WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TTK'nın 5/A maddesinin birinci (1) fıkrası "Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. 12....

    Sonuç itibariyle, menfi tespit davasının anılan düzenleme kapsamı dışında tutulduğu sonucuna ulaşılamamaktadır. Menfi tespit davası İcra ve İflas Kanununun 72.maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur. Ancak borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, sırf borçlu olmadığının tespitinde hukuki bir yararı bulunmadığı için artık menfi tespit davası açamaz....

      İcra Müdürlüğünün 2012/3277 sayısı ile yapılan icra takibinde asıl alacak miktarının 15.600-TL olmayıp, 5.600-TL olduğunun tespitine, icra takibinin asıl alacak miktarı 5.600-TL olacak şekilde ferileriyle birlikte devamına" denilmiştir. Böylece tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu hal HMK'nun 298/2. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden, 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulması gerekmiştir. 2- Dava, İİK'nın 72. maddesi hükmüne dayalı menfi tespit davası olduğundan, mahkemece, HUMK'un 74....

        Yukarıda yapılan açıklamalar neticesinde menfi tespit davasında arabucuya başvurulmasının dava şartı olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz....

        İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalarının konusunu bir miktar alacak veya tazminat oluşturmadığı gibi, menfi tespit davaları TTK'da değil İİK'da düzenlendiğini, eldeki davanın, icra takibi nedeniyle menfi tespit davası olduğunu, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talebine ilişkin olmadığını, ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğunun bulunmadığını, dolayısıyla eldeki davanın zorunlu arabuluculuğa tabi davalardan olmadığını beyan ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulünü talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; menfi tespit talebine ilişkin olup mahkemece arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır....

        Davacı, davalı ...’ün ilamsız icra yoluyla yapmış olduğu icra takibine karşı menfi tespit davası açmıştır. Mahkemece, ilamsız takibe davacı tarafından itiraz edilip takip durduğu için takibe karşı menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir. İcra İflas Yasasının 72. maddesinin 1. bendine göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durması icra takibini ortadan kaldırmaz. Davalı her zaman alacak davası açabilir. Böyle bir davaya muhatap olma tehdidi altında olan davacının bu belirsizliği ortadan kaldırmak, uyuşmazlığı kesin hükme bağlamak için menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Bu durumda davanın iddia ve savunma çerçevesinde incelenerek esası hakkında karar verilmesi gerekirken hukuki yararı olmadığından davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

          Mahkemece, menfi tespit davasında yetkili mahkemenin alacaklının yerleşim yeri mahkemesi veya takibin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu, davalının şirket merkezinin ... olup, yetkili mahkemenin ... Asliye Ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiş hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Menfi tespit davasına konu 2 adet çekin keşide yeri Arhavi olup icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında yetkili mahkeme; davalının ikametgahı mahkemesi veya çekin keşide yeri mahkemesidir. Davacı seçimlik hakkını kullanarak çekin keşide yeri olan yetkili Arhavi Asliye Hukuk Mahkemesinde menfi tespit davasını açmıştır. Bu nedenle mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi isabetli görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine 9.2.2011gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Menfi tespit davasında ispat yükü kural olarak davalı alacaklıya aittir. Davalı alacaklı, davacı borçludan, alacağının bulunduğunu ispat etmekle mükelleftir. Ancak, davacı borçlu aralarındaki hukuki ilişkiyi ve bundan kaynaklanan borcunun olduğunu kabul edip, bu borcun herhangi bir sebep ile son bulduğunu ileri sürüyor ise, ispat yükü davacı borçluya geçecektir. Rize icra Müdürlüğü'nün 2019/865 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Davalı alacaklının 20/04/2012 tarihinde evlenmesine rağmen evlendikten sonraki tarihler için de yoksulluk nafakası talep ettiği anlaşılmaktadır....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava; hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davasıdır. HMK nın 4/1.a maddesi uyarınca kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere kira sözleşmesinden doğan tüm uyuşmazlıkları konu alan davalara bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Somut uyuşmazlığında davalı tarafça davacıya kiralanan kule vincin kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine konu çekten dolayı borçlu olunmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığı açık ve ihtilafsızdır....

              Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde birleştirilerek görülen asıl dosyada menfi tespit ve alacak davasının kısmen kabulüne, birleşen Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/49 esas sayılı dosyasında menfi tespit davasının kabulüne, birleşen Adana 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/71 esas sayılı dosyasında menfi tespit davasının kabulüne, birleşen Adana 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1192 esas sayılı dosyasında menfi tespit davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurularının reddine yönelik olarak verilen karar, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 28/06/2022 tarihinde davalı vekili Av. .......... geldi. Başka gelen olmadı....

                UYAP Entegrasyonu