Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

iptali ve menfi tespit isteminin reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

    Davalı vekili cevabında, davacı hakkında imzalamış bulunduğu genel kredi sözleşmesi uyarınca tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile icra takipleri yapıldığını, takiplerin kesinleştiğini, kat ihtarından sonra borçlular tarafından bir ödeme yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını, müvekkilinin kredi sözleşmesinin kefili olup, kefaleti hakkında icra takibi yapıldığını, bu nedenle davaya konu icra takibi nedeniyle borçlu olmadığını iddia ederek 7.107.76.-TL.den borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının, dava dışı ....in davalı banka ile akdettiği kredi sözleşmesine 17.000.00....

      Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitine yöneliktir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Menfi tespit davası, normal bir hukuk davası gibi açılır. Borçlu, itirazın kaldırılması sırasında tetkik merciinde (m. 68-68a) ileri sürüp ispat edemediği itiraz ve def’ilerini, menfi tespit davasında yeniden ileri sürebilir; çünkü itirazın kaldırılması kararı, menfi tespit davasında kesin hüküm teşkil etmez. Nitekim aynı ilkeler, T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ... gün ve ... E. ... K; ... gün ve ... E. ... K sayılı kararında da vurgulanmıştır. (T.C....

        HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre; 1-Davanın kabulü ile davacının davalıya ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin murisi ...'nun davalı bankaya olan kredi borcu nedeniyle müvekkilinin de arasında yer aldığı mirasçılar aleyhine davalı bankaca takip başlatılmış ise de müvekkilinin de diğer mirasçılarla birlikte mirasın reddine dair dava açtığını ve icra dosyasına yaptığı itiraz gözetilmeden maaşına hacizler konulduğunu belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve maaşındaki kesintinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Esas sayılı dosyasında 28.01.2022 tarihinde icra takibinden feragat ile kapatıldığını, bu durumda söz konusu davanın konusuz kaldığını ve reddi gerektiğini, ilaveten ayrıca aleyhlerine masraf ve vekalet ücretine de hükmedilmemesi gerektiğini, hal böyle iken; davanın kabulüne karar verilerek davalı aleyhine yargı giderine hükmedilmesinin haksız olup dava konusuz kaldığından davanın reddi gerektiğini ve aleyhlerine masraf ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tesbitine ilişkindir. Temlik eden ... Bank A.Ş. İle davacının murisi ... arasındaki sözleşmenin ihtiyaç kredisi sözleşmesi olduğu ve davalıya temlik edilen kredi borçlarına ait kat ihtarlarının ihtiyaç kredisi ve KMH hesabına ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir....

              Mahkemece, süresinde itiraz edilmeyen dava konusu edilen kredi sözleşmesinin İ.İ.K.'nın 68. maddesinde belirtilen belgelerden olduğu, davacı tarafın dava konusu edilen kredi sözleşmesini ve içeriğini kabul etmiş sayıldığı,davacıların yıllardır süren iş bu kredi sözleşmesine ilişkin takipten de uzun süredir haberdar olduğu, ancak takip kesinleştikten sonra iş bu menfi tespit davasını açtığı, iptalini istediği kredi sözleşmesine süresinde itiraz edilmemesi sonrası kredi sözleşmesinin içeriğini kabul etmiş sayılmakla birlikte bu durumun aksini gösteren delil ve belge de ibraz etmeyerek davasını ispatlayamamış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşmiş olan icra takibine karşı açılmış menfi tespit davasıdır. Alacağın ispatı ilamsız icra takiplerinde alacaklı bankaya ait olup davalının, dava tarihi itibariyle dava konusu edilen icra takibinden dolayı alacaklı olduğunu kanıtlamak ile yükümlüdür....

                Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu tür davalar, menfi tespit davası niteliğinde olup yetkili mahkeme davalı-alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Davanın vekil aracılığı ile açılması halinde, vekilin, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunması zorunludur. Mirasın hükmen reddine karar verebilmek için, miras bırakanın terekesini oluşturan aktif ve pasifinin murisin ölüm tarihi itibariyle araştırılması ve terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının saptanması gereklidir....

                Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu tür davalar, menfi tespit davası niteliğinde olup yetkili mahkeme davalı-alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Davanın vekil aracılığı ile açılması halinde, vekilin, Türk Medeni Kanununun Velayet, Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunması zorunludur. Mirasın hükmen reddine karar verebilmek için, miras bırakanın terekesini oluşturan aktif ve pasifinin murisin ölüm tarihi itibariyle araştırılması ve terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının saptanması gereklidir....

                İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin mirasın reddi davası açması sebebiyle icra takibinin iptaline ilişkin karar verilmesini talep ettiğini, fakat mirasın reddi işleminin takibi durdurmayacağını, davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesinin gerektiğini, mirasın reddi işleminin takip öncesi bir işlem olduğu için miras terekesine değil mirasçıların şahsına yönelik bir takip başlatıldığından mirasın reddi nedeniyle borçlu olunmadığı iddiasının öne sürülmesinin mümkün olmadığını, murisin 28/09/2020 tarihinde vefat ettiğini, takip konusu bononun vade tarihinin 30/09/2020 olduğunu, vade tarihinin murisin vefat tarihinden sonraki bir tarih olduğundan, borçlu terekenin borcundan dolayı değil şahsi olarak borçlu olduğundan takibin iptalini talep etmekte hukuki yararı bulunmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Konya . İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası istenmiş, Serik ....

                  UYAP Entegrasyonu