kefil aleyhine girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın ticari işletme veya işyeri ile ilgili genel kredi sözleşmesine verilen kefaletten kaynaklandığı görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı asil tarafından temyiz edilmiştir....
Zira dava dosyasındaki bir talep için genel görevli mahkeme diğer talep için özel görevli mahkeme görevli olmasına rağmen birlikte açılan davalarda özel görevli mahkemenin görevli olduğu yerleşik Yargıtay kararları uyarınca kabul edildiğine göre istinaf incelemesi bakımından da aynı değerlendirme doğrultusunda iki ayrı hukuki sebebe dayalı bu tarz davalarda istinaf incelemesinin Asliye Hukuk Mahkemesine nazaran özel görevli mahkeme konumundaki Tüketici Mahkemesince verilen kararlar bakımından görevli olan 6. Hukuk Dairesi'nce yapılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin E:2015/42273, K:2016/17524 sayılı kararında mirasın hükmen reddi ve menfi tespit davasının birlikte Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiğine işaret edildiği nazara alındığında yukarıda açıklamalar doğrultusunda değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle istinaf incelemesi görevinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi, 6....
Tatlı ile kredi ilişkisi borçlu cari hesap şeklinde işleyen kredi olduğundan mevcut kredi limiti 10.08.2007 tarihli genel kredi sözleşmesi ile artırıldığını, bu sözleşmenin de 16.11.2006 tarihli sözleşmenin eki ve devamı olduğunu, dava dışı borçlunun 10.08.2007 tarihli sözleşme nedeniyle müvekkil bankaya borcu bulunduğunu ve davacının da kefalet limiti kadar sorumlu olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Şirketi arasında imzalanan 05/05/2004 tarihli genel kredi sözleşmesine davacıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduklarını, hesabın 12/09/2007 tarihinde kesildiğini, 87.728,28 TL borç bakiyesinin tespit edildiğini, davacıların yapılan icra takibine haksız şekilde itiraz ettiklerini, icra mahkemesi tarafından itirazın kaldırılmasına karar verildiğini ve kararın Yargıtay tarafından onandığını, davacıların asıl borçlunun kredi genel sözleşmesi kapsamındaki tüm borçlarından sorumlu olduklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davalı banka ile dava dışı ... Gıda Nak. Tar. Kur. San. Tic. Ltdi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.06.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.01.2022 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Davacılar, murisleri ...'nın 14.03.2013 tarihinde vefat ettiğini, terekesinin borca batık olduğunu, murisin başkaca malvarlığının olmadığını belirterek mirasın hükmen reddine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı ......
Türk Ticaret Kanunun 4. maddesinde, bu Kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. Somut olayda, davacı vekili, davalı ... Bankasının 04/05/2006 tarihli genel ticari kredi sözleşmesine dayanarak asıl borçlusunun ... olduğu 30.000,00.-TL kredi sözleşmesine istinaden sözleşmede kefil olarak gösterilen müvekkili ... hakkında ... 4. İcra Müdürlüğünde 2007/2225 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, dayanak (matbu) kredi sözleşmesinin hukuken geçerli bir belge olmadığını belirterek davalarının kabulü ile müvekkilinin davalıya 40.000,00.-TL borçlu olmadığının tespitine, ... 4. İcra Müdürlüğünün 2007/2225 sayılı icra takibinin müvekkilleri yönünden iptalini talep ve dava etmiştir....
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; açılan dava kredi sözleşmesine ve kefalet sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibinde davalı tarafa borçlu olunmadığına karar verilmesi talebini içerir menfi tespit davasıdır.Her ne kadar davacı tarafça davalı banka aleyhine kefalet sözleşmesinde yer alan imzaların kendilerine ait olmadığı iddiasıyla menfi tespit davası açılmış ise de Erzurum Kriminal Polis Müdürlüğü Belge İnceleme Uzmanı Hakan Erdemir tarafından tanzim edilen 16/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle ''imzaların genel şekli ve tersim tarzı, imzaların başlangıcı ve nihayete erdirilişi, imzalar içerisindeki karakteristik el hareketlerinin yapılışı, kaligrafik ve itiyadi diğer hususiyetler yönünden benzerliklerin gözlendiğini, belirtilen bulgular doğrultusunda inceleme konusu imzaların (bilhassa 2012 tarihli imza beyannamesi ve huzurda alınmış istiktab tutanaklarındaki mukayese imzalarına atfen) Selçuk Alattin Balıkçı elinden çıkmış...
arasında 18.04.2011 tarihli ve ------ Müşteri Numaralı Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşme gereği borçlu ------ 60.000,00 TL kredi kullandırıldığını, davacının da bu sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, Kredilerin zamanında ödenmeyince temlik eden banka tarafından sayılı hesap kat ihtarnamesi gönderildiğini, alacağın verilen sürede ödenmeyince borçlular için-----Esas sayılı dosyasından İlamsız Takip başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini,----- Sayılı dosyası alacaklı ----- tarafından ----- devir ve temlik edildiğini,------ ile dava dışı temlik eden -----arasındaki Genel Kredi Sözleşmesine kefil olarak imza attığında eşinin rızasının alınmamış olduğunu ve sözleşmede eşinin ıslak imzasının bulunmadığını iddia ettiğini, İbraz edecekleri Genel Kredi Sözleşmesinde de görüleceği üzere sözleşme tarihi 18.04.2011 tarihli olduğu, kanunda bu konuda açıklayıcı bir kural bulunmadığı, halen dosya borcunun ödenmemiş olduğu, müvekkil şirketin alacağının...