Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

    Hukuk Dairesinin 24/05/2021 tarihli, 2020/2891 Esas, 2021/4366 Karar sayılı ilamı ve yerleşik uygulamalarında da HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davasının, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemeyeği ve menfi tespit davalarının arabuluculuk dava şartına tabi tutulmadığı yönündeki kararları" dairemiz tarafından da benimsenmiştir Somut olayda, davacı icra takibine konu edilen senetlerin dava dışı lehtara kira ilişkisi sebebiyle verildiğini ve ödendiğini, davalı hamil, ciranta ve lehtarın birlikte hareket ederek bedelsiz kalan senetlerin tahsil etmeye çalışıldığını belirterek borçlu olmadığının tespitini talep etmiş olmakla, menfi tespit davasının “konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri” cümlesinden olmadığı, bu nedenle dava zorunlu arabuluculuk dava şartına tâbi bulunmadığından, mahkemece yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş...

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/145 Esas KARAR NO : 2022/178 DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/02/2022 KARAR TARİHİ : 23/02/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ...'ın Antalya Genel İcra Dairesi ...İcra Dairesi ... E. sayılı takip dosyaları nedeni ile borçlu olmadığının tespitini, alacak miktarının %20 si oranında İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir. Eldeki dava bankacılık işlemlerinden kaynaklanan alacak davasıdır. Hakimler ve Savcılar Kurulu' nun 25.11.2021 tarih 1232 sayılı kararı gereğince Bankacılık Kanunundan kaynaklanan uyuşmazlıklarda Antalya ......

        HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir....

          Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici ....madde hükmü gözetilerek HUMK.nın ........2004 tarih, 5219 sayılı kanunla değişik 427.maddesi ve ... ... Genel Kurulu’nun ........2005 tarih ve ...-82 esas ve 126 karar sayılı ilamı uyarınca temyiz konusu alacak hüküm tarihinde 1820. -TL’nin altında bulunduğundan hükmün kesin olması nedeniyle temyiz isteminin REDDİNE, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 01.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/504 esas sayılı dosyasında menfi tespit davasına konu 70.373.58 TL miktarda dahil olmak üzere dosya davalısı tarafça davacı aleyhine açılmış alacak davası mevcut olduğu, bu dosyada davacının alacak iddiası dolayısı ile iş bu davaya konu miktarda davacının borçlu olup olmadığı hususlarının ve davacının iddiasının bu dosyada araştırıldığı, ayrıca davacının menfi tespit davası açmasına gerek olmadığı, dolayısı ile açılan davada davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK.'nın 114/h maddesi gereğince davanın hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

              Maddesi ile 6102 Sayılı TTK'na eklenen 5/A maddesi gereğince ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine" karar verilmiştir.6102 Sayılı TTK'nın 5/A. maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; menfi tespit davalarında bir miktar paranın ödenmesi istemi bulunmadığından, alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyeceğinden, somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır.HMK 4/a maddesinde "kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh Hukuk Mahkemesinde" görüleceğinin...

                şeklinde düzenlendiği, dosyada verilen tedbire ilişkin teminat yatırılmadığı görülmekle tedbir kararının uygulanmadığı, yasanın amir hükmü gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği,Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; trafik kazası nedeniyle davalının aracının onarım bedelinin icra takibindeki alacak miktarı ile uyumlu olduğu, davacı tarafça icra takibine konu alacak, alacağın feri ve masraflarını ödemesini yaparak borcu sona erdirdiği, davacının icra takibindeki alacak miktarı bakımından borçlu olduğu anlaşılmakla, mahkememize açılan menfi tespit davası, istirdat davası ve kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği,Davalı yanın icra inkar tazminatı talebinin değerlendirilmesinde; menfi tespit davasında, yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine dair verilen karar ile birlikte borçlu (davacı) aleyhine takdir edilecek tazminat, İİK'nın 72/4. maddesinda hükme bağlanmıştır....

                  şeklinde düzenlendiği, dosyada verilen tedbire ilişkin teminat yatırılmadığı görülmekle tedbir kararının uygulanmadığı, yasanın amir hükmü gereğince menfi tespit davasının istirdat davasına dönüşmesi ve davaya istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiği,Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; trafik kazası nedeniyle davalının aracının onarım bedelinin icra takibindeki alacak miktarı ile uyumlu olduğu, davacı tarafça icra takibine konu alacak, alacağın feri ve masraflarını ödemesini yaparak borcu sona erdirdiği, davacının icra takibindeki alacak miktarı bakımından borçlu olduğu anlaşılmakla, mahkememize açılan menfi tespit davası, istirdat davası ve kötü niyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği,Davalı yanın icra inkar tazminatı talebinin değerlendirilmesinde; menfi tespit davasında, yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine dair verilen karar ile birlikte borçlu (davacı) aleyhine takdir edilecek tazminat, İİK'nın 72/4. maddesinda hükme bağlanmıştır....

                    Öncelikle, menfi tespit davası ile ilgili genel bir açıklama yapılmasında ve ilgili yasal düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır: 13. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukukî ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. 14. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. 15. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir....

                      UYAP Entegrasyonu