ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/475 Esas KARAR NO : 2023/320 DAVA : Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 01/09/2021 KARAR TARİHİ : 11/05/2023 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka ile dava dışı ....ltd. Şti. Arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davacının dava dışı şirketin yetkilisi ve tek ortağı olduğunu, müvekkilinin genel kredi sözleşmesi ve sözleşmeye istinaden ... TL' lik teminat senedi alınması ile müteselsil kefil ve müşterek borçlu olduğunu, dava dışı şirketin ödemede sıkıntıya düşmesi ile davalının şirkete ait tüm alacaklarını muaccel hale getirmeye çalıştığını, bu nedenle davacı ve dava dışı şirket aleyhine Antalya Genel İcra Dairesi'nin ... esas sayılı dosyası ile ... TL lik ve Antalya Genel İcra Dairesi'nin ... esas sayılı dosyası ile 26.710,00 TL lik toplamda ......
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; dava konusu ipotek senedine göre, davacılara ait taşınmazın dava dışı ...’ın üçüncü kişilerin kullanacağı kredilerden dolayı kefaleten sorumlu olduğu borçların da teminatı olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 12. Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: 13. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. 14. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. 15. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek. Av. ...'ın gelmiş, diğer taraftan kimsenin gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, davalı tarafından talep edilen kredi sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir borç bulunmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacının talebi 35.000 TL' ye ilişkin olduğu halde mahkemenin 250.000 TL bedelli bonodan dolayı menfi tespite karar vermesi talep aşımıdır. Ayrıca, kabule göre de, davacının genel kredi sözleşmesine kefil olduğu ve senedin kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği mahkemenin kabulündedir. Asıl borçlu şirkete verilen şirket kredi kartının genel kredi sözleşmesi kapsamında verildiği ayrıca kredi kartı sözleşmesi imzalanmadığı dosyada bulunan 30/10/2014 tarihli davalı banka tarafından imzalanan tutanaktan anlaşılmaktadır. Kredi kartına yönelik ayrıca bir sözleşmenin varlığı gerekmeyeceğinden, bilirkişi raporundaki değerlendirmeye itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harçların istek halinde iadesine, 01.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesinin ... sayılı kararı ile " Takip dayanağı 22/10/2004 tarihli genel kredi sözleşmesinin 1. sayfasında kredi limitinin 137.000.000.000 TL olduğu belirtildiği, davacının kefalet imzasının yer aldığı 27. sayfada ise davacının kefalet limitine ilişkin bir belirleme yapılmadığı, davacı yanın kredi sözleşmesinin limitinin sonradan ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu ileri sürdüğü , yargılama aşamasında ise anılan iddiaya ilişkin yeterli ve denetime açık bir şekilde inceleme ve araştırma yapılmadığı, bu durumda mahkemece yapılması gereken işin , banka kayıtları üzerinde yerinde bankacı bilirkişiye inceleme yaptırılarak, asıl borçluyla imzalanan genel kredi sözleşmesinin hangi limit üzerinden banka kayıtlarına işlendiği, kredinin hangi miktardan açıldığı, genel kredi sözleşmesi sebebiyle ilgili kurumlara vergi ve bu gibi adlar altında yapılan ödemelerin hangi limit üzerinden yapıldığı hususlarının tespit edilmesi ve bu suretle genel kredi sözleşmesinin hangi limit üzerinden...
Şti'ne 06.2012 düzenleme tarihli ve eki 19/06/2012 düzenleme tarihli 30.000-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalattığı, genel kredi sözleşme eki kefaletnameyi davacı ... 30.000-TL kefalet limitli olarak müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı, sözleşmeye istinaden dava dışı asıl borçlu şirkete taksitli ticari kredi ve KMH dan kredi kullandırılmış, kredi ödemelerindeki aksaklık üzerine kredi hesapları kat edilerek borçlulara ihtarname keşide edilmiş, davacı 09/01/2016 tarihinde temerrüde düştüğü, ihtar sonrası davacı ve dava dışı asıl borçlu şirket aleyhine İzmir .... İcra Müdürlüğünün ... E ve ......
Sulh Hukuk Mahkemesi'ne karar kesinleşmeden evvel bildirildiğini, ilk derece mahkemesinin diğer mirasçıların dahi beyan ve muvafakatlarını almadan, Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde mirasın reddi iptali davası açılabileceği ve mahkemenin mevcut dosyadan el çekmiş olduğu gerekçeleri ile karar verilmesine yer olmadığına dair karar verdiğini, yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından mirasçıların tamamının muvafakatiyle dönülebileceğini, mütevaffanın tüm yasal mirasçılarının, müvekkilinin mirasın ret beyanından dönmesi hususunda mutabıktır olduğunu, ilgili muvafakatnamelerin, yüksek mahkemeye sunulmak üzere ilk derece mahkemesi dosyasına ibraz edildiğini, bu nedenle müvekkilinin mirasın reddinden dönme iradesinin kabulü ile davanın reddine karar verilmesini isteme zarureti hasıl olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak mirasın reddinden dönmeye ilişkin davadan feragat taleplerinin kabulüne ve davanın...
GRUP OTOMOTİV İNŞAAT ELEKTRONİK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ - VEKİLİ : Av. DAVALI : TÜRKİYE ... BANKASI ANONİM ŞİRKETİ - VEKİLİ : Av. DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) DAVA TARİHİ : 05/07/2019 KARAR TARİHİ : 28/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; Davalı banka tarafından Bursa 11.İcra Müdürlüğünün 2019/... sayılı dosyasıyla davacı aleyhine rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını, davacının sözleşmede vadelerde ödemeleri zamanında yaptığını, bu sebeple takipte borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir....
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 20/06/2022 KARAR TARİHİ : 08/12/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 20/12/2022 ... 42.Asliye Hukuk Mahkemesi 2022/78 Esas 2022/91 Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi olunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ... un eşi ...'un 05/04/2015 yılında vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak kendisi ve kızı Damla Ecrin CON'un kaldığını, eşinin vefatından sonra müteveffa eşi ...'un borçlu olduğu ... Batı İcra Dairesi 2015/47506 E. Sayılı dosyası ile de tarafına ödeme emri gönderildiğini, davacı içinde olduğu bu durumda da ... 12.Asliye Hukuk Mahkemesinden 2016/333 E. 2017/260 K. Sayılı dosya ile davalısı Türkiye Halk Bankası olan bir mirasın hükmen reddi davası açtığını, söz konusu dava neticesinde de muris ...'...
Daha yakın tarihli Yargıtay kararlarında ise genel olarak “Mirastan çıkarma ve yoksunluk sebepleri, ya da mirasın reddi veya mirastan feragat sözleşmesi hâllerinin bulunması mirasçılık belgesi istemeye engel değildir. Çıkarma, yoksunluk, ret ve feragatın “hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğine” işaret edilmek suretiyle ve bu durumlar yok sayılarak tüm mirasçılar ve miras paylarını gösterir biçimde hüküm tesis edilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu yön dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” (2. HD 05.02.2008, 2007/20848, 2008/965); “Dava mirasçılık belgesi istemine ilişkindir. Mirastan çıkarma ve yoksunluk sebepleri ya da mirasın reddi veya mirastan feragat sözleşmesi hâllerinin bulunması, mirasçılık belgesi istemine engel değildir....