Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Menfi tespit davaları bu nedenle bu kanun kapsamında değerlendirilemez. Çünkü menfi tespit davalarında bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla kararın kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahal mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının İstinaf talebinin KABULÜNE, Çorlu 5....

Menfi tespit davaları bu nedenle bu kanun kapsamında değerlendirilemez. Çünkü menfi tespit davalarında bir miktar alacağın tahsili talebi yoktur. Ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesi usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla kararın kaldırılarak dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere mahal mahkemesine iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi usul ve yasalara uygun görülmüştür. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının İstinaf talebinin KABULÜNE, Çorlu 5....

Mahkemece, davalı olan takip alacaklısının 06.03.2012 tarihli dilekçesiyle alacak miktarını 26.002 TL.olarak düzelttiği ve takibin 8.998 TL.sinden ve 1.750 TL.faizinden feragat ettiği ön inceleme duruşmasında tarafların asıl alacak miktarının 26.000 TL.olduğu konusunda anlaştıkları, davacı vekilinin asıl borç tutarını dava açılmadan önce bildiği, HMK’nun 109/2.maddesi uyarınca talep konusunun tartışmasız ve açıkca belirli olduğu hallerde kısmi dava açılamayacağı, bu nedenle davacının kısmi menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçeleriyle dava şartı yokluğundan HMK’nun 114/1-h, 109 ve HMK’nun 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacılar vekili temyiz etmiştir....

    Hal böyle iken, menfi tespit davalarının ticari bir dava olduğu için TTK' nın 5/A maddesi kapsamına alınması ve böyle bir davayı açmak isteyen kişinin önce arabulucuya başvurmaya zorlanması, kanuna aykırı olduğu gibi ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan da bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 13/04/2021 tarih, 2020/6032 esas ve 2021/3614 karar sayılı ilamı da bu yöndedir.) Bununla birlikte, menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulduğu, menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hallerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir....

    Sonuç olarak somut olayda taraflar arasındaki uyuşmazlığın bankacılık işlemlerinden kaynaklanması nedeniyle, TTK'nın 4. maddesi gereğince ticari dava niteliğinde olduğu ancak açılan davanın menfi tespit davası olmayıp, HMK'nın 106. maddesinde düzenlenen (müspet) tespit davası olduğu, davacının davalıdan bir miktar paranın ödenmesi, alacak ve tazminat talebinin bulunmadığı; bu nedenle TTK'nın 5/A maddesi gereğince davanın arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı, menfi tespit davası olsa dahi ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilemeyeceği nazara alındığında, mahkemece davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir....

    Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu bildirmeli, açıklamalı ve gerekirse ispat etmelidir. 6100 Sayılı HMK.'nın 114.maddesinde hukuki yarar dava şartı olarak kabul edilmiştir. Davacı menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu ispat edemezse, tespit davası dava şartı yokluğundan usulden reddedilir. Mahkemenin, her tespit davasında hukuki yarar bulunup bulunmadığını kendiliğinden incelemesi gerekir. Somut olayda; elektrik idaresi, borçlu şirkete 29.04.2003 günü yazı göndererek; kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiği gerekçesi ile 11.634,73 TL'nin 15.05.2003 gününe kadar ödenmesini talep etmiştir. Borçlu şirket bu yazı üzerine elektrik idaresi aleyhine 22.05.2003 günü menfi tespit davası açmıştır. Elektrik idaresi de bu bedeli tahsil edebilmek için 23.09.2003 günü borçlu aleyhine icra takibi başlatmış; itiraz üzerine 28.10.2003 günü itirazın iptali davası açmıştır....

      Mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Kanun koyucu ----tabi ticari davaları belirlerken konusunun alacak ve tazminat olan davalar olması gerektiğini özellikle vurgulamıştır. Bu nedenle menfi tespit davası niteliği gereği bir olumsuz durumun tespiti istemine ilişkindir. Bir miktar paranın ödenmesi veya tazminat talebi yoktur. Bu dava davalı açısından bir alacağın tahsili davasıdır demek de doğru bir yaklaşım değildir. Nasıl ki alacak davasına davalı açısından bu bir menfi tespit talebidir diyemiyorsak; menfi tespit davasında da davalı açısından bu bir alacak davasıdır nitelendirmesi yapamayız. Bir hukuki durumun savunulması ile dava edilmesi birbirinden farklı kavramlardır.Bu nedenle menfi tespit davaları --- tabi davalar değildir. Farklı yargı kararlarının oluşması üzerene de Yargıtay --. Hukuk Dairesi'nin ------ Karar sayılı kararında menfi tespit davaları özelinde --tabi olmadığı yönde karar verildiği bilinmektedir....

        Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukukî ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

          Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde “malen” kaydını içeren imzası inkar edilmeyen kambiyo senedi alacaklının ticari defterlerine işlenmemiş olsa dahi malın teslim edilmediğini, haliyle takibe konulan senedin bedelsiz kaldığını, davacının ispatlaması gerektiği, davacının menfi tespit ve alacak iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin menfi tespit talebi yanında ayrıca alım satım ilişkisine dayalı alacak talebi de bulunmaktadır. Davacının dava dilekçesinde talep ettiğini bildirdiği, bu alacağın davalı defterinde borç olarak kayıtlı olduğu bilirkişi raporunda belirtilmiştir....

            Davalı ...Ş.; icra aşamasındaki tüm tebligatların usulüne uygun olarak davacıya yapıldığını, menfi tespit davası açılamayacağını, satış tarihinden itibaren 1 yıl içinde istirdat davası açılması gerektiğini, taşınmazı ...'a sattıklarından tapu iptali ve tescil davasında taraf sıfatlarının bulunmadığını, icra dosyasındaki alacak miktarı üzerinden tazminat istenebileceğini belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı hakkında başlatılan ve yürütülen icra takip dayanağı bankacılık hizmetleri sözleşmesi ve müşteri imza kartonundaki imzanın davacıya ait olmadığının ...Kurumu ... Dairesinin 8.10.2012 tarihli raporuyla belirlendiği gerekçesiyle menfi tespit ve alacak davasının kabulüne, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili ile davalılardan ... Bankası A.Ş. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, tetkik hakimi ...'nin raporu okundu, düşüncesi alındı....

              UYAP Entegrasyonu